Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; evliliğin kuruluşunda davacının rızası olsa dahi, evliliğin kurulma şekli nazara alındığında davalının evliliğin kendisine yüklediği sorumlulukların farkında olmadığı, sorumsuzca davrandığı, davacıya müşterek ev açma teşebbüsünde bulunmadığı gibi makul olan şekliyle ailesi yanında da bırakmadığı, akrabalar arasında gezdirdiği, bakımını ve geçimini sağlamadığı, herhangi bir yerde çalışmadığı, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumlulukları taşımadığı, davacı kadının da evlilikte rızasının olduğu, ancak evliliğin kuruluş şekli nedeniyle aile ve toplum baskısı hissettiği için müşterek yaşamı terk ettiği, davalının davranışlarından kaynaklı olarak hayal kırıklığına uğradığı, erkeğin ağır kusurlu olduğu kanaatiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden karar kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere aylık 300 TL tedbir nafakası ödenmesine, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 5.000...

ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla birlikte edinilen konuta yapılan katkı bedelinin tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin Yokluğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23.11.2021 günü temyiz eden davacı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemenin gerekçeli kararında Dairemizin bozma ilamından sonra Azerbeycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğundan temin edildiği bildirilen nikah belgesi ile Beyoğlu 29. Noterliğinde düzenlenen 02.01.2001 tarih ve 16398 yevmiye sayılı evrakın dosya arasında yer almadığı görülmüştür....

      Bu sebele Mahkemece 01.04.2014 tarihli oturumda incelenen ve tarafların evliliğinin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verildiği belirtilen dava dosyasının gerektiği takdirde taraflardan da sorulup tespiti ile dosya içerisine alınarak birlikte gönderilmek üzere dosyanın yeniden mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 07.04.2015 (Salı)...

        Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davacı kadının evliliğin iptali davasının reddine karar verilmek suretiyle hükmün HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi tazminat ve nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, daha sonra davasını ıslah ederek, evliliğin iptaline (TMK m. 145) karar verilmesini, bu mümkün değilse akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmalarına karar verilmesini istemiştir....

          Birleştirilerek görülen davaların yapılan yargılaması sonucunda ise mahkemece davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile evliliğin mutlak butlan sebebi ile iptaline, davacı-davalı kadının boşanma davasının ise konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı erkek vasisi tarafından açılan mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davası, boşanma davası açısından bekletici sorun oluşturur. O halde davalı-davacı erkeğin mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptali davasının tefrik edilerek sonucu beklendikten sonra boşanma davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermek gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2- Davacı-davalı kadının ziynet alacağının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı-davalı kadın ziynet alacağı davasını gösterdiği delillerle kanıtlayamamıştır....

            Kayden geçerli bir evliliğin söz konusu olduğu eldeki davada, evliliğin geçerli olmadığına ilişkin olarak Kurum’un karar verme yetkisinin bulunmadığı ancak mahkeme kararı ile bu hususun belirlenebileceği ayrıca sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanını C.Savcısı tarafından re’sen istenemez ise de, ilgililer tarafından davanın açılabiliceği gözetilmelidir. Şu halde yapılması gereken iş ; yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, öncelikle, davalı Kurum’a mehil verilerek evliliğin butlanla sakat olduğuna ilişkin Aile Mahkemesi’ne dava açması sağlanmalı ve bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              Dosya kapsamından, davalı kadının adli yardım talebinin açıkça dayanaktan yoksun olmadığı görülmekle, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 336/5. maddesi gereğince bu talebinin kabulüne, temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muafiyetine karar verilip, temyiz talebinin incelenmesi gerekmiştir. 2-Mahkemece; “dosya arasında bulunan davalı erkeğe ait raporlar ve vesayet dosyası birlikte değerlendirildiğinde davalı erkekte akıl hastalığı bulunduğu ve bu hastalığın evliliğin iptaline sebebiyet veren nedenlerden olduğu” gerekçesiyle, “evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline” karar verilmiştir. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olması, evliliği mutlak butlanla sakatlar (TMK m. 145/2-3)....

                Bu durumlarda evliliğin yokluğundan söz edilecektir. Evliliğin yok hükmünde olması durumunda, evlilik hiç olmamıştır ve dolayısıyla evliliğin doğurduğu sonuçlar da meydana gelmemiştir. Bu hallerde evliliğin yokluğu iddiası için ayrıca bir dava açılmasına gerek duyulmamaktadır; ancak somut durumun evliliğin yokluğu hallerine girip girmediği çekimseli ise, bu durumda dava açılır ve dava sonucunda verilen karar da bir tespit kararıdır. Evlenme, aynı cinsten iki kişi arasında yapılmışsa, resmi memur önünde yapılmamışsa ve evlenmek üzere nişanlılardan biri olumlu iradesini açıklamamış ise yok sayılacaktır. Yokluk ifade eden işlemlerden dolayı kanun koyucu hak düşürücü süre veya zamanaşımı gibi dava açmayı önleyici ve kısıtlayıcı süreler kabul etmemiştir.Bu çeşit işlemlerin her zaman iptalleri istenebilir. Yokluk ifade eden işlem ve sözleşmelerde iyiniyete dayanılamayacağı gibi bunlar herhangi bir şekilde de geçerlilik kazanamazlar....

                  UYAP Entegrasyonu