Bozma sonrasında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/02/2017 tarihli davanamesi ile davalı erkeğin tarafların evlendiği tarihte başka biri ile evli olduğu gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca evliliğin iptali talebiyle kamu davası açılmış, mahkemece boşanma ve mutlak butlan davalarının birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde, ilk derece mahkemesince 15/10/2019 tarihli karar ile evliliğin mutlak butlanına, kadının boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, kadın yararına 30.000 TL maddi ve 35.000 TL manevi tazminata, kendini vekil ile temsil eden davacı kadın yararına 2.725 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir....
Kadının daha az olan kusuru, evliliğin sürdürülmesine engel olacak derecede değildir. Evliliğin devamında taraflar ve çocuklar bakımından yarar kalmadığından söz edilmesi, bu koşullarda doğru olmayacaktır. O halde, davalı kadının boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde de sayılamaz .Türk Medeni Kanunun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmediği düşüncesindeyim. Hüküm, davanın reddine karar verilmek üzere bozulmalıdır....
Tarafların kusur dağılım ve derecesi ile evliliğin durumu göz önüne alındığında; somut olayda evliliğin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı söylenemez. O halde, davalının aleyhine açılan boşanma davasına itiraz etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacağından, davanın reddine karar verilmesi sonuç olarak isabetlidir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz talebinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; taraflarca açılan her iki boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı - karşı davalı kadın lehine 25.000 TL maddi 25.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davalı - karşı davacı erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı - karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını kusur tespiti, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı karşılıklı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Mahkemece, ilk hükümde davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı kadın tarafından 166/1. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının tedbir nafakasına yönelik karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince; Boşanma, ayrılık ya da evliliğin iptali davalarının açılmasıyla talep olmasa da mahkemece kendiliğinden eşlere yönelik diğer geçici tedbirlerin yanında onların geçimi ve barınması gibi konularda tedbir nafakası da dahil her türlü önlemi alır (TMK. md. 169)....
İkinci evliliğin yapıldığı eşin bunu bilmesi ya da bilmemesi, somut durumu değiştirmez. Zira, ikinci evlilik yasağı, kamu düzeni düşüncesiyle hüküm altına alınmış bir düzenlemedir. Ancak iki durumun birleşmesi halinde, ikinci evliliğin korunması, doktrinde de kabul görmüştür. Bunlar, ilk evliliğin ölüm, butlan, boşanma, gaiplik gibi nedenlerle ortadan kalkması ve ikinci evlilikteki eşin iyiniyetli olması,yani önceki evliliği bilmemesi ve bilecek durumda olmamasıdır. Evlenmenin yokluğunda, evlenme hiç meydana gelmemişken, evliliğin butlanında evlilik şeklen meydana gelmiş olmakla beraber, bazı noksanlıklardan dolayı sonradan ortadan kaldırılabilecek bir evlenme mevcuttur Bu bilgilerden sonra somut olay incelendiğinde, muris ... ile ... arasındaki evlilik 22.10.1935 tarihinde nüfusta tescil edilmiş ise de az yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki geçimsizliklerin ispat edilmesinin zor olduğu, iki kişi arasında yaşanan olayların üçüncü kişilerce tanık olunmasının da zaman zaman hayatın olağan akışına aykırı olduğu, evliliğin, iki kişi ile birlikte ..., sevgi ve saygıya dayalı bir ilişki olduğunu ve bu ilişkinin bozulduğunu iddia eden tarafın boşanma talebinde bulunabileceği, davacı kadının Lübnan uyruklu olduğu, her toplumun evliliğe, sosyal ve kültürel olaylara bakışının farklı olduğu da düşünüldüğünde, kadının mutsuzluğunun çevresine yansımasına rağmen erkek hakkında çevresine detaylı bilgi vermemesinin evlilik birliğinin sarsılmadığını göstermeyeceği, kadının boşanma yönündeki ısrarlı talebi, aşamalardaki iddialarının dinlenen tanık beyanları beyanları ile kısmen doğrulanmış olduğu, erkeğin boşanmak istememesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin, erkeğin kadına...
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davalı kadının evliliğinden pişman olduğunu belirtmesi ve bu durumun görgüye dayalı tanıklarca da ispatlandığı, ayrıca davalı kadının telefonda davacı erkeğe bağırması, sık sık özür dileyerek özür dilediği davaranış şeklini yeniden tekrarlaması boşanma davasının kabulüne götürecek düzeyde davranışlar olsa dahi, davalı kadının boşanmak istememesi ve tanıkların ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde evliliğin üzerinden kısa bir zaman geçmesi, kişilerin olayların akabinde fevri karar verebilecek iken sonrasında daha sakin düşünebileceği, evliliğin bir anlık öfke ile bitirilmeye çalışıldığı, davalı tanıklarının anlatımlarında taraflar arasında geçimsizlik olduğuna dair görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı gözetilerek boşanma davasının reddi ile tarafların 1 yıl süre ile ayrılıklarına dair hüküm kurulmuş olup hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiştir....