Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

asilin yıllık izin konusunda isticvabı yoluna gidilmesi gerektiği, bordrolara yansıtılan yıllık izinleri kullanıp kullanmadığı, izin belgesi doldurmaksızın izin kullanıp kullanmadığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerektiği ileri sürülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Sulh Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiralananın gösterilmesine izin davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiralananı göstermeye izin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı malik, sözlü kira akdine dayalı olarak davalı tarafından oturulmakta olan taşınmazının satın almak isteyenlere gösterilmesi ve gezdirilmesi için belirli gün ve saatlerin tespitini talep etmiştir. Davalı yargılamaya katılmamış, mahkeme Türk Borçlar Kanunu'nun 319/2.maddesi gereğince kiralananın gösterilmesine ilişkin gün ve saatleri belirlemiştir....

    Mahkemece davacı asıldan her yıl kısmen kullandığı anlaşılan ücretli izin süresi bakımından açıklama talep edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davacının çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı şeklindeki kabul hatalıdır. 3-Fazla çalışma, hafta tatili çalışması ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışması ücretlerinin yazılı delil yerine tanık beyanlarına dayalı olarak hesaplanması halinde, işçinin normal mesaisinin üzerine sürekli olarak aynı şekilde fazla çalışması mümkün olmadığından, hastalık mazeret izin gibi nedenlerle belirtildiği şekilde çalışamadığı günlerin olması kaçınılmaz olup, bu durumda karineye dayalı makul indirim yapılmalıdır(Yargıtay HGK, 06.12.2017 tarih 2015/9-2698 E.-2017/1557 K.). Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil çalışmasının tanık anlatımları yerine doğrudan yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir....

      Protokol nolu "psikometrik değerlendirmesinde; uygulanan zeka testlerinden Kent ile IQ:64, Goondemouh ile IQ:58 olarak belirlendiği, şeklindeki tespitler karşısında T5 13/04/2014 tarihinde yapılan muayenesinde ve yapılan psikometrik tetkikleri sonucunda şuur ve hareket serbestliği ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak ve evlenmeye engel olacak mahiyette ve derecede herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği saptanmadığı, evlenme tarihi olan 04/09/2013 tarihinde fiil ehliyetine haiz olup evlenmeye engel bir psikopatoloji mevcut olmadığına oy birliği ile karar verildiği görülmüştür. Kadın kısıtlı olup, Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun bu raporu karşısında Amasya 3....

      Somut olayda, dosyaya getirtilen belge ve bilgiler incelendiğinde satışına izin istenilen taşınmazın vakfa başlangıçta özgülenen bir mal olmadığı daha sonra iktisap edildiği anlaşılmakla böyle bir taşınmaz malın satılıp paraya çevrilmesi için mahkeme kararına gerek bulunmadığından mahkemenin satışa izin isteminin reddi kararı açıklanan bu gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur. Bu itibarla mahkemenin ret kararı kararının yukarıdaki gibi gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, 13.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında davacı işçinin yıllık ücretli izin alacağının olup olmadığı hususu ihtilaflıdır. Davacı, yıllık ücretli izin alacağı bulunduğunu iddia ederek bu alacak için 100,00 TL.’lik kısmi talepte bulunmuştur. Yargılama safhasında alınan bilirkişi raporunda işverence sunulan belgelere dayalı olarak bu alacağın bulunmadığı tespitinde bulunulmuş, Mahkemece de gerekçeli kararda davacının izin alacağının bulunmadığı açıklanmıştır. Ancak hüküm fıkrasında 100,00 TL izin alacağına hükmedilmiştir. Bu durumda hüküm ve gerekçe arasında çelişki oluşturmuştur. Gerekçe/hüküm çelişkisi HMK'nun 298/2. Maddesine aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir....

          Hukuk Dairesince, önceki bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu, bu çerçevede ikramiye ödemesinin kabulü ile talep edilen alacakların hesaplanması gerektiği gerekçesiyle karar ikinci defa bozulmuştur. Mahkemece ikinci bozma ilamına da uyularak, dosyadan alınan 25.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen tutar üzerinden davacının ilave tediye ve ikramiye alacaklarının da kabulüne karar verilmiştir. Gerekçe : Davacı temyizi olmadığı halde, davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak haline geldiği gözetilmeksizin, davacı lehine ilave tediye ve ikramiye alacağına hükmedilmesi gerektiği yönündeki ikinci bozma ilamı da maddi hataya dayalıdır. Maddi hataya dayalı Yargıtay bozma ilamından dönülmesi mümkündür. Buna göre, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının reddi gerekmekte iken, maddi hataya dayalı Yargıtay bozma ilamına göre kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, kıdem ve ihbar tazminat istemlerinin reddine, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları davadan sonra ödendiğinden bu istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

              Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık anlatımlarından, henüz onbeş yaşında iken davalı ile resmi nikah yapılmadan evlenerek sekiz ay karı-koca hayatı yaşayan küçüğün kızlığının bozulduğu; onbeş yaşındaki kişi özgür isteği ile evlenmeye karar veremeyeceğinden, ortada hukuken geçerli bir istek (irade) açıklaması bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacılardan onbeş yaşındaki ... ile resmi evlenme işlemi yapılacağına söz verip evliliğin resmi işlemlerini gerçekleştirmeksizin bir araya gelerek onun kızlığını bozarak sekiz ay bir arada yaşayan davalının eylemi, adı geçen davacının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne saldırı niteliğinde olup uygun bir manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Davacının ve davalının yeniden evlenmiş olmaları ve varsa davacının kusurlu davranışları manevi tazminat isteminin tümden reddini gerektirmeyip takdir edilecek manevi tazminat tutarında etkili olabilir....

                Çiçek’e söylemesi nedeniyle ...’ın, katılanı temyiz dışı ... ile tanıştırdığı, sanığın katılana kendisini ...’in kardeşi olarak tanıttığı ve ...’in isminin ... olduğunu söylediği, bir müddet görüştükte sonra katılanın ... ile evlenmeye karar verdiği, bu nedenle...e 1.500 TL değerinde ziynet eşyası aldığı, ayrıca katılanın amcasının oğlu olan tanık Servet Şengün'ün evine de misafir oldukları, burada kendi aralarında katılan ile...in nişanını yaptıkları, katılanın, ...’e iki yüzük ve bir bileklik aldığı, sonradan sanık ile ...’in Biga'dan ayrılarak gittikleri, katılanın sanık ve ... ile görüşmeye çalışmasına rağmen her seferinde onu oyalayarak görüşmek istemedikleri gibi katılandan iki adet başkaca altın bilezik istedikleri, katılanın bu durumdan şüphelenmesi üzerine yaptığı araştırmada...in sanık ...'...

                  UYAP Entegrasyonu