Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

; hüküm tarihinden sonraki yasa değişikliklerinin kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 19.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    nün evlenmeye karar verdikleri, gerçek isim ve kimlik bilgileriyle evlenmesi mümkün olmayan sanığın öncelikle evine ziyarete gelen arkadaşı katılan ... 'a ait nüfus cüzdanını bir şekilde gizlice ele geçirdiği, kimlik bilgileri ...'...

      in anlaşarak evlenmeye karar verdikleri, ailelerinin izin vermeyeceklerini düşünerek 2009 yılı Temmuz ayı içerisinde birlikte kaçtıkları, mağdurenin annesi Sinem ve babası Ergün'ün, bu durumu kabullenmek ve mağdure ile sanık ...'in evlenmelerine rıza göstermek zorunda kaldıkları, sonrasında mağdure ve sanık ...'...

        Mahkemece, davacı tarafın evliliğin akıl hastalığı nedeniyle mutlak butlanına ilişkin talep yönünden verilen kesin süre içerisinde raporun hazırlanması için gerekli müşahadeye alınmaya rıza gösterilmediği, bu nedenle iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile bu yönden davanın reddine karar verilmiş ise de, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı istem hakkında hükümde bir açıklama yapılmamıştır. Dava terditli olarak açıldığına göre, davacının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık (dayı-yeğen) ilişkisi bulunması sebebiyle evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali isteğine ilişkin olup, Cumhuriyet Savcısı tarafından re’sen açılmıştır. Davalılardan ...’ın, diğer davalı ...’ün dayısı olduğu ileri sürülmüştür. Davalı ...’ün annesi ... tarafından, davalı ... ile kardeş olmadığı, ...’ın, kocası ...’in yeğeni olduğu, aralarında bir kan bağının bulunmadığı ileri sürülerek nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açıldığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülmüştür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Evlenmenin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlık (dayı-yeğen) ilişkisi bulunması sebebiyle evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali isteğine ilişkin olup, Cumhuriyet Savcısı tarafından re’sen açılmıştır. Davalılardan ...’ın, diğer davalı ...’ün dayısı olduğu ileri sürülmüştür. Davalı ...’ün annesi Adile tarafından, davalı ... ile kardeş olmadığı, ...’ın, kocası...’in yeğeni olduğu, aralarında bir kan bağının bulunmadığı ileri sürülerek nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açıldığı, temyiz dilekçesinde ileri sürülmüştür....

              Hemen burada belirtilmelidir ki, her iki butlan sebebine dayalı geçersizliğin sonuçları açısından fark bulunmamaktadır. 16. Gerek mutlak butlan, gerekse nisbi butlan sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmıştır. Mutlak butlan sebepleri TMK’nın 145. maddesinde; “Aşağıdaki hâllerde evlenme mutlak butlanla batıldır: 1. Eşlerden birinin evlenme sırasında evli bulunması, 2. Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması, 3. Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması, 4. Eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.” şeklinde sayılmış ve bu hâllerden birinin varlığı durumunda evlenmenin kesin hükümsüz olacağı düzenlenmiştir. Nisbi butlan ise; TMK’nın 148, 151 ve 153. maddelerde öngörülen sebeplerden biri ile evlenmenin sakat olması hâlini ifade eder. Bu sebepler; evlenme sırasında ayırt etme gücünden geçici yoksunluk, irade sakatlığı ve yasal temsilcinin izninin bulunmamasıdır....

                Asliye Ceza Mahkemesinin 22.5.2002 tarihli mahkumiyet kararının Yargıtay'da temyiz aşamasında bulunduğu, henüz kesinleşmediği, kesinleşmeyen mahkumiyet hükümlerinin icra edilemeyeceği ve dolayısıyla bu hükümlerin doğal sonucu olan kısıtlılığa ilişkin uygulamaların yapılamayacağı açıktır. 20.3.2003 tarihinde henüz kesinleşmemiş olan mahkumiyet kararı uyarınca tesis edilen işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine 13.2.2004 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Hastanesi Baştabipliğine yazılan müzekkerede,davacının evlilik tarihi olan 03.05.2011 tarihi itibarıyla rahatsızlığının evlenmeye engel olup olmadığının tespiti istenilmiş ise de,düzenlenen sağlık kurulu raporunda "davacının şu an itibarıyla evliliği yürütemeyeceği" belirtilmiştir. Söz konusu rapor hüküm kurmak için yeterli kabul edilemez. Mahkemece yapılacak iş, davacının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı ve yine evlenme tarihinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor almak ve bundan sonra tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucu uyarınca bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu gereklilik yerine getirilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    İptal talep edilen 17.11.1986 günlü 19284 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış olan Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik'in 4.maddesi ile "ek ve değişiklikllerine izin vermeyen veya ek ve değişikliklerine belirli şartlarda izin verilen binaların, sözü edilen kanunun 1.ve 2.gurup taşınmaz kültür varlığı olarak guruplandırılmıştır. bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile aynı anlamı ifade ettiği tartışmasızdır. Sözü edilen Yönetmelik 1. ve 2. grup eski eserler binaların kısıtlı sayılacağını, ancak (Ticaret, sanat, zanaat veya mesleki bir faaliyet icraası için yapılan, tesis maksadı dışında bir fonfsiyon verilen veya bu amaçla kullanılanlar hariç) demek suretiyle bunların kısıtlı değil normal vergilendirileceklerini belirtmiş bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu