"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, evliyken yeniden evlenen kimsenin ikinci evliliğinin iptaline karar verilmiş, hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Kararın, yabancı (Fransız) uyruklu olan davalı ...'ye Türkiye'de ilanen tebliğ edildiği görülmektedir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icap ettiren ahvalde tebliğ çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyaya koyar (Teb.K.m.28/3). Bu işlem yapılmadığı gibi, ilan suretinin mahkeme divanhanesinde askıya çıkarıldığına ilişkin bir belge de bulunmamaktadır. Bu haliyle adı geçen davalıya kararın ilan yoluyla tebliği usule aykırıdır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalının akraba olduğunu ve davalının kızı ile evlenen müvekkilinden evlilik sırasında teminat bonosu alındığını, davalının açık olarak alınan teminat bonosunu doldurup Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğünün 2011/3889 esas sayılı icra takibine koyduğunu ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile kızının evliliği sırasında düğünde harcamak üzere nakit borç para verdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, malen kaydı ile düzenlenmiş olan bonodaki düzenleme kaydının değiştirildiği (talil edildiği), ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davalının davacıya nakit borç para verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalının akraba olduğunu ve davalının kızı ile evlenen müvekkilinden evlilik sırasında teminat bonosu alındığını, davalının açık olarak alınan teminat bonosunu doldurup Şanlıurfa 4. İcra Müdürlüğünün 2011/3889 esas sayılı icra takibine koyduğunu ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacı ile kızının evliliği sırasında düğünde harcamak üzere nakit borç para verdiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, malen kaydı ile düzenlenmiş olan bonodaki düzenleme kaydının değiştirildiği (talil edildiği), ispat külfetinin yer değiştirdiği ve davalının davacıya nakit borç para verdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Dava dilekçesinde, yetim aylığı almakta iken evlenen davalının kurumdan yersiz olarak tahsil ettiği aylıkların iadesi için icra takibi başlatıldığı, ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği ileri sürülerek, takibe itirazın iptaliyle % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe gire 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 96. maddesinde kurumca yapılan her türlü yersiz ödemelerin anılan maddedeki usul ve esaslara göre iade edileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 101. maddesinde de bu yasadan doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Müdürlüğü görevlilerince yapılan araştırma sonunda düzenlenen 26.12.2011 tarihli tutanak içeriği ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 26.11.2010 günü yeniden evlenen hak sahibi ile boşandığı eşinin boşanma süresince fiili olarak beraber yaşadıkları belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesi'nden verilen 11.04.2013 gün ve 1093/281 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 1996 yılında evlenen tarafların evlilik birliği içinde davacıya ait 20 bilezik, 40-50 kadar çeyrek altın kullanılarak satın alınan 12028 parsel 20 numaralı Mesken nitelikli taşınmazın davalı adına tapuya tescil edildiğini açıklayarak katkısı nedeniyle 30.000 TL 'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraflar arasında görülen boşanma davasında davacının ziynetlerini dava konusu yaparak yargılama sonucunda 5.000 TL ziynet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş olmakla kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ....ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair ....Aile Mahkemesi'nden verilen 03.12.2013 gün ve 367/1078 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 23.08.2002 tarihinde evlenen ve 2010 yılında mahkeme kararı ile boşanan tarafların evlilik birliği içinde edinilen .... ada ....parsel sayılı meskenin davalı adına tescil edildiğini açıklayarak, edinilmiş mal niteliğindeki taşınmazın tapusunun iptaliyle ½ hissesinin davacı adına tesciline karar verilmesini istemiş, 21.09.2011 tarihli dilekçesiyle talebini, taşınmazın tasfiye anındaki değerinin yarısı olan 60.000 TL'nin davalıdan tahsili şeklinde ıslah etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 10.08.1965 tarihinde evlenen ve 16.05.1968 tarihinde boşanan davalılardan ... ve davacı ...'nın doğdukları, evlenmelerinden önce 20/05/1958 tarihinde ...'in, 10/02/1968 tarihinde de ...'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/04/2022 NUMARASI : 2021/768 ESAS 2022/227 KARAR DAVA KONUSU : Evlenen Kadının Önceki Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı Serkan tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 11/02/2016 tarihinde evlendiğini, müvekkilinin Almanya Stuttgart'ta hemşire olarak çalıştığını, davalının ise İstanbul'da ikamet ettiğini, tarafların evliliklerinin 9 ay sürdüğünü, davalının müvekkiline şiddet uyguladığını, müvekkilinin ailesine şükredin ki kızınızın canını almadım dediğini, tarafların İstanbul 5....
(Y2HD, 20.04.2006, 21518-5959) B) KADININ İŞYERİNİN BULUNDUĞU YERDE BOŞANMA DAVASI AÇMASI AÇISINDAN DAVA DOSYASININ İRDELENMESİ Bir yerde oturma koşulu belirli bir süre ölçüsüne de bağlı değildir. Burada önemli olan süre değil, sürekli kalma niyetiyle oturmadır. (ZEVKLİLER/ACABEY/GÖKYAYLA, s. 376) Oturmanın ebedilik anlamına gelemeyeceğinden belirsiz süreli olması bile yeterlidir.(Mustafa DURAL, s. 191.) Yeter ki niyet objektif ve dıştan anlaşılabilir olsun. (HELVACI, s. 67) Davacının Muğla’ya yönelik sürekli kalma niyeti objektif ve dıştan anlaşılabilir bir şekilde bellidir; -Davacı doktordur, -Evlenmeden önce de ...’da oturmaktadır, -Davacı eşi ile olan sorunlarını çözemeyince memuriyet görevinden dahi istifa etmiştir, -Evlenmeden önce de oturduğu ve baba evinin bulunduğu Muğla’ya gelerek Muğla’da özel bir hastaneyle “süresiz hizmet sözleşmesi” ile anlaşmıştır....