WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

i arayarak kendisini Adalet ve Kalkınma Partisi Gaziantep milletvekili danışmanı olarak tanıttığı ve yeni evlenen çiftlere, zor durumda olan ailelere maddi yardım yaptıklarını söylediği, katılanın bu teklifi kabul etmesi üzerine sanığın vermiş olduğu PTT hesabına 570 TL parayı yatırdığı, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edilmesi karşısında; eylemin, hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 158/1.maddesine eklenen (L) bendi kapsamında öngörülen nitelikli dolandırıcılık fiiline ilişkin delillerin takdiri ve değerlendirme yetki ve görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması...

    KARŞI OY (X) : Uyuşmazlıkta, davacının evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunduğundan bahisle davalı idare tarafından davaya konu işlem tesis edilmiş ise de; davacıya isnat edilen suç iddiasının evlilik birliği kurulmadan önceki döneme ait olduğu, evlilik birliği kurulduktan sonra evlilik müessesesine uygun olarak eşi ile birlikte yaşadığı ve iki çocuk sahibi olduğu, evlilik birliği süresince evlilikle bağdaşmayacak herhangi bir faaliyetinin ortaya konulamadığı, bu durumun yapılan araştırma ve inceleme sonuçları ile sabit olduğu, davacının Türk vatandaşlığını kazanma talebinin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum....

      Aile Mahkemesi'nden verilen 13.09.2013 gün ve 497 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı- karşı davalı vekili, 04.06.1992 tarihinde evlenen vekiledeni ile davalı-karşı davacı arasında boşanma davası bulunduğunu açıklayarak evlilik birliği içinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen ve davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazlar, ticari şirket hisseleri ile 2002 öncesi edinilen taşınmazların 01.01.2002 tarihinden sonraki kira gelirlerine ilişkin olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000.000 TL katılma alacağının davalı-karşı davacıdan tahsiline ve davalı-karşı davacıya ait taşınır, taşınmaz ile şirket hisselerine tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1-İddianame içeriği ve dosya kapsamına göre sanık ile katılanın bir süre birlikte yaşayıp ayrılmış oldukları, sonradan evlenen sanığın olay gecesi ikametine gitmekte olan katılanın yolunu keserek katılanın üzerine kayıtlı ev için parasını istediğinden bahisle '' evi satacaksın, satmazsan seni öldürürüm.'' dediğinin anlaşılması karşısında; kanıtlanması halinde eylemin yağma suçunu oluşturabileceği, bu suçu niteleme ve kanıtları değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken , yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanık hakkında verilen ve CMK'nın 231. maddesi gereğince açıklanması geri bırakılan hükümden sonra deneme süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde...

          K A R A R Dava, boşandığı eşi ile yeniden evlenen ve boşanma sonrası ölüm aylığına bağlanan davacıdan, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca yersiz ödenen aylıkların tahsiline ilişkin kurum işleminin iptali ile davacının davalı kuruma borçlu almadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki kararları davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiş ve dava dilekçesindeki istem ve mevcut delil durumuna göre yapılan inceleme ile Dairemizce, yeterli araştırma yapılmadan ve bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verildiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; Menfi tespit davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile davacının kuruma 611,52 TL borcu olduğunun tespitine, davacının borcu olmayan 12.040,38 TL'nin takibe ilişkin işlemin iptaline, 611,52 TL asıl borç üzerinden takibin iptali talebinin reddine, karar verilmiştir....

            nin nüfus cüzdanını Suriye'de ele geçirerek Türkiye'ye gelip bu kimlikle evlenen ... adlı kadının ve eşi ...'nin üzerine tescil edildiği, bu yanlış kaydın düzeltilmesi gerektiği iddiası” üzerine Nüfus Müdürlüğünce gerekli araştırma yapılarak durumun Cumhuriyet Savcılığına ihbar edildiği ve Cumhuriyet Savcısı tarafından bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Hernekadar Cumhuriyet Savcısı tarafından, ... ve Eşi ... çocuğu olmadığı halde onların üzerine çocukları olarak kaydedilen ...'ın bu kaydının iptali istenmiş ise de, davada çözülmesi gereken esas sorun, ...'nin (iddiaya göre ... kimliği ile evlenen kişinin) ... ve ... kızı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bozma üzerine davalı ... ile özkardeşleri olarak görünen ... ve ... arasında yapılan DNA incelemesinde, ... ve ...'ın aynı soydan oldukları, Eyüp'ün ise soybağı yönünden bu kişilerle ilgisinin olmadığı belirlenmiştir....

              OLAY VE OLGULAR Dava konusu olay, olay tarihinde yaklaşık 2 ay önce evlenen sanık ile evlenen mağdurun, evli bulundukları süre boyunca sanık tarafından tehdit edildiği, darp edildiği, hakaret edildiği, bedensel ve ruhsal bakımdan acı çekmesine neden olacak şekilde davranıldığı, telefonu alındığından kimseye haber veremediği ve kolluk tarafından bulunduğu yerden ihbar üzerine alındığında vücudunda birden çok yaralanma izinin bulunduğu iddiasına ilişkindir. IV. GEREKÇE 1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 96 ncı maddesinde "bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi..." ibaresi yer almakta olup Kanunda eziyet kabul edilen eylemler tanımlanmamaktadır. Madde gerekçesinde ise "eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler....

                Keşifte dinlenen tanık beyanlarıyla özellikle bağışı yapan tarafların babası ...’nun açık ve samimi ifadeleriyle dava konusu binanın işgal ettiği arsanın ...’ya ait olduğu, sağlığında (halen sağdır) taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığı, dava konusu binanın üzerinde bulunan arsa ile binanın ikinci katının ... tarafından yapıldığı bu nedenle binanın birinci katını önce evlenen oğlu davalıya, ikinci katını ise sonra evlenen davacı oğluna bağışladığı konusu dosya kapsamı ile sabit olup bu yönde bir duraksama da söz konusu değildir....

                  Davacıyla evlenen ... uyruklu ...'in, 24.12.1979 ... doğumlu olduğu, baba adının ..., anne adının ise ... olduğu; bununla aynı kişi olduğu kabul edilen Türk vatandaşı ... isimli şahsın ise, 24.12.1979 ...doğumlu olduğu, babasının ..., annesinin ise... olduğu görülmektedir. ... isimli bir şahsın gerçekte var olmadığı, bunun Türk vatandaşı ... olduğu ileri sürüldüğüne göre, boşanma kararı verilebilmesi; davacıyla evlenen ...'in, ... olduğunun tespitine ve evlilik kayıtlarının da buna göre düzeltilmiş olmasına bağlıdır. Davacı, bu hususun boşanma davasında ön sorun olarak ele alınıp çözümlenmesini istemiş, mahkemece de; bu husus boşanma davasında “ön sorun” olarak incelenmiş ve “davalının ... ve ...isminde iki kimliğe sahip olduğu” kabul edilerek; davacı ile ... (...)'nun boşanmalarına karar verilmiştir. Hüküm, ...'in ... olduğu belirtilmek suretiyle kurulmuştur....

                    Davalılar .... ve .... vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda müvekkillerine atfedilecek bir kusur bulunmadığını, müteveffanın müterafik kusurunun bulunduğunu, bu yönüyle de indirim yapılması gerektiğini, müteveffanın desteğinden yoksun kalan eşi, babası ve çocuklarının olup olmadığını araştırılmasını ve hesaplamada eş ve diğer destekten yoksun kalanların payının da dikkate alınması gerektiğini, destek yaşını dolduran çocuklar veya evlenen çocuklar için hesaplama yapılmaması gerektiğini, müteveffanın SGK'ya bağlı olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunduğu anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu