Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.” hükmünü 96/1. maddesi ise; “Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.” düzenlemesini içermektedir. Sıralanan yasal düzenlemeler, eski hale getirme isteminde bulunabilmek; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması; yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması; eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede dile getirilmesi koşullarına bağlamıştır....
Kaldı ki, 6100 sayılı HMK’nun 97/1. maddesi gereğince eski hale getirme talebinde bulunurken süresinde yapılamayan işlemin de eski hâle getirme talebinde bulunmak için öngörülen süre içinde yapılması zorunlu olup, davacı tarafından eski hale getirme talebinde bulunulurken nispi temyiz harcı ile temyiz giderlerini yatırmadığı anlaşılmaktadır. O halde davacının eski hale getirme talebinin reddi ile, verilen kesin süre içerisinde muhtıra gereği yerine getirilmediğinden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin eski hale getirme talebinin REDDİNE, muhtıra gereği yerine getirilmediğinden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22/04/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık müdafiinin, sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasıyla eski hale getirme talebinde bulunduğu, mahkemece 14.06.2016 tarihinde eski hale getirme talebinin kabulü ile eski hale getirme dilekçesinin süre tutum dilekçesi olarak kabulüne dair ek karar verildiği anlaşılmakla, sanık müdafinin, eski hale getirme talebi hususunda karar verme yetkisinin CMK.nun 42/1. maddesine göre hükmü temyizen incelemekle görevli Yargıtay'a ait olduğu gözetilmeksizin, mahkemenin eski hale getirme talebinin kabulüne dair 14.06.2016 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen kararın duruşmada beyan ettiği adrese tebliğe çıkartıldığı ancak çıkartılan tebligatın tanınmadığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine kararın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Temyiz isteminin reddine Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Hükümlü müdafiinin 18.04.2014 tarihli isteminin eski hale getirme ve temyiz mahiyetinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; CMK’nın 42.maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, hükümlünün eski hale getirme ve temyiz istemi hakkında yerel mahkeme tarafından 18.04.2014 tarihinde verilen “hükümlünün dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulü yolundaki talebinin hükmün kesinleştiği ve hükmün süresinden sonra temyiz edildiği anlaşıldığından reddine” ilişkin hukuken geçersiz olan ek karar kaldırılarak hükümlü müdafiinin eski hale getirme ve 12.11.2013 tarihli karara...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet (28/11/2011 tarihli ek kararla eski hale getirme ve temyiz isteminin reddine) Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5271 sayılı CMK'nın 42.maddesinin 1.fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, hükümlünün 21/11/2011 tarihli isteminin eski hale getirme ve temyiz istemi niteliğinde olduğu gözetilmeden yerel mahkemece 28/11/2011 tarihinde verilen eski hale getirme talebinin reddine dair ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen hükmün, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmakla, koşulları bulunmayan...
’a ait olup, eski hale getirme konusundaki iddiaları yerinde görülmediğinden, sanığın eski hale getirme ile yasal süreden sonraki temyiz istemlerinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
cihetle, 1412 sayılı CMUK’nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra, ilk olarak 27.10.2010 havale tarihli dilekçesi ile eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz talebinde bulunan sanığın, eski hale getirme ve temyiz talebinin aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 24.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
, bu istemle birlikte temyiz itirazı da yapılmış olduğundan Yargıtay’a ait olup, eski hale getirme konusundaki iddiaları yerinde görülmediğinden, suça sürüklenen çocuğun eski hale getirme ile yasal süreden sonraki temyiz istemlerinin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 28/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Ne varki, eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte eski hale getirilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili 07.10.2013 tarihli eski hale getirme talepli dilekçe ile son oturum tarihinde hastanede operasyon geçirdiğini ve sonrasında 2 günlük iş görmez raporu aldığını ileri sürmüş ve dilekçe ekinde raporu da ibraz etmiştir. Mahkemece eski hale getirme isteminin kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yargılamaya devam edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacının iki avukatı olup, dava Av. A.. Ş.. tarafından açilmış, duruşmalar Av. Ö.. Ö.. tarafından takip edilmiştir. Eski hale getirme talebinde bulunan kişi Av. A.. Ş..’dür. Duruşmaların mazereti olmayan Av. Ö.. Ö.. tarafından takip edilebilme imkanı olduğu gözetilerek eski hale getirme talebinin reddine karar verilmesi gerekirken eski hale getirme isteminin kabulüne karar verilmesi doğru değildir....