Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....
Burada yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının neler olduğuna ilişkin bazı açıklamaların yapılması gerekmektedir. Genel olarak eser sözleşmelerinde yüklenici, belli bir sonucu meydana çıkararak onu iş sahibine teslim etmeyi taahhüt eder. Eser sözleşmelerinde yüklenicinin "eseri meydana getirme borcu" dayanağını Borçlar Kanununun 355. maddesinden alır. Anılan hükme göre; "İstisna bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibinin) vermeyi taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder." Yasada “şey” olarak ifade edilen "eser"dir. Bir iş görerek eseri meydana getirmek ve meydana getirilen eseri iş sahibine teslim etmek (arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, binayı sözleşmeye, amacına ve fen ve sanat kurallarına uygun imal ederek arsa sahibine teslim etmek) yüklenicinin ana borcudur. Kural olarak da aslolan sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifasıdır....
devredildiğini, bu şekilde fiili kullanıcı olarak abonelik başvurusu yapmaya hak kazanılarak dava dışı ESAT EKİN adına olan tüm borçtan kurtulmak maksadıyla sahte işlemlerle, muvazaalı bir şekilde abonelik tesisi sağlanılmaya çalışıldığını davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, bu sebeple sayın mahkemece verilen tedbir kararının bir an önce kaldırılması gerektiğini, davaya konu abonelik verilmesi talep edilen araziler davacının başvurusundan önce davacının babası tarafından abonelik sözleşmesi tesis edilmeksizin sözleşmesiz enerji kullanılmak suretiyle kaçak bir şekilde elektrik enerjisi tüketilerek sulanmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasında satış vaadi ilişkisi bulunduğu, davacının müteahhit- yüklenici olduğu, davalı tarafın satış vaadi ilişkisinin diğer tarafı mal sahibi olduğu; davacı tarafın kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak satış vaadi ilişkisine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunduğu; 6502 sayılı Kanunun 3/d maddesi gereğince davacı müteahhit-yüklenici firmanın hizmet sunan; 3/k maddesi uyarınca davalının tüketici; 3-l maddesi uyarınca taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı satış vaadi ilişkisinin tüketici işlemi olduğu; aynı Kanunun 73.maddesi uyarınca uyuşmazlığının çözüm yerinin tüketici mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 7....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 25.01.2007 gün ve 262-14 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, abonelik sözleşmesine dayalı olarak ödenmeyen su bedelinin tahsili istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek13 .Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesine dayalı itirazın iptâli istemiyle açılmış, davalı cevap vermemiş, mahkemenin davanın kabulüne dair kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri dörtyüzmilyon lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir (HUMK’nın 288/I. mad). Senetle ispatı gereken hususlarda bu hüküm hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir (HUMK’nın 289. mad). Somut olayda taraflar arasında yazılı sözleşme yoktur....
bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ve TCK'nin 7. maddesi karşısında, özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme gereğince sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Suça konu abonelik sözleşmesine göre “17.07.2013” olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “18.12.2013” şeklinde yanlış gösterilmesi,3-5237 sayılı TCK'nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 4-Suça konu abonelik sözleşmesi asıllarının dosyada delil olarak saklanması yerine, ilgili operatöre iadesine karar verilmesi, 5-Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın, CMK'nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100....
Ceza Dairesinin 04/07/2019 tarihli ve 2019/4062 esas, 2019/5929 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere,sanığın müşteki adına müracaat ederek bilgi ve rızası dışında GSM abonelik sözleşmesine bağlı cihaz satış sözleşmesi düzenlettirmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın üzerine atılı eylemin, suç ve karar tarihinden önce 10/11/2008 tarihli ve 27050 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63/10. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun'un 56/4. maddesinde yer alan "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz.'' şeklindeki düzenlemeler karşısında, 5237 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56/4 ve...
Dava dilekçesinde dava genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış olup, dilekçe içeriğine göre abonelik tesisi istenilen taşınmazın konut (mesken) olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya kazandırılan tapu kaydı ile birlikte önceki aboneye ilişkin davalı şirket kayıtları incelendiğinde abonelik isteminin mesken niteliğindeki taşınmaza yönelik olduğu tartışma dışıdır....
ESER SÖZLEŞMESİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 357 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 360 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 386 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Diş tedavisinde, hasta ile doktoru arasındaki hukukî ilişki vekâlet sözleşmesi (BK'nın 386 vs.); diş protezinde ise eser sözleşmesi (BK'nın 355 vd)dir. Diş tedavisinde, doktorun yükümlülüğü, tıb dünyasında kabul edilen yöntemi uygulayarak, hastasını tedavi etmektir. Dolayısıyla, vekâlet sözleşmesinde, sonucun taahhüdü yoktur. Başka bir anlatımla tüm tedaviye rağmen hasta iyileşmese dahi, doktor yükümlülüğünü yerine getirmiş olur ve ücrete hak kazanır....