doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK 4. maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Maddesi kapsamında muaccel olduğu tarihten sonra gerçekleştiğini, geç ödemeden kaynaklı faiz ödemek zorunda kaldığını beyanla uğramış olduğu zarar kapsamında temerrüt faizi ve munzam zarardan kaynaklı maddi tazminat alacağı olduğunu beyanla temerrüt faizi olarak 10.000 TL nin davalıdan tahsiline, munzam zarardan kaynaklı olarak 10.000 TL nin temerrüt tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının özel hukuk tüzel kişisi olarak hareket ettiği iş ve işlemlerde tacir sıfatına haiz olduğunu, talep edilen alacaklar davacıların ticari işletmesi ile ilgili olmasının yanında tacir sayılan davalı kurum bakımından da ticari iş niteliğinde olduğunu bu sebeple mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, ilgili hasar dosyasının incelendiğini ve davadan önce davacının zararının ----- nolu hasar dosyası kapsamında ------- nolu tahkim başvurusunda verilen kesin hükme istinaden müvekkili olan davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, poliçeden kaynaklı başkaca sorumluluğu bulunmadığını, Sigortacılık Kanunu’nu madde 30 gereği ancak sigorta sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkların çözümü için sigorta tahkim yargılamasına başvurulabileceğini, ancak sigorta sözleşmesinde kaynaklı tazminatın gereği gibi ödenmemesinden kaynaklı munzam zarar iddiası asıl alacakla birlikte talep edilmeyip ayrı bir dava konusu yapılmışsa sigorta tahkim yargılamasına gelinemeyeceğini, munzam zararın asıl alacaktan tamamen bağımsız olduğunu, bununla birlikte tahkim yargılaması öncesinde ödeme yapılamaması müvekkili olan davalının değil davacının kusuruna dayandığını, aracın onarımı veya değer...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı mirasçıları vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan munzam zarar alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulü ile 7.695,86 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı mirasçıları vekilince temyiz edilmiştir. Borçlar Yasası'nın 105. maddesi uyarınca alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle mükelleftir....
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder." şeklindedir. Munzam zarar, alacağını vaktinde borçludan alamayan alacaklının malvarlığında iradesi dışında meydana gelen ve temerrüt faizinin üzerinde bulunan zararı ifade etmektedir. Munzam zararın tazmini için munzam zarar ile borçlunun temerrüdü arasında uygun illiyet bağının mevcut olması, borçlunun kusursuzluk kanıtı getirememiş olması gerekir. Ayrıca alacaklı uğradığı bu zararı ispat etmek zorundadır. Soyut olarak alacağın zamanında ödenmemesi nedeniyle munzam zarara uğranıldığı iddiası munzam zararın tazmini için yeterli değildir. Yine ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar tek başına munzam zararın ispatı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla davacının munzam zarara uğradığını genel ekonomik koşullar dışında somut vakalarla ispatlaması gerekir....
GEREKÇE: Davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş alacağı, ilave imalat bedeli, temerrüt faizi ve aşkın zarar (Munzam zarar) istemli olduğu, taraflar arasındaki 10/02/2017 tarihli taşeron sözleşmesinin düzenlendiği, işverenin davalı, taşeronun davacı olduğu, ... ili Akyurt ilçesi imarın 1835 Ada 2 Parsel'de bulunan inşaatın alüminyum cephe, cam ve kompozit işlerinin yapılması konusunu içerdiği, sözleşme tarihinden itibaren 7 ay içinde işin bitirilmesinin kararlaştırıldığı, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının söz konusu sözleşme hükümlerine göre işi yapıp teslim edip etmediği, davalı tarafça iş bedeli olan hak edişlerin ödenip ödenmediği, bakiye hak ediş bedeli bulunup bulunmadığı, davacı tarafın temerrüt faizi ve munzam zarar talep hakkının olup olmadığı, ... 8. ATM'nin 2022/463 E....
Uyuşmazlık konusunun temelini oluşturan aşkın (munzam) zarara ilişkin olarak ise TBK’nın 122. maddesi “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/1072 KARAR NO : 2022/365 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 05/11/2019 KARAR TARİHİ : 21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ..., ..., ... ve .... ... .... imalatını gerçekleştiren yüklenici olduğunu, ......
Herne kadar birleştirilen davada ödenen paranın denkleştirilmesi istenmiş ise de hukukî dayanağının BK’nın 105. maddesindeki munzam zarar alacağı olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle ek dava munzam zarar istemi olarak değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Ancak enflasyonun yüksek seyretmesi, döviz fiyatlarındaki aşırı artışlar TEFE, TÜFE fiyatlarındaki değişiklikler bizatihi munzam zararın ispatı için yeterli olmayıp davacı alacaklı munzam zarar alacağının oluştuğunu fiilen ispatlamak durumundadır. Örnek olarak göstermek gerekirse alacağın zamanında ödenmemesi sebebiyle icra takibine maruz kalınması, bankadan alınan krediye gereksiz faiz ödenmesi veya alacaklının mallarının değerinden düşük fiyatla satılması gibi sebeplerle zararın oluştuğu ispatlanmalıdır. Bu konuda Daire'mizin ve Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun istikrarlı uygulamaları da aynı doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu’nun 2003/15-587 E., 2003/766 K., 26.05.2004 gün, 2004/15-308 E., 300 K. sayılı kararları)....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, kesin hakediş bedeli, teminat mektubu komisyon masrafları ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir....