Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat; karşı dava ise, taraf şirketler arasında tanzim olunan eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalatın onarım bedeli ve munzam zarar (Dava dilekçesinde cezai şart istenmiş, ıslah dilekçesiyle talebin munzam zarara ilişkin olduğu ifade edilmiştir) istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın ise ayıplı imalatın onarım bedeli yönünden kabulüne, ıslah dilekçesi geçerli olmadığından cezai şart talebi yönünden reddine dair verilen karar, davalı karşı davacı iş sahibi şirket vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına...
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilen işyerim sigorta poliçesi kapsamında sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin zararın tamamını karşılamadığı iddiasına dayalı, Sigorta poliçesi teminatı dışında ödemenin geç yapılması nedeniyle munzam zararın tazmini davası olup, uyuşmazlığın 15/01/2019 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen hırsızlık nedeniyle davalıdan munzam zarar bedeli tahsili istemi hususlarına ilişkindir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, kesin hakediş bedeli, teminat mektubu komisyon masrafları ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ıslah da dikkate alınarak kesin hakediş bedeli ile munzam zarara ilişkin istemin kısmen kabulüne, teminat mektubu komisyon masraflarının reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir 2-Davacı yüklenici dava dilekçesinde alacağa reeskont faizi uygulanmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesine dayandığından TTK'nın 12/III. maddesi uyarınca davacı yüklenici reeskont faizi isteminde haklıdır....
GEREKÇE : Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Munzam zarar, davanın dayanağı olan eser sözleşmesinin düzenlendiği ve davanın davanın açıldığı tarihlerde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. TBK'nın 122/1. maddesinde ""Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı gidermekle yükümlüdür."" şeklinde 818 sayılı BK'nın 105. maddesindeki düzenlemeye paralel ve dili sadeleştirilmiş bir hüküm getirilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı itirazın iptali, birleşen dava ise, aynı sözleşmeden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, bu talep mümkün değilse eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili ile sözleşme konusu malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle munzam zarar ve kar kaybı zararlarının tahsili talebi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 HMK, 6098 Sayılı TBK 3. Değerlendirme ve karar Asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı itirazın iptali, birleşen dava ise, aynı sözleşmeden kaynaklı ayıp nedeniyle bedelde indirim, bu talep mümkün değilse eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili ile sözleşme konusu malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle munzam zarar ve kar kaybı zararlarının tahsili talebine ilişkindir....
Davacı:Kira alacağının geç ödenmesinden dolayı munzam zarar bulunduğunu iddia ederek kısmi dava açmış, şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme:Dava davaya konu çekişmenin kira sözleşmesinden kaynaklandığından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu kabul ederek Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizliğine karar vermiştir.İstinaf sebepleri:Davacı süresinde sunduğu istinaf başvurusunda; görevsizlik kararının hatalı olduğunu, her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden,asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir....
doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK 4. maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesinin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu itibarla her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kök ilişkinin niteliğinin ne olduğunun munzam zarar davalarında özellikle görev ve yetki yönünden bir önemi olmadığını, borçlunun munzam zararının tazmin yükümlülüğünün (BK 105), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesinin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu itibarla her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kök ilişkinin niteliğinin ne olduğunun munzam zarar davalarında özellikle görev ve yetki yönünden bir önemi olmadığını, borçlunun munzam zararının tazmin yükümlülüğünün (BK 105), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsilini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı, HMK 4. maddeye göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....