Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonucunda, davacının işçilik alacaklarının ödenmesinden davalı iş sahibinin de ihbar olunan yükleniciyle birlikte sorumlu olduğu ve davalının eser sözleşmesi kapsamında ihbar olunan yükleniciye işçi ücreti adı altında ayrıca bir ödeme yapmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ve aşamalardaki savunmalarında eser sözleşmesi ilişkisinin dava dışı ihbar olunan ... ile kurulduğunu, davacının da yüklenicinin işçisi olduğunu, davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Dosyadaki 04.03.2008 tarihli eser sözleşmesinin davalı ve dava dışı ... arasında düzenlenerek imzalandığı görülmektedir. Davacı, davalı ile aralarında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu yasal delillerle ispatlayamamıştır. İşin davalının denetim ve talimatları doğrultusunda yaptırılmış olması da taraflar arasında akdi ilişki bulunduğunu ispatı için yeterli değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görülerek sonuçlandırılmıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. maddesinde eser sözleşmesi, yüklenicinin iş sahibinin vermeyi taahhüt ettiği bedel karşılığı birşey imâlini üstlendiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470. maddesinde, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 8. maddesinde de iş sözleşmesi bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstelenmesinden oluşan ilişki olarak ifade edilmiştir. Dosyada davacının alt yüklenici ya da yüklenici, davalıların yüklenici ya da iş sahibi olarak yer aldığı ve davacının bedel karşılığı bir eser yapmayı, bir şey imal etmeyi üstlendiği yani taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu gösterir bir delil bulunmamaktadır....
Davalı borçlu ise sözleşme konusu işin yapılıp teslim edilmediğini kabul etmekle birlikte, aracın eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle devredilmediğini, sözkonusu aracı 6.500,00 TL bedelle davacıdan satın aldığını, araç devrinin eser sözleşmesi ilişkisi nedeniyle değil satım nedeniyle yapıldığını savunmuştur. Eser sözleşmesinin iş bedeline ilişkin hükümlerinin devir tarihinden önce tadil edildiğini ve aracın satım nedeniyle devredildiğini ispat yükü davalı yükleniciye aittir. Davalı yüklenici, aracın satış sözleşmesi nedeniyle devredildiğini ve satış bedeli olarak davacıya 6.500,00 TL ödeme yaptığını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Dosyada mevcut delillere göre aracın eser sözleşmesi uyarınca devredildiğinin kabulü zorunludur....
TBK'nın 470. maddesi uyarınca; eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği bir sözleşme olup, somut olayda taraflar arasında akdedilen ve dosyamız mündericatında suretleri yer alan sözleşmeler incelendiğinde, sözleşmelerin, "Kollu Buzhane Kilidi Kalıp Yapım Sözleşmesi”, "34 K Kalıp Yapımı ve Fason Baskı Sözleşmesi”, “261 Kalıp Yapımı ve Fason Baskı Sözleşmesi” ve “Panel Kapı Kilit Sözleşmesi” şeklinde akdedildiği, sözleşme içerikleri incelendiğinde de; taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin, satış değil eser sözleşmesi olduğu, bu haliyle de TTK hükümlerinin dava konusu somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği anlaşılmış olup, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması...
Bu nedenledir ki şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan bir sözleşme tümüyle geçersiz sayılmayıp, şekil koşulu gerektirmeyen hükümleri, kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesi için uygulanması gereken geçerli hükümlerdir. Özellikle bedelin devredilecek taşınmaz olarak kararlaştırıldığı eser sözleşmesi taşınmaz devri yönünden geçerli değil ise de yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcıdır. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin, iş bedelini göstermek bakımından taşınmazların değerini belirleyen hükümleri geçerli ve tarafları bağlayıcıdır....
Dosya kapsamından, davacının ve davalının tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, davanın eser sözleşmesine dayanan tazminat davası niteliğinde olduğu anlaşılmakla, Genel Hükümler ve Borçlar Kanununun 355. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsilini talep etmiş, davalı yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığını hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu savunarak davanın görev yönünden reddini istemiştir. Davalı, davacının ileri sürdüğü akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, davacı yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu dava değerine göre HUMK’nın 288 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Davacı yanca bu yolda yazılı delil ibraz edilememiş ve eser sözleşmesinin varlığı usulen kanıtlanamamıştır....
Bu bilgiler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki imzalanan sözleşme, satış değil eser sözleşmesi olduğundan TTK hükümlerinin dava konusu somut olayda uygulanması mümkün değildir. Uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Mahkemece, uyuşmazlığın satış sözleşmesi olarak değerlendirilmesi ve TTK hükümleri uyarınca çözülmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'nın 281/3. maddesi gereğince yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu seçilip keşif de yapılarak eserde ayıp olup olmadığı, var ise eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek derecede olup olmadığı, ayıbın ağırlığına göre ayıpların giderilmesinin mümkün bulunup bulunmadığı, ayıplı eserden ötürü ücretten indirim gerekip gerekmediği konusunda rapor alınıp garanti süresi ve ayıp ihbarı itirazlarının da eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir....
Dosya kapsamından; taraflar arasında davalı tarafın ürünlerinin tanıtımının yapılması amacıyla fuar standı kurulması konusunda anlaşma yapıldığı, standın davacı tarafça kurulduğu, davalının ayıplı ve kusurlu olduğu gerekçesi ile bildirimde bulunduğu, stant kurulumunun bu anlamda eser niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK nun 470 vd maddelerinde eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Yasada, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmesi bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan husus çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabul olan sonuçtur....
Dolayısıyla davacının, davalıya özgü olarak ürettiği bu ürünler eser niteliğindedir. 6098 sayılı TBK nun 470 vd maddelerinde eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Yasada, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmesi bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan husus çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabul olan sonuçtur....