Mahkemece eser sözleşmesi hükümlerine göre konunun uzmanlarından oluşturulacak teknik heyetten rapor alınmadan ve ceza yargılaması düzenlenen raporda belirlenen oranın hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı ile davalı arasında bulunan eser sözleşmesi gereği davacı yükleniciler tarafından davalı arsa sahibine eser sözleşmesi süresince oturmasına tahsis edilen yerden tahliyesi talep edildiğinden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 17.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davanın genel hükümlere göre genel mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesi ve istek halinde dosyanın Sincan Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı oturma grubu ve kanepenin ayıplı çıktığını öne sürerek, ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu benimsenerek genel mahkemenin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir....
Taraflar arasında düzenlenen 27.05.1998 tarihli sözleşme 818 Sayılı Borçlar Yasası'nın 355'inci maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak; Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdidir. Yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye teknik ve sanatsal ilkelere ve amaca uygun olarak imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de teslim aldığı eserin bedelini ödemekle mükelleftirler. 27.05.1998 tarihli asıl sözleşmede yapılacak işin konusu, süresi bedeli açıkça kararlaştırılmıştır. 29.05.1998 tarihli sözleşmede 27.05.1998 tarihli eser sözleşmesine atıf yapılarak 13 nolu dairenin ...'a 60.000 DM bedelle satıldığı, 35.000 DM'nin 27.12.1998 tarihli eser sözleşmesindeki bedelle karşılandığı, kalan 25.000 DM'nin de 10.000 DM'sinin 31.12.1998 tarihinde, 15.000 DM'sinin ise 03.07.1998 tarihinde ödeneceği ifade edilmiştir. Bu sözleşmeye konu edilen daire eser sözleşmesine konu edilen iş bedeliyle ilgilidir....
Yap-işlet-devret sözleşmeleri, kira ve eser sözleşmesinin unsurlarını içeren karma sözleşmelerden olup, bir taraf kendisine ait olmayan taşınmaz üzerinde eser sözleşmesi hükümlerine göre bina, tesis veya başkaca bir eser meydana getirmekte, diğer taraf da taşınmazına yapılan bu eserin ayrıca bedelini ödemediği için diğer tarafın belli süreyle kullanmasına müsade etmektedir. Bu durumda eserin meydana getirilmesi ve bundan doğan talep hakları eser sözleşmesi hükümlerine tabidir. Oluşturulan eserin ve bulunduğu taşınmazın kullanılması aşaması ve bundan doğan talep hakları kira sözleşmesi hükümlerine tabidir. Eser sözleşmesinden doğan davalar için, tarafların sıfatından veya işlemin mahiyetinden doğan bir nedenle tüketici mahkemesi veya ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirir bir neden yok ise, özel bir görev kuralı bulunmadığından genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesi görevlidir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının hizmet ilişkisi ile çalışmadığını, yaptığı işin Basın İş Kanunu kapsamında kalmadığını ve davalı işverenliğe karşı açılan davada dava dışı şirket nezdindeki sürelerin ve ücretlerin toplanması ile yapılan 2. seçenek hesaplamaların dikkate alınamayacağını, yerel mahkeme, davacının, davalı ile imzaladığı Eser Sözleşmeleri'ni dikkate almayarak gerekçesiz bir şekilde hizmet sözleşmesi ile çalıştığını kabul ederek alacak hesaplaması yaptığını, ancak eser sözleşmesine dayalı olarak telif ücreti ile çalışan davacının, dava konusu edilen alacaklara hak kazanması mümkün olmadığını, yerel mahkemenin eser sözleşmelerini yok sayarak davacının hizmet sözleşmesi ile çalıştığına yönelik kabulünün Yargıtay içtihadlarına aykırı olduğunu, davacının durumu ve Yargıtay'ın hizmet sözleşmesi eser sözleşmesi incelemesi yapılırken “ücret” hususuna dikkat edilmesi gerektiğine yönelik içtihatlarının yerel mahkeme tarafından göz ardı edilerek davacının hizmet sözleşmesi...
Açıklanan bu hukukî sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Taraflar arasındaki ilişki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu gözetilerek davalının, davacıların murisinin ölümünde kusurlu olup olmadığı, varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapacak konunun uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması zorunludur. Mahkemece eser sözleşmesi hükümlerine göre konunun uzmanlarından oluşturulacak teknik heyetten rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır....
Bu haliyle taraflar arasındaki sözleşme, TBK'nın 470 ve devamı maddelerde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sevk irsaliyesi tarihi ve ihtarname tarihi de gözetildiğinde süresinde ayıp ihbarı da yapılmıştır. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilerek eser sözleşmesine ilişkin hükümlere göre işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinde yanılgıya düşülerek satış sözleşmesi hükümlerine göre inceleme yapılarak süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir....
Dava eser sözleşmesi uyarınca yapılan imalat bedelinin tahsili talebinden ibarettir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunup bulunmadığı, eser sözleşmesi yok ise yapılan imalat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsilinin talep edilip edilemeyeceği ihtilaflıdır. Eser sözleşmesi bulunduğunu ispat kural olarak yazılı delille ispatlanmalıdır. Bu hususta davacı tarafın sunmuş olduğu tüm deliller değerlendirildiğinde; Dava dışı ... ... Şirketi ile davacı ( eski adı .....) arasındaki ... tarihli sözleşmenin incelenmesinde ise davalının imzasının bulunmadığı sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmıştır. Davalının dava dışı ...... Şirketi ile yapmış olduğu ... tarihli kira sözleşmesinin incelenmesinde ise; sair şartlar başlığı altında düzenlenen 1., 2. Ve7. Maddesinden kiracının söz konusu taşınmaza tadilat yapabileceği tüm giderlerin kiracıya ait olduğu nitekim yapılacak tadilatın kiracının ihtiyacına binaen olduğu anlaşılmıştır....
Açıklanan bu hukukî sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Taraflar arasındaki ilişki 818 sayılı BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu gözetilerek yüklenici ve iş sahibinin kusurlu olup olmadıkları ve varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapacak konunun uzmanlarından oluşan heyetten rapor alınması zorunludur....