Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ayıplı ifa nedeniyle alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 23/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

Sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise, sözleşmenin ifa edileceği yer 6098 Sayılı TBK.89 maddesine göre belirlenecektir. 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun (TBK) 89.maddesinde; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1.Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2.Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3.Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir. Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir .'' şeklinde düzenlemeyi içermektedir....

    AŞ'den sıfır km olarak satın aldığı araçta 2016 ve 2017 yıllarında bir takım arızalar meydana geldiğini, araçta gizli ayıp olduğunu, bu nedenle araçta değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek değer kaybı ve araç iyileştirme bedeli olarak 30.000,00 TL olduğunu iddia ettiği maddi zararının davalılardan tazminini talep etmiştir. Davacı, aracı dava tarihinden önce dava dışı kişiye sözleşmede belirtilen bir bedel karşılığında satmış olmakla birlikte, aracı, varlığını iddia ettiği ayıplı haliyle satmış olup davacının, aracı değer kaybı nedeniyle düşük bedelle satmış olabileceği veya satmadan önce araç için varsa yaptığı iyileştirme masrafları nedeniyle zararı bulunabileceği nazara alındığında eldeki davayı açarak talepte bulunması konusunda aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır....

      AŞ'den sıfır km olarak satın aldığı araçta 2016 ve 2017 yıllarında bir takım arızalar meydana geldiğini, araçta gizli ayıp olduğunu, bu nedenle araçta değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek değer kaybı ve araç iyileştirme bedeli olarak 30.000,00 TL olduğunu iddia ettiği maddi zararının davalılardan tazminini talep etmiştir. Davacı, aracı dava tarihinden önce dava dışı kişiye sözleşmede belirtilen bir bedel karşılığında satmış olmakla birlikte, aracı, varlığını iddia ettiği ayıplı haliyle satmış olup davacının, aracı değer kaybı nedeniyle düşük bedelle satmış olabileceği veya satmadan önce araç için varsa yaptığı iyileştirme masrafları nedeniyle zararı bulunabileceği nazara alındığında eldeki davayı açarak talepte bulunması konusunda aktif husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmaktadır....

      HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için yapılan araç devrinin hatalı olduğundan bahisle yanlış devredilen aracın iadesi doğru aracın tescilinin sağlanması istemine ilişkindir.Birleşen dava, eser sözleşmesinden kaynaklı yapılan işin ayıplı olması sebebiyle hatalı ve bozulan imalatların düzeltilmesinden kaynaklı maddi zararın giderilmesi, uğranılan zarar ve mahrum kalınan kârın tazmini istemlerine ilişkindir.Asıl ve birleşen davadaki ihtilafların kaynağı-----adresindeki işyerinin tadilat işi oluşturmakta olup bu işin yapılması için anlaşan tarafların işveren olarak----- ve yüklenici olarak ise ... olup taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktaysa da eser sözleşmesinin yapılmasından kaynaklı alacak ve borçların bu şirketlere ait olduğu ihtilafsızdır....

        Değer Kaybı Hesaplaması"nın madde 2.3'te. aracın rayiç değerinin %25'ini aşan değer kaybı taleplerinin değer kaybı teminatı dışında bırakıldığı belirtilmiş olup, tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda, aracın motorunun değiştirilmesi yerine, aracın orijinal yenisi ile değiştirilmesinin hakkaniyete uygun olacağı...'' tespit ve rapor edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 30.12.2016 tarihinde satın alınan aracın ayıplı olmasından dolayı misli ile değiştirilmesi ya da araç bedelinin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebi ile delil tespit giderleri ve mahrum kalınan süre için tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında 30.12.2016 tarihinde satışı gerçekleşen dava konusu aracın ayıplı olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır....

          düşümü ya da değer kaybına sebebiyet vermediği, kaldı ki 14/06/2021 tarihli kazanın satış öncesinde internet reklamında tarih olarak belirtildiği, davacının satın alma esnasında bunu davalıya sorup öğrenebileceği, 14/06/2021 tarihli kaza sebebiyle değer kaybı zararı oluşmadığından satış bedelinde indirim talep edilmesinin de mümkün olmadığı, belirtilen gerekçeler dahilinde davacı tarafın iddialarını usulüne uygun deliller vasıtasıyla ispatlayamadığı gibi aracın satışı anında 14/06/2021 tarihli kazanın gizlenmesinin söz konusu olmadığı, kaza sebebiyle araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı anlaşılmakla, açılan davanın reddine vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            UETS DAVA :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :20/12/2022 KARAR TARİHİ :25/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :25/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı ile davalı yüklenici yapı prefabrik montajı (kaba inşaat) konusunda davalı ile anlaşıldığını, taraflar, anlaşma konusu iş kapsamında 30.06.2022 tarihine kadar 4.750.000,00 TL bedel ile davacıya ait İnegöl Sanayi Bölgesindeki taşınmaza; fabrika binası inşaatı, inşaatın imalı, nakli, ve yerine montaj işlemlerinin yapılması için 30/12/2021 tanzim tarihli eser sözleşmesi yaptıklarını, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Eser Sözleşmesine ilişkin hükümlerinin düzenlendiği 470’inci maddesinde eser sözleşmesi tanımlandığını, Madde metninde; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir...

              Bozma sonrası mahkemece alınan raporda; bilirkişilerce iki ayrı duruma göre hesapalama yapılmış olup; birinci durumda keşif tarihindeki mevcut durum dikkate alınarak basketbol sahaları hariç sosyal donataların site içerisinde kalması ve site sakinlerince kullanılması halinde 6.661,00TL değer kaybı oluştuğu, ikinci duruma göre sosyal donatıların bulunduğu alanın tamamen kamuya terk edilmesi halinde ise 9.992,00TL değer kaybı oluştuğu şeklinde görüş bildirilmiş, mahkemece keşif tarihindeki mevcut durum dikkate alınarak bir kısım sosyal donatıların site sakinlerince kullanılması halinde 6.661,00TL değer kaybı oluştuğuna ilişkin hesaplama hükme esas alınmıştır. Keşif tarihinde hernekadar bu sosyal donatıların bir kısmının halen site sakinlerince kullanıldığı belirtilmişse de; dosya içeriğinden taahhüt edilen bu sosyal tesislerin tamamının mülkiyeti Ümraniye Belediyesi’ne ait 189 ada 14 parsel üzerinde inşa edildiği anlaşılmaktadır....

                Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davası olduğu, yukarıda da ortaya konulduğu gibi dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafça ayıp ihbarının ----Noterliği'nin 18/02/2022 tarihli -----yevmiye numaralı ihtarnamesi vasıtasıyla süresinde yapılarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı, bu sebeple sözleşmeden dönme beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davacının dava konusu eser nedeniyle yapmış olduğu 69.560,00 TL eser bedelini geri isteyebileceği, bu yönden davanın kabulüne karar verilmesin...

                  UYAP Entegrasyonu