Telek.Hiz.A.Ş. müdahil davalı Türk Telekom A.Ş. arasındaki davadan dolayı Siirt Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 19.04.2007 gün ve 322-206 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı idare davaya konu teşkil eden protokollerin 7. maddesine dayanarak, enerji birim tarifi fiyatları üzerinden gecikme bedelleriyle birlikte davalı şirketin borcu olan miktarların tahsili isteminde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Daire’mize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Telek.Hiz.A.Ş. müdahil davalı Türk Telekom A.Ş. arasındaki davadan dolayı Siirt Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 19.04.2007 gün ve 322-206 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Davacı idare davaya konu teşkil eden protokollerin 7. maddesine dayanarak, enerji birim tarifi fiyatları üzerinden gecikme bedelleriyle birlikte davalı şirketin borcu olan miktarların tahsili isteminde bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Daire’mize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait olduğundan, dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.04.2006 gün ve 1324-155 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık yüklenici tarafından inşa olunan binadaki dairelerin davacıdan satın alınan malzemelerin bedeline karşılık olması ve dairelerin geç tesliminden kaynaklanan gecikme tazminatına ilişkin olup ticari satım akdinden kaynaklanmaktadır. Yanlar arasında eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu nedenle hükme yönelik temyiz itirazlarının Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesince incelenmesi gerekir. Ne var ki anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın Yargıtay Başkanlar Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28.09.2006 gün ve 2006/500 D.İş sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık, davalı yüklenicinin dava dışı arsa sahipleri ile yaptığı taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu binada, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıya, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmediği iddiası ile talep olunan gecikme cezasına ilişkin olmakla, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığından hakem kararının temyizen inceleme görevi Dairemize ait bulunmamaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Hakimliğince verilen 08.03.2007 gün ve 1861-500 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, daire satış sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatına ilişkin olup hüküm Sulh Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. Taraflar arasındaki ilişki “eser sözleşmesi” olmayıp toprakdan satış diye tabir edilen “nitelikli satış” ilişkisidir. Bu nedenle temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesine aittir. Nevar ki bu Dairece de görevsizlik kararı verilmiş olduğundan görevli dairenin Yargıtay Yüksek Başkanlar Kurulunca belirlenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek Başkanlar Kuruluna tevdi edilmek üzere Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak aynı sözleşmenin 26. maddesinde taahhüdün yerine getirilmemesi ve işin süresinde bitirilmemesi hallerinde ihale dökümanında belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere idarenin en az 20 gün süreli ve nedenleri açıkça belirtilen ihtarına rağmen aynı halin devam etmesi durumunda sözleşmenin feshedileceği, teminatların gelir kaydedileceği ve hesabın genel hükümlere göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Sözleşmenin bu maddesindeki 20 günlük süre feshedilemeyen süre olup bu süre içinde gecikme cezasının uygulanacağı da kabul edildiğinden davacı iş sahibinin feshedilemeyen bu 20 günlük süre ile ilgili olarak gecikme tazminatı istemesi mümkündür. Somut olayda da bu 20 günlük süre geçtikten çok sonra sözleşme feshedilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan gecikme cezasının tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış, davalı, yer tesliminde gecikme olması ve keşif artışı nedeniyle süresinde işin tamamlandığını belirterek, davanın reddini savunmuş, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 02.01.2012 tarihli sözleşmeyle, davacının yükümlülüğünde olan konut inşaatlarının K-1 bloktaki imalâtların 5.1. madde de gösterilen kapsam ve fiyatlarla yapımı kararlaştırılmıştır....
Gecikme tazminatı istemleri yönünden zamanaşımının başlangıç tarihi, sözleşmeye göre yüklenicilerin edimlerini yerine getirerek davacıya ait bağımsız bölümleri teslim tarihidir. Diğer bir deyişle eser sözleşmesi feshedilmediği sürece iş sahipleri gecikme tazminatını (kira) alarak ifayı bekleyebileceğinden eser teslim edilmediği ve sözleşme ifa ile sonuçlanmadığı için teslimi gereken tarih geçmesine rağmen zamanaşımı süresi işlemeye başlamayacaktır. Önceki döneme ait olsa dahi gecikme tazminatı ile ilgili zamanaşımı süresi eserin teslimi ve sözleşmenin ifası ile sonuçlandığı tarihten itibaren başlayacaktır (Yargıtay 15. H.D. 14/10/2010 2010/3391 E. 2010/5310 K.). Bu açıklamalar ışığında somut olayda; 16 ve 4 nolu dairenin 18.08.2005 tarihinde 8 nolu dairenin 21.05.2010 tarihinde 1 nolu dairenin de 01.01.2010 tarihinde teslim edildiği dikkate alındığında, 8 ve 1 nolu daireler için davacının 02.04.2013 tarihli gecikme tazminatı davasının süresinde olduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda; taraflar arasında, aplikasyon işinin üstlenilmesi konulu eser sözleşmesi mevcut olup, davacı bu sözleşmenin konsu olan aplikasyon işinin krokisinde tecavüzlü bina kısmının gösterilmemiş olması sebebiyle zarara uğradığından bahisle tazminat talebinde bulunmuş ise de, Mahkemece hükme esas alınan, gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli bilirkişi raporları ile, yüklenici olan davalı tarafça hazırlanan aplikasyon krokisinin teknik kurallara uygun olup, aplikasyon krokisinden kaynaklı olarak inşaat imalatında gecikme meydana gelmediği, zararın davalının eser sözleşmesine aykırı fiilinden kaynaklanmadığı belirlenmiştir....
Davacının talebine konu gecikme cezasının dava dışı idare ile yüklenicisi olan davacı arasındaki sözleşmeden kaynaklı olup davalıya bu hususta husumet yöneltilemeyeceğinden, davacının ihtimal dahilinde olabilecek gecikme cezasının tazminiyle gidiş dönüş masrafları adı altında ispatlanamayan masrafların reddine dair karar somut olaya uygun bulunmakla davacı tarafça yapılan istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Menfi zarar, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşme hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Tandoğan, age., s. 427). Bu husus Borçlar Kanununun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır: burada alacaklının sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur....