WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur ------Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir-------- Dönme halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağından taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını karşı tarafa iade etmekle yükümlüdür....

    Sözleşmeden dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir. Bedel karşılığı eser sözleşmelerinde dönme beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olduğundan, karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuçlarını doğurur ------Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir-------- Dönme halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağından taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını karşı tarafa iade etmekle yükümlüdür....

      Uyuşmazlığın; Taraflar arasında tek elden dağıtım sözleşmesi imzalanmış olup, davalının bu sözleşmeye 20/01/2023 tarihinde fesih ihbarında ve cevap dilekçesinde yazılı nedenlerle fesih etmesi nedeniyle, bu feshin haklı mı haksız mı olduğunun tespiti, fesih haksız ise davacının 03/08/2023 tarihinde sunduğu dilekçesindeki 5 kalem menfi zarar kalemini isteyip isteyemeyeceği - isteyebilecek ise miktarının tespiti, yine bu talep dilekçesinde 2 kalem halinde müspet zarar ve 2 kalem halinde munzam zarar talep edilmesi nedeniyle davacının dilekçesindeki müspet zararları ve munzan zararları isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecek ise miktarlarının tespiti ayrıca aynı anda menfi hemde müspet zararın talep edilmesinin mümkün olup olmadığı, menfi ve müspet zarar birlikte istenemeyecek ise dava konusu itibarı ile davacının menfi zarar mı yoksa müspet zarar mı isteyebileceği ve miktarları ile davacının manevi zararının bulunup bulunmadığının tespiti noktalarında toplanmaktadır....

        Müspet zarar ise daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Dairenin teslimi halinde getirmesi beklenen kira geliri kaybı, satışı nedeniyle beklenen kazanç, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza … hepsi, müspet zarar kapsamındaki alacak kalemleridir. İstinaf gerekçesinde TBK 39. maddesi gereğince sözleşmenin onanmış sayılacağı belirtilmiş ise de somut olayda davacı taraf müspet zararın tazmini talebinde bulunmuş olup sözleşmeden dönme şeklinde bir talebi mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının talebine uygun değerlendirme yapılıp sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

          Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....

          Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....

          Bu bilgiler ışığında somut olaya baktığımızda davacı yüklenici ayrıca ve açıkça dava dilekçesinde ve aşamalarda eser sözleşmesine göre üçüncü ve devam eden dergi basımlarının yapılmaması ve reklam gelirlerini elde edememesi sebebiyle zarar talebinde bulunmuş, bu zarar kalemi yukarıda açıklanan menfi zarar (olumsuz zarar )kapsamında olmadığı , basımı yapılmayan reklam gelirlerinin beklenti zarar olup müspet zarar kapsamında kaldığı anlaşılmakla, buna göre mahkemece fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili; mahkemece müvekkilinin sözleşmeye güvenerek ve sözleşmenin devam edeceğine inanarak yapmış olduğu masraf kalemlerinin büyük bir kısmının menfi zarar olarak değerlendirilmediğini, bilirkişi heyetince yapılan yanlış nitelendirmeler neticesinde zarar kalemlerinin eksik hesaplandığını, müvekkilinin personel ve yemek giderleri, kira, yakıt masraflarını, elektrik, su, telefon, muhasebe ücreti ve vergilerden oluşan olumsuz zarar kalemlerinin hesaplamaya dahil edilmediğini, müvekkilinin ödemiş olduğu 1.290,14-TL miktarındaki vergi masrafı ve 1.305,02-TL tutarındaki sigorta-tamir masraflarının menfi zarar olarak değerlendirilmediğini, oysa bu masrafların da sözleşmeye güvenilerek yapılan menfi zarar olduğunu, yine müvekkilinin ödemiş olduğu 236-TL tutarındaki muhasebe ücreti, 568-TL tutarındaki elektrik, su ve telefon giderleri, 2.639,55-TL değerindeki personel ücreti, 925,73-TL tutarındaki yemek ücreti ve 1.650-TL tutarındaki kira ücretinin de sözleşmenin geçerliliğine...

              Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....

              Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. "Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir....

                UYAP Entegrasyonu