Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri uyarınca akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamının, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kısaca, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır....

    ile ilgili sözleşmenin feshi talep edilmiş olması nedeniyle reddine karar verdiğini, oysa dava dilekçemizden de anlaşılacağı üzere davalı müteahhitten sadece müspet zarar talep edilmediğini, aynı zamanda davacı müvekkilin uğramış olduğu maddi manevi zarar da talep edildiğini, nitekim davacı müvekkil davalı müteahhide dolar bozdurarak ödemeler yaptığını, ayrıca işin sürüncemede ve uzatılması nedeniyle yapı malzemelerindeki değerler arttığını ve söz konusu yer zamanında teslim edilmediğinden kira ve sair maddi menfaatlerden mahrum bırakıldığını, bu da taraflar arasındaki müspet zarar değil mevcut ve menfi zararı ifade ettiğini, bu yöndeki taleplerimiz yani menfi zarar ile ilgili sayın mahkemece dikkate alınmaksızın karar verildiğini, davacı müvekkil bu yönde iyi niyet ve hakkaniyet kuralları gereği büyük bir menfi zarara uğramış olmasına rağmen mahkemece bu yönde bir karar verilmediğini, ayrıca talebimizden ve bilirkişinin vermiş olduğu rapordan da anlaşılacağı üzere davacı müvekkilin mevcut...

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup sözleşmenin feshi nedeniyle ödenmiş olan iş bedelinin iadesi ve uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı iş sahibi davalı yüklenicidir. 29.12.2012 tarihli sözleşme ile davalı yüklenici davacı iş sahibine ait evde bir kısım tadilat işlerinin yapımını üstlenmiştir....

      HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İncelenen Kararın Mahkemesi : Antalya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi: 04/06/2021 Davanın Türü: Sözleşmenin Feshi ve Alacak İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmekle dairemiz üyesi tarafından hazırlanan rapor okunduktan ve dosya kapsamı incelendikten sonra yapılan müzakere sonucu gereği düşünüldü; I. DAVA Davacı vekili açtığı dava ile; taraflar arasında 30/12/2011 tarihli eser sözleşmesinin imzalandığını, işin eksik ve hatalı olduğunu, davalıya fazla ödeme yapıldığını, işin ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshine davacıya yapılan fazla ödeme olan şimdilik 27.176,62 TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte tahsiline, gecikmeden dolayı mahrum kalınan kazanç için şimdilik 1.000,00 TL'nin (ıslahla 146.000,00 TL) dava tarihinden itibaren ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı ... ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve menfi zarar istemine ilişkin olup, mahkemece sözleşmenin feshi ve kira kaybı, idari para cezası, yıkım masrafı tazminatlarının tahsiline dair verilen karar hakkında davalı ... vekilince istinaf talebinde bulunulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından başvurunun kısmen kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmasına, sözleşmenin feshine, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı ... vekili temyiz, davacılar vekili katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili, taraflar arasında Kartal 14....

          HD'nin kararı sonrasında alınan ve benimsenen bilirkişi kurul raporunda dayanak ve gerekçeleriyle açıklandığı üzere, işsahibi davacı tarafça yapılan ödemelerin, sözleşmenin fesih tarihine kadar davalı birleşen davalı tarafça tamamlanan imalat bedelinden düşümü sonrasında davacıya iadesi gereken bedelin kalmadığı; taraflar arasındaki sözlemede, fesih halinde müspet zararın istenebileceğine dair hüküm bulunmadığından eksik işler bedeli ve kira kaybı tazminatı talep edilemeyeceği; davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen menfi zararın ispatlanamadığı, birleşen davada davacı tarafın, sözleşmenin feshi nedeniyle fesih tarihine kadar yapılan işler yönünden imalat bedeli alacağı ile sözleşmenin feshinden kaynaklı uğranıldığı ileri sürülen kar kaybı alacağının tahsilini istediği, İstanbul BAM 15....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça sözleşme haklı olarak feshedilmiş ise de, taraflar arasındaki ek sözleşmenin 6. maddesinde, arsanın boş ve temiz olarak teslim edildiğinin belirtilmiş olması karşısında, davalı yüklenicinin gecekondunun kira getirisinden ve inşaat bedelinden sorumlu tutulamayacağı, inşaatın 16 aylık teslim süresi dolmadan davacıların sözleşmenin feshi davasını aşmış oldukları, yeni sözleşmenin imzalanacağı ve inşaatın en az iki yıl süreceği varsayımından hareketle ileriye dönük kira tazminatının bu nedenle talep edilemeyeceği, alacak taleplerinin menfi zarar kapsamına girmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi zarar istemine ilişkindir....

              Davacı yanın istek kalemleri arasında yer alan menfi zararlarla ilgili gerek doktrin gerekse uygulamadan sözetmek gerekir. Menfi zarar uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden, sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıya ortaya çıkar (Tandoğan, Türk Mesuliye Hukuku. sh. 427). Bu husus, mülga 818 sayılı BK'nın 108. maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklının, sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü, sözleşme feshedilerek hükümsüz olduktan sonra, tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan sözedilemez, istenilecek zarar menfi zarardır....

                Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. ----- olan görüşe ve --------- uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın Malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müspet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir....

                  Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. ----- olan görüşe ve --------- uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın Malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müspet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir....

                    UYAP Entegrasyonu