- K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmenin feshi nedeni ile uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğradığı müspet ve menfi zararlarının tazminini talep etmektedir. Müspet zarar (olumlu zarar), sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının oluşacağı durum ile sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle mevcut durum arasındaki farktır....
ve yer tesliminin yapılmaması nedeniyle üretim aşamasına geçilemediğinden davacıya karşı ihtarname keşide edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen 21/01/2016 tarihli sözleşmenin 15/e bendinde açıkça işverenin sözleşmeden vazgeçmesi halinde yüklenicinin bu iş için yapmış olduğu tüm masrafların karşılanacağının akdedildiği, nitekim Türk Borçlar Kanunu'nun 484.maddesi ile de fesih halinde eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığının ödenerek sözleşmenin feshedilebileceğinin düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmenin sözleşme konusu işlerin yapımının davacı işverenden kaynaklı sebeplerle gecikmesine rağmen davalının ek protokol hükümleri ile uyumlu ve makul taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiği, bu nedenle menfi zarar talebinde bulunulamayacağı ancak davalının sözleşmeye istinaden yapılan masraflar düşüldükten sonra avans bedelinin geriye kalan kısmının...
Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşme hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zararlarını talep etmeleri mümkün olmayıp verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istemeleri mümkün olduğu gibi menfi zararlarını da diğer taraftan talep edebilirler. Bu durumda, taraflar arasındaki sözleşme geçersiz ise davacı tarafından kar kaybı talep edilemez, yukarıda belirtildiği gibi davacı davalının yararına olan imalât bedellerini menfi zarar olarak talep edebilecektir. Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 19/01/2021 tarih, 2020/1989 esas ve 2021/96 karar sayılı ilamı....
tarihli sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı uğranılan tüm kar kaybı ve tazminatlar yönünden şimdilik 50.000,00 TL, 11/10/2012 tarihli sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı uğranılan tüm kar kaybı ve tazminatlar yönünden şimdilik 20.000,00 TL, sözleşme dışı iş, imalatlar ve ilave işler yönünden şimdilik 50.000,00 TL, iş, işçi ve ekipmanların atıl vaziyette kalması dolayısıyla uğranılan zarar yönünden şimdilik 50.000,00 TL olmak üzere toplam 170.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline ve 100.000,00 TL ve 410.000,00 TL bedelli teminat mektuplarının müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Sözleşmenin feshi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Menfi zarara, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edimin kabul edilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılacak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla ve başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zararlar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 01.12.2016 gün 2016/4313 Esas, 2016/4946 Karar, 27.02.2009 gün 2008/1658 Esas, 2009/1058 Karar sayılı ilamları). Somut olay yukarıdaki bilgilere göre değerlendirildiğinde; davacı yüklenici ile dava dışı iş sahibi ......
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenicinin temerrüdü sonucu sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan menfi zarar, cezai şart alacağı, teminat güncelleme fark bedeli, fazladan ödenen imalât bedeli alacaklarının tahsili istemine ilişkindir....
Yerel mahkemece görülen eldeki bu davada cezai şart alacağı ile menfi zarar isteminde bulunulmuştur. Yapılan yargılama sonucunda yanlar arasındaki sözleşmenin feshine karar verildiğinden sözleşmenin 8. maddesinde hüküm altına alınan ve davaya konu edilen BK’nın 158/II. maddesinde tanımlanan ifaya ekli cezanın istenebilmesi için sözleşmeden dönülmemiş olması veya sözleşmesinde akdin feshi halinde dahi istenebilmesi yönünde hüküm bulunması gerektiği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davacı konutların tamamlanmaması sebebiyle fesihten dolayı kooperatif üyelerinin mağdur olduklarını, bu mağduriyet nedeniyle menfi zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL menfi zarar talebinde de bulunmuştur. Mahkemece bu konuda herhangi bir inceleme-araştırma yapılmadığı gibi, olumlu-olumsuz karar da verilmemiştir. Bu bakımdan HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri kapsamında gerekli değerlendirme yapılıp sonuca gidilmesi gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/165 Esas numaralı dosyasıyla sözleşmenin feshini isteyip işbu dava dosyasıyla kira kaybı tazminatı isteyebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, menfi zararın, yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarar olup bu bağlamda sözleşme yapılması için yapılan masraflar(harç, noter masrafı vb.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masrafların, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararların menfi zarar kapsamında olduğunu, taraflar arasında akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ... 24. Noterliği'nin 13.03.2015 tarih ve 07494 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davacı kooperatif tarafından geçmişe etkili olarak feshedildiğinin müflis şirkete bildirildiğini, daha sonra 17.04.2015 tarihinde davacı kooperatif tarafından sözleşmenin geçmişe etkili feshi ve tapu iptal tescil talepli ... 23....
Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Öğreti ve uygulamada menfi zarar, “uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarar” olarak kabul edilmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı yüklenici sözleşmenin feshinde haksızdır. Yaptığı harcamalar ise davalı arsa sahibi yararına olmadığı gibi arsa sahibi tarafından da kullanılmamıştır. Bu hususlar üzerinde durulmadan menfi zarar talebinin de reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun görülmüştür....
Yargıtay içtihatları ve doktrinde eser sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle uğranılan ve giderilmesi talep edilen olumsuz zararların sınırlı sayıda olmadığı kabul edilmekte; kanıtlayabildikleri takdirde inşaat gideri, proje giderleri, ruhsat harcı, proje tasdik ücreti gibi (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 04.11.2019 tarih, 2019/496 esas ve 2019/4312 karar sayılı ilamı) giderler menfi zarar kapsamında değerlendirilmektedir. Sözleşmenin feshi halinde kusursuz olan tarafın bu zararların tazminini isteme hakkı bulunmaktadır. (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi'nin 23.05.2019 tarih, 2018/5195 esas ve 2019/2468 karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı iş sahibince, sözleşmenin feshedildiği belirtilerek dava konusu inşaat sözleşmesi gereğince gecikme tazimatı istenilmektedir. Sözleşmenin feshi sebebiyle davacının müspet zararlarını talep etmesi mümkün değildir. Ancak; menfi zararlarını diğer taraftan talep edebilir....