DİYARBAKIR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/12/2021 KARAR TARİHİ : 22/04/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ve munzam zarar davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı ve babası tarafından inşa edilen binanın ince işlerininin yapımını üstlendiğini, yapılan işlere karşılık bir dükkan, bir daire ve 128.000,00 TL nakit para verilmesi gerektiğini, dükkan tapusunun 4 yıl gecikmeli olarak verildiğini, daire tapusunun ise hiç verilmediğini, inşaat süresince davalı nakit sıkıntısında iken müvekkilden 45.000,00 TL'lik çek aldığını, uşun bitmesine rağmen daire dışında davalının toplamda ödemesi gereken 128.000,00 TL'nın da ödenmediğini, araya aracıların girmesi üzerine davalı ile sözleşme...
Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Davacının bir diğer alacak kalemi munzam zarara ilişkin olup, somut bir munzam zarar ileri sürülmemiş, yalnızca munzam zararın bulunduğu iddiası ileri sürülmüştür. Munzam zarar temerrüt faizi ile giderilemeyen zarar olup kanundan kaynaklanmaktadır. Fakat munzam zarar bulunduğu iddiası somut olarak ileri sürülmelidir. Paraya geç kavuşulmuş olması yahut yalnızca enflasyon, döviz/altın kurundaki artış gibi genel sebepler ile munzam zarar talep edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla davacının somut olmayan munzam zarar talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Uyuşmazlık konusunun temelini oluşturan aşkın (munzam) zarara ilişkin olarak ise TBK’nın 122. maddesi “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Bu hükümle uygulamada munzam zarar, kanunî tanımı ile aşkın zarar olarak adlandırılan hukukî kurum düzenleme altına alınmış olup mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 105. maddesi de bu hususta aynı yönde düzenleme içermektedir. 20. Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır....
-TL eksik ödeme yapıldığı," sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 13.11.2021 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; "1-Davacı vekilinin munzam zarar talebine ilişkin hukuki değerlendirmeler uzmatılık alanımıza girmemekle beraber Sayın mahkemece konusunda uzmanı kişiler ya da takdirleri doğrultusunda munzam zarar durumunun varlığına ilişkin karar verilmesi halinde 20.09.2013 tarihinde bankaya yatan 1.513.214,40.-TL'nın ödeme tarihi olan 29.11.2016 tarihine kadar oluşabilecek munzam zarar tutarının 2.196.797,94....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı munzam zararın giderilmesi istemlidir. Davacı vekili;davacı şirket ile davalı idare arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketin sözleşme uyarınca yüklendiği edimini süresinde yerine getirmesine rağmen hakediş alacaklarının davalı belediye tarafından sürekli olarak geç ödendiğini, bu sebeple davacının zarara uğradığını iddia ederek şimdilik 20.000,00 TL munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ihale sözleşmesinde belirtilen hak edişlerin ödeme zamanına ilişkin düzenlemenin kesin vade içermediğini, davacının ihtar göndermek suretiyle davalıyı temerrüde düşürmediğini, bu sebeple temerrüt faizi isteyemeyeceği gibi temerrüt faizini aştığı iddiasıyla munzam zarar talebinde de bulunamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 23/05/2022 NUMARASI: 2022/314 Esas, 2022/411 Karar DAVANIN KONUSU: Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak KARAR TARİHİ: 14/09/2022 Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ DÜŞÜNÜLDÜ; İstinaf isteminde usul işlemlerinin tamam olduğundan, ilk derece mahkemesinin dosyasındaki bütün belgeler ve dosya hakkındaki dairemiz üyesince düzenlenen rapor incelendi, istinaf başvuru dilekçelerinin ve davanın esası istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan ön inceleme ve asıl incelemede dosyada dairemizce karar verilmesi için eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.İstinaf sebepleri: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde;davanın munzam zarardan kaynaklı ve kök ilişkiden bağımsız yeni bir dava olduğunu görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu B,K 105/2 maddesi gereğince açılan munzam zarara ilişkin olduğunu belirterek mahkemece verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar...
Maddesi kapsamında munzam zararının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı tazminatın geç ödendiği iddiasıyla açılan munzam zararın tazmini davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)'nun 49. Maddesindeki "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." şeklindeki düzenlemedir. DELİLLER : ------davacının tacir kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.------müzekkere yazılarak davacının esnaf odası kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır....
E sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 29.11.2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz İle karşılanamayan zararların tahsilini amaçladıklarını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay. 15.Hukuk Dalresinin 2018/3765 E sayılı İlamında da belirlendiği gibi munzam zarar kök İlişklden (asıl borç) tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, bu itibarla her ne kadar icra dosyasına konu alacak kira sözleşmesinden kaynaklanmış olsa da munzam zararın kök ilişkiden (asıl borç) tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle yetkili mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, munzamı zarar sorumluluğu kusura dayanan temenÜüdün hukukl bir sonucu olduğunu, borçlunun zararının faizi aşan bölümü olduğunu, borçlunun para borcunu vadesinde ödemediğinde (temerrtüt) oluştuğunda sözleşme veya yasada belirlenen “gecikme faizi” ödeme yükümü altına gireceğini, bu durumda BK'nin...
Yine sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunup somut olaydaki munzam zarar talebiyle ilgili olarak uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 105/.... maddesi hükmünce, alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur ileri sürülemiyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı dahi karşılamak zorundadır. Temerrüt faizi, temerrüde düşen borçlunun para borcunu ödemede gecikmesi halinde alacaklıya ödemek zorunda olduğu asgari miktardır. Alacaklı geç ödeme sebebiyle zararının temerrüt faizinden fazla olduğunu ileri sürüp kanıtlayabiliyor ise aşkın zarar diye de ifade edilen faizi aşan zararını borçludan isteyebilir. Temerrüt faizini talep edebilmek için gecikme nedeniyle uğranılan zararın ispatı gerekmediği halde faizi aşan zarar – munzam zararın istenebilmesi için, alacaklı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının varlığını kanıtlamak zorundadır....