Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/207 Esas KARAR NO : 2022/18 DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/04/2021 KARAR TARİHİ: 11/01/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında müvekkiline ait ...adresli ...isimli otele kaplama söve kat silmesi ve sıva, boya işlemlerinin yapılması noktasında ... tarihli eser sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmede yapılması açıkça kararlaştırılan ve karşı tarafça taahhüt edilen işlemler ayıplı ve eksik bırakıldığını, yüklenici tarafından eksik ve ayıplı olarak yapılan işlemlerin tespiti için Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ...Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, dosyada yer alan bilirkişi raporuna istinaden eksik-ayıplı iş sebebiyle Antalya Genel İcra Dairesi ... E....

    Somut olayda, davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkiline ait evdeki pencereler ve kış bahçesi sisteminin alman malı profillerden renkli imal ve montaj işi konulu eser sözleşmesi akdedildiğini ancak işin eksik ve ayıplı yapıldığını iddia ederek asıl davada davalı yanın iş bedelinin tahsili için müvekkili aleyhine başlattığı icra takibi hakkında menfi tespit ve istirdat taleplerinde bulunmuş, birleşen davada ise eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararının tazminini talep etmiştir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve dava açıldığı tarihte 6502 sayılı Yasa yürürlükte bulunmadığından tüketici mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemez. Davada görevli mahkeme genel mahkeme olup, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 13/08/2014 tarihli eser sözleşmesi gereğince davalının işleri tamamlamadığını ve ayıplı olarak ifa ettiğini, alçıpan duvarların gönyesinden kaçık olduğunu, duvarların yer yer şiştiğini, sadece bu kalemde % 30 eksik ve hatalı imalat olduğunu, yeşil alçıpan kullanılması gerekirken kullanılmadığını, ayrıca bodrum katta bulunan pencerelerin asma tavanların gereğinden fazla sarkıtılması nedeniyle açılmadığını, davalının süresinde inşaatı tamamlamadığını, ayıplı ifa nedeniyle müvekkilinin büyük zarara uğradığını, birçok kez ayıplı hizmetler hususunda uyarıldığını, ancak ayıpların giderilmediğini bu nedenle hak edişlerin imzalanmadığını, ara hak edişlerin avans niteliğinde olduğunu, ayıplı ifa durumunun Ankara .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/138 D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLER: Ankara... Müdürlüğü'nün 2015/11007 E....

        Bu maddeye göre manevi tazminat talep edebilmek için bir kişinin kişilik hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmeli, manevi zarar doğmalı, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusuru bulunmalıdır. Somut olayda davacı ayıplı ifa nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini ve manevi tazminat borcu doğduğunu ispat edemediği gibi, manevi tazminat koşulları da gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin tamamen reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda .... bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, .... bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; Davacı ile davalı arasında eser sözleşmesinden kaynaklanan bir ilişkinin bulunduğu, davalıya sözleşme gereği çekler verildiği ve davalının sözleşme de kendisine yüklenen sorumlulukları eksik ve ayıplı ifa ettiği bu hali ile dava konusu çekler nedeniyle davacının borçlu olmadığı iddia edilmişse de tedbir talebine konu çeklerin dava konusu sözleşme nedeniyle verildiğinin bu aşamada sunulan belgelerle yaklaşık olarak ıspatlanamadığı ve davacının eser sözleşmesine aykırılık sebebiyle borçlu olmadığına ilişkin iddiasının da yargılamayı gerektirmesi sebebiyle talebin reddine karar verilmiştir....

            Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafın dava açmadan önce arabulucuya başvurduğu ve dava dilekçesiyle birlikte arabuluculuk son tutanağını dosyaya sunmuş olduğu, arabuluculuk tutanağı incelendiğinde uyuşmazlığın fatura alacağından kaynaklı alacak olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır. Davacının taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı alacağı nedeniyle arabulucuya başvurduğu, arabuluculuk tutanağında uyuşmazlığın "fatura alacağından kaynaklı" olarak nitelendirilmesinin yerel mahkemece davacının ilave işler için arabuluculuğa başvurmadığı şeklinde yorumlanmak suretiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca ifa, borcu sona erdiren nedenlerden olup, dava tarihinden sonra taraflar arasında düzenlenen 08.05.2020 tarihli protokol gereğince davacıya 120.500,00- TL ödeme yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir....

            Dava dilekçesinde sözkonusu cihazların davalı şirketten satın alındığı, kendileri tarafından montajdan sonra arıza vermeye başladığı, ayıp ihbarında bulunulduğu halde giderilmediği ileri sürülerek bedelin iadesiyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçe kısmında dava sözleşme ve garanti yükümlülüğünün ihlâli dolayısıyla ayıplı mal satışından kaynaklı sözleşmenin feshi, satış bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili olarak vasıflandırılmıştır. Uyuşmazlık tacirler arası satış sözleşmesinden kaynaklandığından belirlenen bu niteliğine ve mahkemenin vasıflandırmasına göre kararın temyizen incelenmesi Dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi görev alanında kalmaktadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 05.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              yaşadığını ve durumu tekrar davacıya bildirdiğini, başka yerden aldığı benzer bir ürün kullandığında ürünün çalıştığını ve suya oksijen verdiğini böylece süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu tanık beyanları ile ispatladığı; davacı tarafça teslim edilen 6 adet aeratör gizli ayıplı olduğundan ve davalı taraf, iş sahibi olarak yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunduğundan ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve ayıplı aeratörlerin bedelini ödeme hakkına ve ayrıca davalının ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararları davacıya olan borcu ile takas etme hakkına sahip olduğu; 6 adet aeratör bedeli olan 49.560,00 TL ile ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zarar toplamı 8.319,00 TL'nin cari hesap borcundan düşülmesi sonucu takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 4.693,11 TL alacaklı olduğu; davalının daha önce temerrüde düştüğü ispatlanamadığından takip tarihi itibariyle faiz isteneceği; davalı tarafça, davacıdan satılan döner köprülü sıyırıcı makinesinin de ayıplı olduğu ileri sürülmüşse de keşif...

                Eser sözleşmesinin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmininin talep edilebilmesi için öncelikle eser sözleşmesinin varlığı hususunun ispat edilmesi gerekir. Tarafların ticari defterlerinde buna ilişkin bir kayıt olmadığından tarafların tanıkları üzerinden değerlendirme yapılması gerekir. Her iki tarafın dinlettiği tanıkların beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususunda yapılan değerlendirmede; davacı şirket tanıklarının şirket çalışanı oldukları, davalı taraf tanıklarının ise akraba, çalışan ve davalının arkadaşı olduğu tartışmasızdır. Yani taraf tanıkları, tarafsızlıklarından şüphe duyulmayacak, taraflarla bir yakınlığı bulunmayan kimseler olmadığından, beyanlarına üstünlük tanınarak itibar edilecek bir durum söz konusu değildir. Taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığına dair başkaca delil elde edilemediğinden ispatlanamayan davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Eser sözleşmesinin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmininin talep edilebilmesi için öncelikle eser sözleşmesinin varlığı hususunun ispat edilmesi gerekir. Tarafların ticari defterlerinde buna ilişkin bir kayıt olmadığından tarafların tanıkları üzerinden değerlendirme yapılması gerekir. Her iki tarafın dinlettiği tanıkların beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği hususunda yapılan değerlendirmede; davacı şirket tanıklarının şirket çalışanı oldukları, davalı taraf tanıklarının ise akraba, çalışan ve davalının arkadaşı olduğu tartışmasızdır. Yani taraf tanıkları, tarafsızlıklarından şüphe duyulmayacak, taraflarla bir yakınlığı bulunmayan kimseler olmadığından, beyanlarına üstünlük tanınarak itibar edilecek bir durum söz konusu değildir. Taraflar arasında eser sözleşmesi yapıldığına dair başkaca delil elde edilemediğinden ispatlanamayan davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                UYAP Entegrasyonu