Mahkemece, her ne kadar, davacı iş sahibine peşin ödediği hizmet bedeli olan 2.600,00 TL’nin tamamının iadesi yönünde hüküm tesis edilmiş ise de;dosya kapsamında yer alan dr. raporları ile meydana gelen olayda davalı yüklenicinin kusurlu olup olmadığı,ortaya çıkan eser yönünden ayıplı ifa bulunup bulunmadığı,davalı yüklenicinin meydana getirdiği eser yönünden davacı iş sahibini aydınlatma yükümlülüğünü tam ve sağlıklı olarak yerine getirip getirmediği ve bu doğrultuda da davacı yüklenicinin ödediği 2.600,00 TL’lik hizmet bedelinin ne kadarının davacı iş sahibine iade edilmesi gerektiği hususunun tam ve sağlıklı bir biçimde tespit edilemediği anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü’nün 2021/5660 esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takibine, davalı vekilince müvekkilinin yerleşim yerinin, Sandıklı olduğu, Sandıklı icra dairelerinin yetkili olduğu, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, davaya cevabında ise Sandıklı mahkemelerinin yetkili olduğunun bildirildiği, Genel yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin belirleneceği, Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin HMK'nın 6 maddesine göre davalı borçlunun yerleşim mahkemesi, HMK'nın 10 maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi olduğu, davalının yerleşim yerinin Sandıklı olduğu ve sözleşmenin ifa edileceği yerin de Sandıklı olması nedeniyle Sandıklı mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Dava konusu somut olayda davalının eksik ve ayıplı imalâtı nedeniyle davacı iş sahibinin ticari itibarının zarar gördüğü gerekçesiyle manevi tazminat istenmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklanan yapım işi olmaktadır. Manevi tazminata konu edilen eylem malvarlığına yönelen bir nitelik arzetmektedir. Davacı yararına manevi tazminat tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır....
Davacının iddiası, taşınmazın ayıplı yapıldığı, iskanının alınmadığı ve zamanında teslim edilmediği, bu bakımdan sözleşmede kararlaştırılan kira kaybından kaynaklı cezai şart tazminatının ve ayıplı ifa nedeniyle oluşan zararların ödenmesi gerektiği yönündedir. Davalının iddiası ise taşınmazın ayıplı olmadığı, mücbir sebepler nedeniyle gecikme yaşandığı yönündedir. Taraflar arasında ihtilaf konusu olan ve çözüme kavuşturulması gereken temel problem; yapılan işin ayıplı olup olmadığı ve mücbir sebebin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı, davacının talep ettiği taşınmazın yapılması ve teslimi işini belirli bir ücret karşılığında, bağımsız olarak üstlendiğinden taraflar arasındaki sözleşme, istisna sözleşmesidir (TBK. m. 470). Davacı taraf, davalının üstlenmiş olduğu işleri tam ve gereği gibi zamanında yerine getirmediğini iddia etmekte cezai şart tazminatı ve uğradığı zararları talep etmektedir....
Sayılı dosyası incelendiğinde, iş bu dava dosyasındaki uyuşmazlık konusu ve taraflarının aynı olduğu, her iki davanın da aynı olaya ilişkin dava oldukları, dava konusunun taraflar arasındaki organizasyon sözleşmesinden kaynaklı aynı olay olması ve taraflarının aynı olması nedeniyle kusur, ayıplı ifa iddiası, tazminat miktarı, alacak mikaraının aynı dosyada belirlenmesi gerektiği, birleştirilen dosyanın halen derdest olduğu, davanın mahkememizdeki davadan daha önce açılmış olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Mahkememizin ----sayılı dosyası ile---- Asliye Ticaret Mahkemesinin-----. Sayılı dosyasındaki davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşıldığından, HMK. m. 30'daki usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Delilerin tartışılması, değerlendirilmesi ve gerekçe; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından; dava konusu ... plakalı ... marka ticari aracın ... tarihli araç satım sözleşmesine istinaden davalı ... ... .... tarafından 165.000,00 TL bedel ile davacıya satıldığı, çıkan arızalar sebebiyle ilki ...tarihinde olmak üzere çeşitli defalar aracın davalı ... ... ....'nin işlettiği servise götürüldüğü, ancak sorunun giderilemediği bu sebeple davacının üretim aşamasındaki ayıp iddiası ile iş bu davayı açarak ayıplı mal bedeli ile maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davacı tarafça kapılan ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmeden döndüğü belirtilerek, sözleşme bedelinin iadesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılan davada, mahkemece ödenen iş bedelinin iadesine karar verilerek maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK'nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir....
Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından bakiye iş bedelinin tahsili talep edilmiş, davalı-birleşen dosya davacısı tarafından ise davaya cevap dilekçesinde ayıplı ifa iddiasında bulunulmuş, birleşen dosya da ise ayıplı ifa nedeniyle semenin iadesi talep edilmiştir.TBK’nın 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Birleşen dosya da davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Asıl davada ayıplı ifaya ilişkin itiraz ve birleşen dosyadaki talep dikkate alındığında, eserin ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir....
Firmaya ödemek zorunda kaldığı fazla ücretin şimdilik 500,00 TL'sini, idare tarafından işin gecikmesi nedeniyle müvekkilinden tahsil edilen gecikme cezası nedeniyle şimdilik 500,00 TL'sini, müvekkilinin işin gecikmesi nedeniyle kiraladığı iş makinalarına fazladan ödemek zorunda kaldığı kira bedelinden şimdilik 500,00 TL'sini, işçilere fazladan ödemek zorunda kaldığı 500,00 TL ücret-yemek ve barınma bedelini, teslim edilen borulardaki ayıbın tespiti ve ihtarı için yapılan masrafın şimdilik 500,00 TL'si ile ayıplı ürünlerin şantiyede kaldığı süre için haksız işgal nedeniyle şimdilik 500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava; Asıl Davanın, 'satım sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen fatura bedelinin tahsili istemi ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine'' ilişkin olduğu, Karşı Davanın, 'satım sözleşmesine aykırılık sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine'' ilişkin olduğu tespit edilmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi, yapılan ödemenin iadesi ve ayıplı imalâtın söküm bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların olması şeklinde tanımlanmaktadır (Yargıtay 15. H.D. 13.11.2017 gün 2016/4967 Esas 2017/3924 Karar sayılı ilâmı). Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde eser sözleşmelerinde ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları gösterilmiştir....