Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, karşı dava ise eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle uğranılan zararın tazmini isteğine ilişkindir. Davacı - karşı davalı yüklenici, davalı - karşı davacı ise iş sahibidir. Taraflar arasındaki ilişki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği açıktır. 6098 Sayılı TBK'nın 470. maddesi, "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi, "Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır....
Uygulama Yazılımı Sunucu Lisans Satış Sözleşmesi (Lisans Sözleşmesi) ile .... Uygulama Yerleştirme Danışmanklık, Eğitim Proje Sözleşmesi (Danışmanlık Sözleşmesi) adı altında iki adet (istisna/eser) sözleşme imzalandığı ve bunun karşılığınıda peşin olarak ödediği halde, sözleşme gereğince davacı tarafca yazılımın kullanılmasında, söz konusu yazılımın ayıplı olduğu iddiası ile ödenen bedelin tahsilinin dava edildiği anlaşılmıştır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 1. maddesine göre, (değişik: 21/2/2001 -4630/1 m.)...
Yukarıda yapılan açıklamalar gereği davacı tarafın davalıdan ayıplı ifa nedeni ile tazminat ile geç teslim nedeni ile cezai şart talep edemeyeceği anlaşılmış olup davanın reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, arsa payı inşaat sözleşmesi uyarınca eksik ve kusurlu iş bedelinin tespiti ile yükleniciden tahsili, yüklenici tarafından eksik ve kusurlu işlerin giderilmemesi halinde nama ifaya izin verilmesi istemine ilişkindir. 1-6502 Sayılı Kanun'un 3. maddesinin gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak Kanun’un sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri 818 Sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd., 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir....
Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince ayıplı ifadan dolayı aynen ifa, bu mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle mahkemece davanın sadece zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, gerekçeli kararın son paragrafında yer alan zamanaşımının sözkonusu olmadığının kabulü durumunda dahi TMK'nın 2. maddesi uyarınca davanın reddi gerektiğine dair gerekçenin oluşturulması isebetsiz ise de zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin hükmün sonucu itibariyle doğru bulunmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle ; Borçlar Mevzuatına Göre Değerlendirme Yapıldığında ; Taraflar arasında adi yazılı şekilde, 14.07.2017 tarihinde “Sözleşme” başlıklı sözleşmenin kurulduğu; sözleşmedeki irade beyanları yorumlandığında sözleşmenin TBK m. 470 vd. hükümlerince “eser sözleşmesi” olduğu, davacının “yüklenici”, davalının ise “işsahibi” sıfatını haiz olduğu: sözleşme gereğince borçlandığı “eser imalatı/eser meydana getirme borcu”nu gereği gibi tam olarak ifa ettiğini ve bu sebeple alacaklı olduğunu; işsahibi davalının ise davacı yüklenici tarafından meydana getirilen eserin eksik, ayıplı olduğunu ve dolayısıyla borçlu olmadığını iddia ettiği, Sözleşmenin 11. maddesinde imalatların Çeserin) 12 hafta içinde bitirileceğinin ve iş sahibinin montaj programına göre eserin peyderpey monte edileceğinin; 14. maddesinde ise 10 tane eser için “22.750Euro* KDV/adet” olarak eser bedelinin kararlaştırıldığı; davalı iş sahibi tarafından “ayıp iddiası...
olmasından kaynaklandığı, ayıplı olan eser nedeniyle TBK.m.475 uyarınca sözleşmeden dönme hükümlerinin uygulanabileceği, tazminat istemine ilişkin olarak ise davalının kusur durumuna bakılması gerektiği Sayın Mahkeme davalınım kusurlu olduğu kanaatindeyse tazminat tatebinin kabulüne, aksi kanaatteyse tazminat talebinin reddine karar yerilmesi gerekeceği..." yönünde görüş ve kanaat sunulmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ayıplı ifa nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
itibarla kesinleşmiş olması, davalının cevap dilekçesinde de raporda belirlenen eksik ve ayıplı işlere ilişkin hesaplama ve ölçüme yönelik açık bir itirazının bulunmaması, savunma olarak ileri sürdüğü mühürleme iddiasının ancak davacının gecikmeden kaynaklı herhangi bir zarar talebinde bulunması halinde incelenmesi gerekli bir savunma niteliğinde olması, inşaatın mühürlenmiş olmasının eksik ve ayıplı işler bedelinin istenmesine engel nitelikte olmaması, kaldı ki belediye başkanlığının yazı cevabına göre inşaatın mühürlenmemiş olduğunun anlaşılması sebepleriyle mahkemece ayıp ve eksik işler bedeline yönelik olarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, tespit raporu dikkate alınarak davalının işi eksik ve ayıplı yapmış olması sebebiyle raporda belirtilen 20.815,00....
Bulvarı No: ... .../... olduğunu, ilamsız icra takibinde genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğunu, müvekkili ile dava dışı ... ve dava dışı ... ile alt taşeronu davacı ile yapılan sözleşmelerden anlaşılacağı üzere yapılan işin eser sözleşmesi niteliğinde olup, sözleşmenin ifa yerinin de Antalya olduğunu, eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda TBK'nın 89/1. maddesinin uygulanamayacağını, yetkili icra dairesinin Antalya İcra Dairesi, yetkili mahkemenin ise Antalya Mahkemeleri olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....