Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsilini talep etmiş, davalı yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığını hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu savunarak davanın görev yönünden reddini istemiştir. Davalı, davacının ileri sürdüğü akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, davacı yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunu dava değerine göre HUMK’nın 288 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Davacı yanca bu yolda yazılı delil ibraz edilememiş ve eser sözleşmesinin varlığı usulen kanıtlanamamıştır....

    Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının borca itiraz dilekçesinde zaman aşımı itirazı olmadığından davada ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, itirazın iptali davasında davalının, Türk Ticaret Kanunu md.101'deki "cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrarlar" hukuki sebebini dayanak göstererek zaman aşımından bahsettiğini, davalının TTK md. 89-101 arasında düzenlenen cari hesap sözleşmesine dayanarak TTK md.101 zaman aşımını itirazında bulunduğunu, cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiğini, ancak dosyaya sunulmuş cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davalının eser sözleşmesi sebepli bir zamanaşımı beyanı bulunmadığını, davalı tarafın TTK md. 101 gereği beyan ettiği zamanaşımının, bu davaya dahil olmadığını, bu sebeple, TTK md. 101 dışında Borçlar Kanunu/TBK'na göre eser sözleşmesi sebepli zamanaşımı kararı verilemeyeceğini, mahkemenin kendiliğinden ( davalının ileri sürmediği) "eser sözleşmesi" zamanaşımı sebebiyle davanın...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/300 Esas KARAR NO : 2021/350 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 24/10/2019 KARAR TARİHİ : 14/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili tarafından Erzurum ATM'ye sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ... arasında 27/12/2017 tarihinde akdedilen eser sözleşmesi ile Erzurum İli Dumlu Mahallesinde bulunan Erzurum Ceza İnfaz Kurumu yapım işi kapsamında parmaklıklı pencere boya ve döküm petek boya imalatlarının işçiliklerinin yapılması ve sözleşme alanında öngörülmeyen işlerin de yapılması için anlaştıklarını, müvekkilinin söz konusu yapım işi kapsamında uzman ekip sorumlusu olduğunu, ancak davalı şirket tarafından sözleşmenin haksız ve kötü niyetli olarak 24/04/2019 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin kendisinin ve bünyesinde...

        Kanunun 73/ maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirlemiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir....

          Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirlemiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı BK'nın 155 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya içerisinde bulunan ve davalı yüklenici temsilcisi tarafından imzalanan hakediş belgelerine göre davacının taşeron olarak elektrik imalâtlarını yaptığı, dinlenen tanıkların anlatımlarına göre davacı işçilerinin işin yapımında çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşıldığından ve davacının SGK'lı olarak davalı adına kaydedilmiş olmasının eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun aksini kanıtlamayacağından mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak davacının yaptığı imalâtın yapıldığı yıl piyasa fiyatına göre hesaplattırılıp, davacı tarafından kabul edilen 275.628,00 TL ödeme ile varsa kanıtlanacak diğer ödemelerin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı yorumla davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....

              MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında ilave ve bakiye iş bedeli istemine ilişkin alacak davasıdır. Davalı ... Telek.Dış.Tic.Ltd.Şti ilk itirazlardan olan yetki itirazında bulunmakla esasa girmeden önce yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir. HMK 117 mdsi gereği; ilk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, davalı şirkete dava dilekçesinin 03/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 04/12/2020 tarihi itibari ile süre uzatım talebi ve yetki itirazının ileri sürüldüğü, yetki ilk itirazının süresinde olduğu anlaşılmıştır. HMK 6. Maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş olup, davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nun 'Yetki Sözleşmesi' kenar başlıklı 17. Maddesi; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler....

                Mahkemece, yanlar arasında “esersözleşmesi yapıldığının davacı tarafından kanıtlanmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ve verilen karar, davacı vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı iş-eser sahibi, davalı yüklenici şirket ile aralarında “sözlü” eser sözleşmesi yapıldığını; yüklenicinin yukarda belirtilen sözleşme konusu işi “ayıplı” yaptığını ileri sürmekte; davalı ise, yanlar arasındaki akdî ilişkinin “esersözleşmesi niteliğinde olmadığını; kaplama malzemelerinin satımına ilişkin “sözlü ticari taşınır mal satımı” niteliğinde akdî ilişki kurulmuş olduğunu savunmaktadır. Dava değerine göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288. maddesi gereğince “eser” sözleşmesinin davacı tarafından yasal ve yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir....

                  Yukarıda yapılan açıklamalar ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşme eser ve kira sözleşmesi hükümlerini içeren yap-işlet-devret sözleşmesi olup, davacı yaptığı eserin bedelini ve davalı kurumun zenginleşmesinden kaynaklanan alacak talep ettiğinden uyuşmazlığın, eser sözleşmesinden çıkmış olması nedeniyle genel mahkeme, yani asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1.a.3 madde gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden yargılanmak üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                  Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı/karşı davalı, ticari ve mesleki amaçla davalıyla sözleşme yaparak, kazanç elde etmek amacıyla davalıya inşaat işi yapmıştır. Davalı/karşı davacı ise, ticaret şirketi olup, ticari amaçla yaptığı inşaatın kaba inşaat işini taşeron olarak davacı/karşı davalı şirkete yaptırmak üzere aralarında sözlü anlaşma yapılmıştır. Bu hususta taraflar arasında ihtilaf yoktur. Uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Davalı ve davacı, ticari ve mesleki amaçla hareket ederek eser sözleşmesi yapmışlardır. Bu yönüyle 6502 sayılı kanun kapsamında her iki taraf da tüketici vasfında değildir. "6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu