Davalı ......... vekili, idareleri ile yüklenici arasındaki sözleşmenin bir eser sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesi hükümlerine göre eser sahibi işin yapımı sırasında meydana gelen zararlardan şahsen sorumlu olduğunu, davayı kabul etmemek anlamında davacıların talep etmiş oldukları manevi tazminat miktarlarının çok fahiş olduğundan kabul etmediklerini belirterek, davanın müvekkili yönünden öncelikle husumet yönünden aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur. Davalı ........ vekili, meydana gelen kaza ve ölüm olayı ile müvekkili şirketin yapmış olduğu çalışma arasında illiyet bağının mevcut olmadığını, kazaya sebebiyet veren olayın şirketin yol çalışması değil, sürücülerin aşırı hızından kaynaklandığını, manevi tazminatın davacılar tarafından haksız zenginleşme aracı olarak gördüklerinin büyük bir göstergesi olduğunu belirterek, davanın öncelikle husumet yönünden reddini, aksi takdirde haksız kazanç sağlamaya yönelik olan davanın esastan reddini savunmuştur....
Diğer yandan, eser sözleşmesinde yüklenici işinin ehli ve basiretli bir iş adamı olarak eseri sözleşme ve ekleri ile fen ve tekniğine uygun olarak yapıp teslim etmek zorundadır. Yüklenici işi yaparken iş sahibi ve üçüncü şahıslara verdiği zarardan sorumludur. Bu yüklenicinin özen borcunun sonucudur. Somut olayda, yüklenicinin çatının tamir ve tadilat işlerini yaparken gerekli önlemleri almayarak, yağan yağmur sonucu iş sahibinin evinde ve eşyalarında hasarın meydana gelmesine sebep olduğu anlaşıldığından, hasar bedelinin hasarın meydana geldiği yıl serbest piyasa rayiçlerine göre tespit edilmesi gerekir....
Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir. Ayrıca, eser sözleşmesinde iş sahibi eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak talimat verebilir....
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi dava dışı sigortalı ile davalı arasında eser sözleşmesi mevcuttur.TBK'nun 477.maddesine göre "Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır....
Açıklanan bu hukuksal sebeplerle; kural olarak eser sözleşmesi ile yüklenilen edimlerin ifası sırasında veya sözleşmenin hazırlanması aşamasında gerçekleşen zararlı olayların oluşumunda etkili olan yüklenicinin kusurunun, daima iş sahibinin kusurundan daha ağır derecede olması gerekir. Mahkemece ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda gösterilen kusur oranları mahkemece kabul edilmiş ise de; yukarıda açıklanan hukuksal ilkeler gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkelerine göre olaya etkili kusur durum ve oranlarını belirleyen bilirkişi kurulu raporunun yeterli olduğundan söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi KARAR Dava, davacı şirket ile davalı şirketler arasında düzenlenen eser sözleşmesinin davalı şirketlerce ifa edilmesi sırasında meydana gelen iş kazası nediniyle dava dışı işçiye ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline ilişkin olup, taraflar arasında temel ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 15.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine göre dava, müessir fiil sonucu meydana gelen ölümden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 29/01/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Maddesine göre, yüklenicinin bedel karşılığında bir şeyi meydana getirme borcunu üstlendiği sözleşmeye eser sözleşmesi denir. Bu sözleşmeyle yüklenici, iş sahibi için bir iş görmeyi üstlenmektedir, fakat buradaki iş görmenin özelliği, yüklenicinin bu iş görmeyle belirli bir sonucu yaratmayı borçlanmış olmasıdır ki, bu sonuç Türk Borçlar Kanunu'nda eser terimiyle anılmıştır. Eser sözleşmesinin kendine özgü olan ve onu öteki işgörme amacını güden sözleşmelerden ayıran da işte bu özelliktir.(syf.463) Öğeleri A.Bir Eser Meydana Getirme 1.Eser Kavramı Sözleşmenin temel kavramı eserdir. Eserin meydana getirilmesi eser sözleşmesinde yüklenicinin temel edimidir. Fakat tek başına eserin meydana getirilmesi yeterli değildir, eserin teslimi de gerekir. Eser sözleşmesine özelliğini veren de yüklenicinin meydana getirdiği eseri teslim etmesidir.(syf. 464) 2.Meydana Getirme Kavramı Eserin meydana getirilmesine ilişkin faaliyet, niteliği itibariyle bir yapma edimidir. (Syf.468) B....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.08.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eser bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemleriyle açılmıştır. Davalı, işin annesine ait evde yapıldığını, sözleşmeyi de onun adına imzaladığını, ... Mahkemelerinin yetkili olmadığını, işin ifası sırasında davacıdan kaynaklanan nedenlerle yangın meydana geldiğini, eserin de telef olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur....
dosya davacısı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Asıl davada; davacı, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin eksik ve ayıplı ifası nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek 328.201,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı işin projesine uygun olarak tamamlandığını belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davada davacı, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin ifası sırasında sözleşme kapsamında olmayan ilave işler yapıldığı halde bedelinin ödenmediğini belirterek 24.500,00 TL alacağın tahsihini istemiş, birleşen dosya davalısı ise birleşen davanın reddini savunmuş, asıl davanın kısmen kabulüne 226.196,61 TL alacağın tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmiştir....