"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, ...nun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsiline ilişkin ödeme emrine itiraz istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 10. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İtirazın iptali davası açılabilmesi için yetkili icra dairesinde girişilmiş bir ilamsız icra takibi bulunması ve bu takip sebebiyle gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından süresi içinde itiraz edilmiş, olması gerekir. Somut olayda borçlunun yetki itirazının alacaklı tarafından kabulü üzerine yetkili icra dairesinde yeniden ödeme emri çıkartıldığı, ancak henüz bu ödeme emrine itiraz vaki olmadan iş bu davanın açılmış olduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece dava tarihi itibariyle dava koşularının oluşmamış bulunduğu gözetilmeden işin esasına girilerek yazılışı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı tarafın tüm davalı tarafın öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davalı şirket temsilcisi ödeme emrine itiraz dilekçesinde;icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, şirketlerinin ...'dan Edirne'ye taşındığını, bu nedenle icra takibinin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olmadığını belirtmiştir. Davalı şirketin yeni adresi ödeme emrine itiraz dilekçesinde bildirilmiş olmasına rağmen mahkemece ilamın, davalının eski adresi olan "..." adresine çıkarılması, "taşınıldığı" gerekçesi ile tebligatın bila tebliğ edilmesi üzerine de, aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebliğ çıkarılması yukarıda açıklanan ilkelere açıkça aykırı olup, davalıya yapılan 35'e göre ilam tebliği bu nedenle usulsüzdür....
Mahkemece yapılan yargılama , toplanan deliller doğrultusunda, huzurdaki davanın icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, bu davalarda borçlunun mutlaka korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmasının gerektiğini, icra dosyasından gönderilen ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği durumlarda borçlunun dava açmakta hukuki yararının olduğu, huzurdaki davada ödeme emrine itiraz süresi geçmeden menfi tespit davası açan davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığı, davacının 5 günlük itiraz süresi içinde İcra Hukuk Mahkemesine itiraz hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı veklince temyiz edilmiştir....
. - KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan mal ve hizmet bedeli karşılığı faturalandırılmış toplam 16.227,25 CHF (İsviçre Frangı) alacağının ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine başlattıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini, takibi iflas yoluna çevirdiklerini, davalının iflas ödeme emrine de itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılmasını, çıkartılacak depo emrine davalının uymaması halinde iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince kabul edilmeyen faturalara dayanılarak iflas yoluyla takibe geçilemeyeceğini, davacı şirketin ürettiği çelik hasır makinalarının arızalarının davacı tarafça giderilemediğini, kaldı ki tamir için gönderilen uzmanın tüm giderlerinin de davalı tarafça karşılandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 30.10.2013 tarih ve 5390 E., 6637 K. sayılı ilamıyla onanmıştır....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece görev nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 15.6.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı 19.6.2009 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 15.6.2009-15.12.2009 arası altı aylık kira bedeli toplamı 4.200 TL'nin tahsilini istemiş, davalı borçlu gönderilen ödeme emrine yasal süresinde itiraz etmediğinden takip İİK.nun 269/a maddesi gereğince kesinleşmiştir. Bu durumda davalı borçlu kira ilişkisini ve kira miktarını kabul etmiş olup, borçlu kira bedelini ödediğini kanıtlamakla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin olarak Dairemizin 18.10.2011 gün ve 2011/2047 Esas 2011/1164 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, davalı aleyhine başlatılan haciz yoluyla takibe itiraz edildiğini, açılan itirazın iptali davasının davacı lehine sonuçlandığını, takip yolunun iflasa çevrildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın kaldırılması ve iflasa karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının haciz yoluyla takibi iflasa çevirdiğinden önceki karardan yararlanamayacağını, icra inkar tazminatı ile ilamdaki yargılama giderlerinin depo emrine dahil edilemeyeceğini, müvekkilinin tacir olmadığını, yetkili icra dairesinin, faaliyet merkezi olan ... İcra Dairesi, yetkili mahkemenin ......
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve %40 icra tazminatı isteminde bulunmuştur....
Davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresi içerisinde itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı vekili icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacı alacaklı tahliye istemli olarak davalı borçlu aleyhine başlattığı icra takibi ile kira alacağının tahsilini istemiştir. Ödeme emri borçlunun mernis adresine 19.12.2012 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 13.03.2013 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce itirazın, yasal süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, davalı borçlu tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayet yoluyla tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.03.2013 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklılar vekili tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklılar vekili icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacının dayandığı ... 3. İcra Müdürlüğünün 2012/4678 esas sayılı icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde yasal otuz günlük ödeme süresi ile yedi günlük itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yasa maddelerinin açıklamalarının yazılı olduğu görülmüştür. İİK nun 269/1 maddesi yollaması ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanununun 315. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresinin ödeme emrinde açıkça yazılması zorunlu olup dipnotta yazılı olması ödeme emrinin yasaya uygun şekilde düzenlendiği anlamına gelmez....