DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava alacak talebine dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Çatalca İcra Dairesinin ... E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 160.000 TL asıl alacak 49.000 TL işlemiş faiz toplamı 209.000 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile ve de icra dairesinin yetkisine süresinde itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK'nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 209.000 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ; Davacı yan dava dışı ...'nun emlak işleri ile ilgilenen davalıya emlak alımı için banka kanalı ile 28/01/2009 tarihinde para gönderdiğini,beğenilen arsanın başkasına satıldığını kendilerine değeri düşük başkaca arsalar gösterildiğini bu sebeple ödediği bedelin iadesi istemli icra takibi başlattığını takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, ... Temsilcisi olarak emlak komisyonculuğu yaptığını, davalı ile davalının dairesinin 300.000,00TL bedelle satışı hususunda 30/06/2012 tarihine kadar geçerli olan 12/12/2011 tarihli "Satıcı-Kiraya Veren Sözleşmesi" imzalanarak akdedildiğini, verilen yetki çerçevesinde kendisinin alıcı temin ettiğini ve alıcı ile kendi arasında 07/05/2012 tarihli “Emlak alım/satım protokolü” imzalandığını, ancak davalının satıma yanaşmadığını, bu halde sözleşmeye göre davalının satış bedelinin %6+KDV'sini ödemesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00TL'nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalıyla 01.02.2009 tarihli yer gösterme (emlak komisyonculuğu) sözleşmesi imzalamalarına rağmen davalının daha sonra taşınmazı malikinden gizlice satın aldığını öğrendiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince taşınmazın yazılı değerine göre hizmet bedeli olan % 4 + KDV miktarı olan 4.104.00.TL' nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.052.00.TL' nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının kendisine hiçbir yetki verilmeden dava konusu taşınmazı göstermesinin tek başına dava konusu alacağı talep etmesi için yeterli olmadığı gibi, emlak komisyonculuğunun sadece yer göstermeden ibaret olmadığı, alıcı/kiracı ile satıcıyı/kiralayanı bir araya getirme, tarafları anlaştırdıktan sonra gerekli işlemlerinin yapılmasını da kapsadığı, bu itibarla davacının yer gösterme tutanağına dayanarak komisyon istemesinin hakkaniyete uygun olmadığı, tanık beyanlarına göre de davacı tarafın mal sahibinin muvafakatını almadan aracılık yapmaya kalkıştığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, 15.04.2010 tarihli "Kiralıklarda yer gösterme (emlak komisyonculuğu) sözleşmesi" ne dayanarak, alacak isteminde bulunmuştur....
toplama organizasyonları) hizmetleri, leasing (finansal kiralama) hizmetleri, taksitle alış veriş kartları düzenleme hizmetleri, para değişim hizmetleri.Gayrimenkul işleri: Emlak komisyonculuğu hizmetleri, apartman yöneticiliği hizmetleri.Menkuller için değer biçme (kıymet takdiri) hizmetleri: Gümrük komisyonculuğu hizmetleri.) hizmetleri için 556 sayılı KHK m. 8/1-b açısından iptali koşullarının oluştuğu, davacının BİM markasının “müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için çeşitli malların bir araya getirilmesi hizmetleri” için sektörel tanınmışlığa sahip olduğu, ancak bu tanınmışlık ile ilgili olarak 556 sayılı KHK m. 8/4’den kaynaklı hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalı markasının “Antika paraların değerini belirleme hizmetleri, antikaların değerini belirleme hizmetleri, mücevherlerin değerini belirleme hizmetleri, pulların değerini belirleme hizmetleri, sanat eserlerinin değerini belirleme hizmetleri” için hükmünü devam ettirmesinde bir engel olmadığı...
Emlak isimli iş yerini işlettiği ve burada emlakçılık yaptığı, sanıkların olay öncesinde birbirlerini tanıdıkları, katılanlar ... ve ...'un ise baba-oğul olup sanık ...'ın bürosuna giderek uygun bir ev olup olmadığını sordukları, sanık ...'ın anahtarı kendisinde olan bir daireyi katılanlara göstermesi ve katılanların bu daireyi beğenmeleri üzerine 40.000 TL bedelle satışı konusunda anlaşma sağlandığı, sanık ...'ın katılanlardan 1.000 TL kapora aldığı, bu aşamadan sonra sanık ...'ın daire sahibi olarak tanıttığı ve ismini ... olarak söylediği sanık ...'ı büroya çağırdığı, sanık ...'ın kendisini daire sahibi ... olarak tanıtıp, katılan ... ile aralarında ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi düzenlendiği, bilirkişi raporuna göre sanık ...'in, ...'ya atfen bu sözleşmeleri imzaladığı, ertesi gün dairenin tapuda devrinin yapılması konusunda tarafların anlaştıkları, katılan ...'...
nın,uygun fiyata bir arsa satın almak amacıyla baba oğul birlikte emlak komisyonculuğu yapan sanıklara ait "... Emlak" isimli işyerine gittiği, sanık ...'in katılana ellerinde çok değerli bir arsa olduğunu, normal değerinden çok ucuza satılacağını, kaçırılmaması gerektiğini söylediği ve sanık ...'ın katılana arsanın yerini gösterdiği, arsanın alımı hususunda 21.500 TL'ye anlaştıkları, sanık ... ile katılan ...'nın birlikte Belediye'ye gittikleri, sanık ...'ın belediyede arsanın vergi ve takip işlemlerini yaptığı, aynı gün tapuda arsanın katılan ...'nın eşi olan katılan ...'ye devrinin gerçekleştirildiği, iki gün sonra katılanların sanıklara paranın tamamını ödedikleri, arkadaşlarının uyarısı üzerine durumdan şüphelenen katılan ...'nın tekrar Tapu Müdürlüğüne gittiğinde kendisine çok daha az değere sahip olan başka bir yerdeki arsanın satıldığını öğrendiği, sanık ...'ın parasını geri isteyen katılan ...'...
Somut olayda; Emlak komisyonculuğu ile uğraşan sanığın, katılanın müvekkillerine ait tapu dairesinde yapılacak intikal işlemlerinin takibi hususunda ücretsiz anlaştığı halde; vergi, harç ve masraf adı altında değişik zamanlarda katılandan 5.550,00 TL para aldıktan sonra emeğine karşılık "üçyüz-beşyüz" lira ücret istediği, katılanın ise "yaptığınız harcamaların resmi belgelerini getirin, ona göre hesap yapalım" demesi üzerine, sanığın ......
Satın almak üzere ev arayan şikayetçinin, emlak komisyonculuğu işiyle uğraşan sanık ...’ın işyerine gittiği, sanığın 3-4 ay önce işyerini açtığından elinde şikayetçinin istediği mevkide ev olmaması nedeniyle emlak işiyle uğraşan tanık ...’dan yardım istediği, tanığın suça konu evin anahtarlarını sanığa verdiği, şikayetçinin evi beğenmesi üzerine aralarında 57500,00 TL'ye anlaştıkları ve sanığa 15500,00 TL peşin para verdiği, daha sonraki günlerde sanığın işyerini kapatarak paralarla birlikte kayıplara karıştığının iddia edildiği olayda; suça konu paranın katılan tarafından sanığa verildiğine dair katılanın soyut beyanı dışında başkaca delil bulunmamasına, haksız menfaate konu para miktarı da dikkate alındığında adet gereği düzenlenmesi gereken bir belgenin de katılan tarafından ibraz edilememesine göre, sanığın cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş...
Emlak ünvanıyla yaptığı emlak komisyonculuğu işi karşılığında aldığı bedeller için Vergi Usul Kanunu gereğince serbest meslek makbuzu düzenlemeyip fatura düzenlemek zorunda olduğu, bu çerçevede sanığın ticari mahiyetteki işinin serbest meslek faaliyeti kapsamında olmaması karşısında, bu hususta bozma isteyen tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 31.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....