nün 2009/3701 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, aynı hükmün 25.12.2009 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin emekli ikramiyesine 02.11.1999 tarihinde, 01.06.2000 tarihinden itibaren de emekli maaşının 1/4'üne ihtiyati tedbir konulduğunu, müvekkili borçlarına çeşitli tarihlerden itibaren faiz yürütüldüğünü, ancak davalı bankanın tedbir koyup bloke ettiği tutarlara uzun süredir faiz işletmediğini, bloke konulan meblağların borçtan mahsubunun ceza davasının kesinleştiği 19.10.2011 tarihinde gerçekleştiğini, bankaların, nezdindeki paralara talimat aramaksızın faiz uygulaması gerektiğini, davalı bankanın uygulamasının müvekkilini zarara uğrattığını, zamanla mahsup gerçekleşeydi müvekkilinin zararının doğmayacağını ileri sürerek emekli maaş kesintileri ile emekli ikramiyesinin dava tarihi esas alınarak reel değerlerinin tespitine, toplanmış olan emekli maaş kesintilerinin her bir kesintinin yapıldığı tarih itibari ile birikmiş paralara reeskont faiz uygulanmamasından doğan zararın...
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire yönelik itirazlarının usulüne uygun olarak değerlendirilmediğini, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, ihtiyati tedbir konulan malvarlığının uyuşmazlık konusu olmadığını, ihtiyati tedbire hükmedilirken teminata karar verilmemesinin doğru olmadığını, ayrıca kararda bu hususa ilişkin açıklama da bulunmadığını, orantısız miktarda malvarlığına tedbir konulduğunu beyanla, 29/09/2020 ve 13/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Geçici hukukî koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir....
yeniden bağlanmasını, ödenen emekli aylığı ve bayram ikramiyesinin iadesine ilişkin işlemlerin durdurulmasını, talep ve dava etmiş, bu yönde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir....
, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankaya iade etmekle yükümlü olması, yeni çek hesabı açılamaması, yasaklılık süresi içinde sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamamaları gibi durumlarla karşılaşacağını, yine şirketin faaliyetlerine devam ettiği banka hesaplarına konulan haciz, e-haciz ve ihtiyati haciz işlemlerinin kaldırılması için her seferinde mahkemeye gidilmesi ve sürecin bu şekilde uzaması, şirketin acil ve zorunlu ödemelerini yapamamasına neden olacağını, yine konkordato geçici mühlet kararı verildikten sonra karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin davacı şirketin banka hesapları üzerine icra dosyalarından İİK’nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri dolayısı ile konulan hacizler, e-hacizler ve ihtiyati hacizler olduğunu, her ne kadar tedbir kararı verildikten sonra takiplerin durması ve haciz dâhil başkaca takibe ilişkin muamele işlemleri yapılmaması gerekse de, banka hesaplarına konulan haciz, e-haciz ve ihtiyati haciz işlemlerinin...
GEREKÇE: Asıl davada davacı Buca Tüketici Hakem Heyeti'nin 07.10.2019 tarih- 2873 sayılı kararının iptali ile hakem heyeti kararının kaldırılarak, emekli maaşı üzerinde bulunan blokenin iptaline ve aktarılan bedelinin davalı bankadan tahsili ile tarafına ödenmesine; birleşen davada da Buca Tüketici Hakem Heyeti'nin 18.11.2019 tarih -3366 sayılı kararının iptalin ile hakem heyeti kararının kaldırılarak, emekli maaşı üzerinde bulunan blokenin iptaline ve aktarılan bedelinin davalı ptt'den tahsili ile tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Öncelikle davacının ek karara vaki istinaf talebinin incelenmesinde fayda bulunmaktadır....
Temyiz Sebepleri Davacı; emekli maaşının haczinin mümkün olmadığını, davalı banka tarafından emekli maaşına bloke konulması ve maaşın tamamından kesinti yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı bankadan emekli maaşındaki blokenin/haczin kaldırılması talep edilmesine rağmen davalı banka tarafından davacının bankadan tüketici kredilerini kullandığı esnada emekli maaşına bloke konulmasına muvafakat verdiği ifade edilerek talebin reddedildiğini, İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından yasanın 82 ve 83 üncü maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığını, kanunun emredici düzenlemesine göre kredi sözleşmesinin imzalandığı esnada emekli maaşına bloke konularak kesinti yapılmasına ilişkin muvafakatlerin geçersiz olduğunu, davaya konu kredi sözleşmesi imzalandıktan sonra Kemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/594 E. sayılı dosyasında davacının kısıtlanmasına karar verildiğini...
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2015 tarih ve 2014/204-2015/571 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı bankanın müvekkilinin emekli aylığının yatırıldığı hesaba 2012 yılının Temmuz ayından itibaren bloke koymuş olduğu, davalı banka tarafından müvekkiline karşı açılmış olan bir icra takibi olmadığını, İİK m.83/a maddesinin amir hükmü gereğince mal ve hakların haciz olabileceğine dair önceden yapılan anlaşmaların muteber olmadığını ileri sürerek emekli maaşı üzerindeki blokenin kaldırılmasını, emekli aylıklarının yatırıldığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince istirdat davasında talep olunan ihtiyati tedbir kararının İİK 72. maddenin somut davada uygulanamayacağı gerekçesiyle itiraz kabul edilmiş ise de davacı tarafça yapılan suç duyuruları sonucunda soruşturmanın devam ettiği, senedin davacının rızası dışında elinden çıktığına yönelik kuvvetli emareler bulunduğu anlaşılmakla yaklaşık ispatın sağlandığı kabul edilerek ihtiyati tedbir isteminin HMK'nın 389 vd. maddeleri uyarınca icra veznesine yatırılan paranın alacaklı davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi gerekirken İİK 72/3 maddesi uyarınca karar verilmesi maddi hata olarak kabul edilerek somut duruma uygun olan ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının itiraz ile kaldırılmasına karar verilmesi yerinde bulunmamıştır....
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı yanca, banka hesabına uygulanan haksız tedbir işleminin süresiz olarak kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de, 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddeleri gereğince bu husustaki talebin, Fethiye Aile Mahkemesi'nin 2016/569 Esas sayılı dosyasına yapılması gerektiği, ayrı bir talep veya dava ile bu davada verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının talep edilmesinin mümkün olmadığı, davalı bankanın yaptığı işlemin mahkeme kararına uygun olduğu, davalının bu karara uymakla yükümlü olup aksi takdirde hukuki sorumluluğu doğacağı, bu nedenle yapılan işlemde bir kusurunun bulunmadığı, davanın haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat talebi olarak nitelendirilmesi halinde dahi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 399. maddesi gereğince, davanın esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede, lehine ihtiyati tedbir verilen tarafa karşı açılması ve lehine ihtiyati tedbir kararı verilen tarafın, ihtiyati tedbir talebinde...
K A R A R Davacı, dava dışı ...’ın davalı banka ile imzaladığı tüketici kredisi sözleşmesine kefil olduğunu, davalı bankanın 4077 sayılı kanunun 10. maddesine aykırı olarak öncelikle asıl borçluya gitmesi gerekirken kendisi aleyhine de icra takibi yaparak emekli maaşı aldığı banka hesaplarına haksız bloke koydurduğunu ileri sürerek, davalı bankadaki hesapları üzerine konulan blokenin kaldırılmasını, hesapları üzerine kefil olduğu kredi nedeniyle bloke, haciz vs. işlem yapılmamasını istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....