"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı Kurum tarafından milletvekillerinin emekli maaşlarına konan hacizlerin kaldırılmasına, karar tarihine kadar ödenmeyen emekli maaşlarının tespiti ile yasal, faiziyle tahsiline tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabülüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Davacılar emekli maaşlarına konulan haczin kaldırılmasını ve ödenmeyen emekli maaşlarının yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmişlerdir....
Somut uyuşmazlıkta tüketici, çekeceği kredinin ödeneceği ihtimalini banka gözünde kuvvetlendirir şekilde emekli maaşını mal varlığının bir parçası olarak göstermiş, bu inançla hareket eden banka, kredi tutarını nakden ve peşinen davacı hesabına yatırmış ve davacıda aldığı kredi ile başka bankalardaki borçlarını ödemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında; tüketici hukuku anlamında somut olayda haksız şart teşkil eden herhangi bir uygulaması söz konusu değildir. Öte yandan emekli maaşından başka bir gelirinin olmadığı yönündeki genel kabulden dolayı zayıf tarafı daha da zayıf hâle getirmeme saiki ile korunan emekli, kendi iradesi ile imzaladığı kredi sözleşmesi çerçevesinde kavuştuğu ve sosyo-ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda harcadığı meblağı yine emekli maaşı ile ödemek zorunda olduğunu bilebilecek durumdadır. Bu noktada yerel mahkemenin emekli maaşının haczine ilişkin düzenlemelere dayandığı gerekçesi yerinde değildir....
emekli maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, davalı bankanın maaşından yaptığı kesintilerin kesinti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
istediği tarihten itibaren emekli maaşından yapılan kesintinin iadesine karar verilmesini istemiştir....
Davalı; tek gelirinin nafaka ve babasından aldığı 300-tl maaş olduğunu, geçici olarak çocuklarının yanında kaldığını, davacının emekli ikramiyesi gibi ek gelirlerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde indirilmesine ilişkindir. Öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve1998/ 2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun, emekli maaşına konulan haczin kaldırılması ve yapılan kesintilerin tarafına iadesini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yapılan inceleme sonucu, borçlunun anılan takip dosyasında muvafakatinin olmadığı gerekçesiyle borçlunun varsa emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına hükmedildiği anlaşılmıştır....
in ... ... şubesinden çektiği krediye kefil olduğunu, 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına aykırı şekilde müvekkilinin emekli maaş hesabının tamamına bloke ve 385,00 TL haksız şekilde el koyulduğunu ileri sürerek, davacının maaş hesap üzerindeki blokenin kaldırılmasına, dava tarihi itibariyle davalı bankanın el koymuş bulunduğu miktar olan 385,00 TL ile dava süresince el konulması muhtemel diğer aylıkların temerrüt faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Somut olayda; borçlunun emekli maaşına haciz konulduğu anlaşılmakla birlikte dosya kapsamında borçlunun hacze muvafakat ettiği iddia edilen belgede tarih olmadığı, sadece ''görüldü'' şerhinin bulunduğu, icra memuru huzurunda imzalanmadığı ve muvafakatın takibin kesinleşmesinden sonra verilip verilmediğinin anlaşılamadığı görülmüştür. Bu durumda geçerli bir muvafakatten bahsedilemeyeceği gibi söz konusu belgeye dayanarak borçlunun emekli maaşı haczedilemez. O halde, mahkemece şikayetin emekli maaş haczine ilişkin kısım yönünden kabulü ile geçersiz olan emekli maaş haczi işleminin iptaline (haczin kaldırılmasına) karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Alacaklı T1 tarafından davalı borçlu T3 lehine ilamlı icra takibi başlatıldığı, kesinleşen icra takibi ile alacaklı tarafından maaş haczi talebinde bulunulduğu ancak icra müdürlüğünün 10/12/2020 tarihli kararı ile bu talebin emekli maaşına haciz konulamayacağından bahisle reddedildiği görülmüş, 5510 sayılı yasanın 93/1 ve 88'inci maddeleri dikkate alınarak şikayetçi kurum alacağı nedeni ile borçlunun SGK'dan aldığı emekli maaşı üzerine haciz konulması mümkün olduğundan şikayetin kabulüne, icra müdürlüğünün 10/12/2020 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü'nün 2020/9200 Esas sayılı dosyasından verilen 10/12/2020 tarihli kararın kaldırılmasına" karar verildiği görülmüştür....
maaşının davalı banka tarafından kesilebileceğine dair muvafakati bulunduğundan bahisle davalı banka müvekkilinin emekli maaşından icra takibi yoluna gitmeksizin kesinti yaptığını, kredi sözleşmesinin imzalandığı 01.04.2019 tarihinden hemen sonra başlayan kesintilerin dava tarihine kadar aralıksız devam etmiş olup halen de devam etmekte olduğunu, yapılan kesintilerin maaşından 1/4'ü ile de sınırlı kalmayıp, çoğu ay müvekkilinin maaşının tamamının davalı banka tarafından kesildiğini, yapılan kesintilerin 5510 Sayılı Kanun ve İcra iflas Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, Zira 5510 Sayılı Kanun md. 93/1'de emekli maaşının ancak nafaka ve kamu alacakları için haczedilebileceği, bu maaşın 1/4'ünün dahi haczinin kabil olmadığı açıkça düzenlenmiştir....