Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.DAVA Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan emekli maaşını almakta olduğunu, davalı bankadan iki adet ihtiyaç kredisi kullandığını, daha sonra ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeniyle bir kısım kredi taksitlerini ödeyemediğini, bunun üzerine davalı banka tarafından müvekkilinin emekli maaş hesabındaki maaşının tamamına bloke konulduğunu, müvekkilinin emekli maaş hesabına bloke konulmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olup haksız şart teşkil etmekte olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalı banka nezdindeki emekli maaş hesabına davalı banka tarafından konulan blokenin kaldırılmasına, maaş hesabının PTT'nin kimlik hesabına taşınmasına karar verilmesini...
talebinin emekli ikramiyesinin haczini kapsamadığı gerekçesiyle talebin reddedildiğini ileri sürerek müdürlüğün 07.4.2017 tarihli ret kararının iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, borçlunun çalıştığı işyerine yazılan müzekkerenin İİK'nun 355. maddesi gereğince gönderildiği ve emekli ikramiyesinin haczini kapsamadığı, ayrıca emekli ikramiyesinin haczinin İİK'nun 89/1. maddesinin uygulanması ile mümkün olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, icra dosyasında borçlunun maaşına haciz konulduğunu, ilgili kuruma 31/08/2013 tarihinde maaş haczinin tebliğ edildiğini, dava dilekçesinde belirtildiği üzere ilgili kurumca haczin konulduğu ve ikinci sırada olduğunu, maaş haczinde herhangi bir zamanaşımı süresinden söz edilemeyeceğini, maaş haczine yönelik herhangi bir cevap verilmediğini, borçluya gönderilen maaş haczinin devam ettiğini ve bu durumun zamanaşımını keseceğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
haczinin kaldırılmasının talep edildiğini, sadece maaş haczinin durdurulmasının talep edildiğini, hukuka aykırı olarak devam eden maaş hacziyle hem ilam hükmüne aykırı hareket edilmekte olduğunu, hem de müvekkilinin mağduriyetinin devam etmekte olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ile 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi değişikliğinin amacı borçlunun önceden muvafakati olmadan Sosyal Güvenlik Kurumu emekli maaşının haczinin engellenmesi olup, İİK'nun 83/a maddesinin yürürlükten kaldırmadığından borçlu sadece malının tamamının haczedilememesi hakkından feragat ettiğinden, haciz sonrası her zaman İİK'nun 83. maddesi çerçevesinde icra mahkemesinde kendisinin ve ailesinin geçimine yetecek miktardan fazla haciz yapıldığını şikayet yolu ile ileri sürebilir. Başka bir deyişle Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan emekli maaşı alan borçlunun hacizden önce maaşına haciz konulmasına muvafakati sadece icra memuruna SGK'na maaş haczi müzekkeresi yazması için izin niteliğinde olup, maaşa konulacak haczin miktarı yönünden İİK'nun 83/a maddesi kapsamında geçerli bir muvafakatin olduğu şeklinde yorumlanamaz....
ın 15.02.2008 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek mal beyanında bulunduğu ve emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verdiği, anılan muvafakat gereği borçlunun emekli maaşına haciz konulması için icra müdürlüğünce işlem yapıldığı görülmektedir. Borçlunun hakkındaki takip kesinleşmeden önce verdiği muvafakatin, icra takibinin kesinleşmesinden önce olması nedeniyle 5838 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile değişik 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu'nun 93/1. maddesine uygun olmadığı ve dolayısıyla geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde geçersiz olan muvafakate dayalı emekli maaş haczinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yine birikmiş nafaka borçları için emekli maaş haczinde de uygulanması gerekli, İİK'nun 83. maddesi hükmüne göre; borçlunun ve ailesinin geçimi için icra müdürlüğünce zorunlu olarak taktir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümünün haczedilebileceği ve bu miktarın maaşın 1/4'ünden az olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda borçlu aleyhine birikmiş ve devam eden aylar nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, alacaklı vekilinin birikmiş nafaka yönünden borçlunun emekli maaşının 1/4 'ü üzerine haciz konulması talebinin İcra Müdürlüğü'nce birikmiş nafakanın adi alacak vasfında bulunduğu, bu nedenle tahsili için emekli maaşı üzerine haciz konulamayacağından bahisle reddedildiği, şikayet üzerine icra Mahkemesi'nce de kararın yerinde bulunarak talebin reddedildiği, hükmün alacaklı vekilince temyiz edildiği anlaşılmaktadır....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, hakkında başlatılan takipte dayanak ilamın kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağı bu nedenle de maaş haczinin de uygulanamayacağına yöneliktir. Mahkemece takibe başlanabilmesi için ilamın kesinleşmesinin gerekli bulunmadığına karar verilmiş, bunun yanında maaş haczinin de yapılamayacağı 5510 sayılı SGK Kanununun 93/1. maddesine dayandırılmıştır. Borçlunun haczedilmezlik yönünde bir başvurusu olmayıp, takip yapılamayacağından bahisle hacizlerin kaldırılması istenilmiştir. İcra mahkemesince dayanak ilam kesinleşmeden takip konusu yapılabileceği kabul edildiğine göre sair istemlerin reddi gerekirken talep aşılarak 5510 sayılı Yasa koşulları değerlendirilip maaş haczinin de kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Emekli aylığı ile emekli ikramiyesinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeneceği, emekli ikramiyesinin T5 tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılması gibi fiili bir durumun olmadığı, emekli ikramiyesi haczinin aynen emekli aylıklarında olduğu gibi (emeklinin rızası bulunması koşuluyla) Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılacak haciz yazısı ile mümkün olduğu, memurun çalıştığı idareye yazılan emekli ikramiyesi haczinin hüküm ifade etmediği, emekli ikramiyesinin haczedildiğini bildirir yazının ilgili idare tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirme gibi bir zorunluluğunun bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borçluya ödenen emekli ikramiyesinden dolayı davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bu yöndeki davalı idarenin istinaf sebepleri haklı bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1- b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasından hem birikmiş tüm emekli maaşı üzerine hemde emekli maaşının tamamı üzerine icra müdürlüğünce haciz konulduğunu, banka kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere birikmiş bedelin tamamının emekli maaşından ibaret olup SGK tarafından yatırıldığını, İİK 83 maddesi gereği ancak emekli maaşının ve maaş birikiminin 1/4'ü hacze kabil olmasına rağmen icra müdürlüğünce hem birikmiş bedelin hemde maaşının tamamının haczinin yasal olmadığını, yasal olmayan şekilde hukuk kuralının yanlış uygulanması ve delillerin yanlış değerlendirilmesi ile verilen kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....