Davalı vekili,davacının icra hukuk mahkemesinde işlemin şikayeti yönünde dava açması gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu,maaş haczi talebinin yasaların yürürlüğe girmesinden önce olduğunu, takip ve talep tarihi itibariyle yürürlükte olan yasaya göre işlem yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı T2 19.01.2018 tarihinde 87.913.62 TL geri ödemeli 60.000.00 TL kredi kullandığını, kredi sözleşmesi sırasında davalı bankanın kredi taksitlerinin emekli maaşından tahsili için İİK. 82 ve 83. maddelerine aykırı olarak taahhüt alındığını, davalı Denizbank A.Ş. tarafından nezdinde bulunan nolu maaş hesabının tümüne haksız ve yürürlükteki yasalara aykırı bir şekilde bloke konularak maaşının tamamının kredi borcu için çekildiğini, iş bu dava ikame edilinceye kadar davalı bankaca emekli maaşından20.000.00 TL kesinti yapıldığını, maddi ve manevi olarak zor duruma düştüğünü, tek geçim kaynağının emekli maaşı olduğunu, davalı bankaya 11.12.2018 tarihinde müracaat etmesine rağmen maaşındaki kesintinin devam ettiğini, SSK ve BAĞKUR’dan emekli olan kişilerin emekli maaşlanna 5510 sayılı SGK Kanununun 93. maddesi hükmünce haciz/bloke konulamayacağını, yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mal ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı...
. - KARAR - Davacı vekili, davacının SGK emeklisi olduğunu, davalı bankaya olan kredi kartı borcu sebebiyle davalı bankanın davacının emekli maaşına bloke koyup maaşını almasının engellendiğini, 5510 sayılı Yasa uyarınca emekli maaşına haciz konulamayacağını, davacının bu hususta muvafakatinin de olmadığını belirterek maaş üzerindeki blokenin kaldırılması ve biriken miktarın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu düzenleme usule değil, esasa ilişkin olup, İİK.nun 83/a maddesi karşısında özel hüküm sayılacağından ve öncelikle tatbik edilmesi gerekeceğinden, anılan düzenlemenin, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca hak sahiplerine verilen, gelir, aylık ve ödeneklerin haczi hakkında uygulanması zorunludur. Somut olayda, şikayetçi borçlunun, ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2741 E. sayılı dosyasında 06.05.2015 tarihinde; "...çalışmakta olduğum işyerinden, emekli olmam halinde alacağım emekli maaşından her ay 1.000 TL kesilmesine, rıza ve muvafakatım vardır" şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Doğmamış haktan feragat edilemeyeceğinden, borçlunun emekli olmadan emekli maaşının haczedilebileceğine dair muvafakatının geçersiz olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İİK'nın 82. maddesi düzenlemesi haczi caiz olmayan mallar ve hakları, aynı kanunun 83. maddesi ise kısmen haczi caiz olan şeyleri düzenlediğini; bilindiği gibi haciz işlemi, İİK. hükümlerine göre bir cebri icra işlemi olduğunu; ne var ki, somut olayda, davalı banka tarafından davacının hesabından kredi borcuna mahsuben kesinti yapılması işlemi, ortada bir cebri icra işlemi bulunmadığından bir haciz işlemi de olmayıp, taraflar arasındaki 12/10/2017 tarihli taahhütnameye dayalı olarak kredi borcunun tahsili işlemi olduğunu beyan ile; davacı/davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz. DELİLLER: Gebze Tüketici Mahkemesi'nin 24/10/2019 Tarih - 2018/690 Esas - 2019/437 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; emekli maaş hesabındaki blokenin kaldırılması ve istirdat istemine ilişkindir....
Dosyanın incelenmesinde; Davacının emekli olmak için davalı bankadan 20.8.2008 tarihinde 50.521.40 TL ihtiyaç kredisi kullandığı, kredi ödemelerinin emekli maaşından ödenmesi için bankaya aynı tarihli taahhütname ve temlikname verdiği, kredi ödemelerinin bu şekilde emekli maaşı hesabından ödendiği, 26.1.2009 tarihi ile 25.3.2011 tarihleri arasında 28 ay süre ile 15.981,35 TL kesinti yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Anılan kanun hükmüne, 28/02/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanunun 32/2- b fıkrası ile "bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler borçlunun muvafakatinin bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir" şeklinde fıkra eklenmiş olup, bu hükme göre, takibin kesinleşmiş olması şartı ile borçlunun hacizden önceki muvafakati geçerlidir. Belirtilen yasal düzenleme dikkate alındığında dava konusu takip dosyasında davacıya ödeme emri 27/11/2020 tarihinde tebliğ edilmekle, davacının 08/12/2020 tarihinde emekli maaşından kesinti yapılıp haciz konulmasına ilişkin muvafakati takibin kesinleşmesinden sonra verilmekle geçerli olup, davacının emekli maaşının muvafakat ettiği miktar kadarının haczedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece emekli maaş haczine yönelik şikayetin reddine karar verilmesi yerindedir....
İcra Müdürlüğünün 2022/6634 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine takip yapıldığını, borçlu müvekkilinin 31/05/2022 tarihinde emekli maaşının tamamının haczine muvafakat verdiğini, ancak paranın satın alma gücündeki düşüşte göz önüne alındığında yapılan kesintinin müvekkilinin hayatını idame ettirmesinde zor duruma düşürdüğünü, bu sebeple yapılan kesintinin kaldırılması için muvafakatin geri çekildiğine ilişkin icra müdürlüğüne talepte bulunduklarını, ancak talebin müdürlükçe reddedildiğini, hukuki işlemde esas olanın maaş haczi yasağı olduğunu, ancak sahibinin iradesi ile bu durumun değiştirilebilir nitelikte bulunduğunu, bu noktada alacaklının ya da icra müdürlüğünün tayin ve takdir hakkı bulunmadığını, müvekkilinin talepte bulunduğu tarih itibarı ile emekli maaşının tamamının icra borcuna kesilmesine muvafakati bulunmadığını, bu nedenle icra müdürlüğünce konulan haczin kaldırılması zorunluluğu doğduğunu beyanla, davanın kabulü ile maaş haczi işleminin iptaline karar verilmesini...
Nitekim, İİK'nun 83/a maddesinin gerekçesinde aynen "...borçlunun, haczinden önce, sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira bir malın ne derece haczedilemez olduğunun borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği" ifade olunmuştur. Somut olayda, davacı hakkındaki takip kesinleştikten sonra menkul ve gayrimenkul malları haczedilmiş bunun sonrasında davacı, eşi ile birlikte icra dairesine giderek (henüz maaşına haciz uygulanmadan) emekli maaşına haciz konulmasına 29.1.2007 tarihi itibariyle olur vermiştir....
- KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten çekilen bir krediye kefil olduğunu, asıl borçlunun çekmiş olduğu krediyi ödemediğini, banka tarafından asıl borçlu ve müvekkili aleyhine takibi başlatıldığını, bu takip kapsamında müvekkilinin SGK' dan almakta olduğu emekli maaşına haciz konulduğunu, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 93. maddesi gereğince emekli maaşının haczedilemeyeceğini, yasanın çıktığı tarihten itibaren banka tarafından maaştaki haczin kaldırılmayarak haksız ve mesnetsiz olarak davacının emekli maaşının ¼' ünün haciz edilmesine devam edildiğini, müvekkilinin şikayeti üzerine emekli maaşından haczin kaldırıldığını, ancak yasanın çıktığı 01/10/2008 tarihinden itibaren davacının emekli maaşındaki haczi kötüniyetli olarak kaldırmayarak davacıyı toplamda 12.254,70 TL zarara uğrattığını iddia ederek, bu miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte davalıdan tahsilini...