WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının, davalı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesi nedeniyle, davacının davalı banka nezdindeki SGK emekli maaşına bloke konulmuş olup, davacının maaşı üzerinde haciz bulunmasa da, davalı bankanın maaş hesabı üzerinde bloke uygulaması haciz sonuçlarını doğuracak niteliktedir.( Yargıtay 11....

Karar No: ... sayılı ilamında belirtildiği şekilde "... 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesi ile İİK' nın 83. maddesi uyarınca, emekli maaşının haczedilmesinin mümkün olmadığı, hacizden önceki bir dönemde haczi caiz olmayan bir malın haczedilebileceği hakkında alacaklı ile yapılan anlaşma geçerli olmadığı gibi davacının maaşı üzerinde haciz bulunmasa da davalı bankanın maaş hesabı üzerinde bloke uygulamasının haciz sonuçlarını doğaracak nitelikte olup, genel kredi sözleşmesindeki önceye dayalı hükme dayalı olarak hesap kat ihtarından sonra emekli maaşına uygulanan blokenin haksız ve geçersiz olduğu, bloke uygulanan maaş miktarının davacıya iadesi gerektiği ... (Bu yönde bknz. Yargıtay 11....

    Somut uyuşmazlıkta tüketici, çekeceği kredinin ödeneceği ihtimalini banka gözünde kuvvetlendirir şekilde emekli maaşını mal varlığının bir parçası olarak göstermiş, bu inançla hareket eden banka, kredi tutarını nakden ve peşinen davacı hesabına yatırmış ve davacıda aldığı kredi ile başka bankalardaki borçlarını ödemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında; tüketici hukuku anlamında somut olayda haksız şart teşkil eden herhangi bir uygulaması söz konusu değildir. Öte yandan emekli maaşından başka bir gelirinin olmadığı yönündeki genel kabulden dolayı zayıf tarafı daha da zayıf hâle getirmeme saiki ile korunan emekli, kendi iradesi ile imzaladığı kredi sözleşmesi çerçevesinde kavuştuğu ve sosyo-ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda harcadığı meblağı yine emekli maaşı ile ödemek zorunda olduğunu bilebilecek durumdadır. Bu noktada yerel mahkemenin emekli maaşının haczine ilişkin düzenlemelere dayandığı gerekçesi yerinde değildir....

      HD'nin 2010/10572 Esas 13213 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer. Mahkemece sıra cetveli olmadığından bahisle davanın reddi yerinde olmayıp, icra müdürlüğü tarafından borçlunun maaş haczinin kesintisinin ve olası emekli ikramiyesine konulacak haczi doğrudan ilgilendirdiğinden yapılan ödemelerin sırasına uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği halde İlk derece mahkemesi tarafından hem icra dosyalarına yönelik hem de düzenlenen sıra cetveline yönelik yeterli araştırma yapılmamıştır. İş bu sebeplerle ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu karar eksik ve hatalıdır. HMK'nun 297. Maddesi gereğince her talep hakkında bir hüküm verilecek şekilde değerlendirilmesi gerektiği, istinafın bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, önceki kararla bağlı olmaksızın yeniden bir hüküm kurulması için dosyasın ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur....

      Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı 5482,63 TL kredi kartı borcunu ödemediğinden dolayı aleyhine 11.7. 2008 tarihinde icra takibine başlanmış, emekli maaşının ¼ oranında haczi üzerine emekli sandığınca kesinti yapılmıştır. Bu kez davacı 25.09.2009 tarihinde davalı bankaya dilekçe vererek emekli maaşının tamamının kesilmesine muvafakat etmiştir. Kesintiler yapılmaya devam ederken davacı 5.04.2010 tarihinde icra hukuk mahkemesine müracaat ederek haczin kaldırılmasına dair karar almış, kesintilerde 12.07.2010 tarihinde sona ermiştir. Davacının emekli maaşından ¼ oranında hacze binaen kesinti yapılırken kendi serbest ve özgür iradesiyle icra müdürlüğü yerine bankaya kendi el yazısıyla yazdığı dilekçeyle maaşının tamamından tahsilat yapılmasına muvafakat ettiğini bildirmesi haksız şart olarak değerlendirilemez....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının önce takibe itiraz ettiğini, sonra kendi isteği ile itirazını geri çekip borcunu taksitler halinde ödemek için taahhüt verdiğini, taahhüt ile birlikte maaş muvafakatı da verdiğini, borcunu ödemeyince muvafakat gereği emekli maaşı üzerine haciz konulduğu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, şikayetçinin takip kesinleştikten sonra emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat ettiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı yerel mahkemenin redde ilişkin kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Şikayet, emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir. SGK tarafından ödenen gelir aylık ve ödeneklerin haczinde takiplerin kesinleşmiş olması şartıyla 28/02/2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakati geçerlidir....

        Somut uyuşmazlıkta; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan davacı borçluya yurtdışından bağlanan ve yurtdışı sigorta mercii tarafından ödenmekte olan emekli maaşının haczi prosedürü tartışma konusudur. Öncelikle belirtilmelidir ki davacı borçlunun yurtdışı sigorta mercii tarafından ödenen aylığının haczedilemeyeceği yönünde 2004 sayılı Kanun’un 82. maddesinin aradığı şekilde özel bir kanun hükmü bulunmadığından, yurtdışından alınan aylığın haczi mümkündür. Ne var ki, 5510 sayılı Kanun’un 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun’un 22/2-b maddesi ile değişik 93. maddesine göre, "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir." Bu düzenleme İİK.'...

          İcra Müdürlüğünün 2016/7443 E sayılı dosyasıyla yaptıkları takipte borçlunun maaşına haciz konulduğunu, maaş haczinde ilk sırada olduklarından kesintilerin kendi dosyalarına gönderildiğini, borçlunun emekli olması nedeniyle 18/05/2018 tarihinde emekli ikramiyesine haciz konulduğunu, ancak, borçlunun emekli olmadığı bir tarihte konulan haczi dikkate alan SGK'nun emekli ikramiyesini İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2016/35614 E sayılı dosyasına gönderdiğini, emeklilik öncesinde konulan haczin geçersiz olduğunu, ayrıca İstanbul 37. İcra Müdürlüğünün 2016/35614 E sayılı dosyasından konulan haczin düştüğünü, icra müdürlüğünden emekli ikramiyesinin kendi dosyalarına gönderilmesi için SGK'na müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, müdürlüğün talebi reddettiğini belirterek 09/11/2018 tarihli müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu T3 davaya cevap vermemiştir....

          İcra Müdürlüğü'nün 2008/2632 esas sayılı dosyasından müvekkilinin emekli maaşına muvafakati olmaksızın maaş haczi işlemi yapıldığını, söz konusu kesintinin kaldırılması için müdürlüğe yaptıkları talebe ilişkin olarak müdürlükçe karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, söz konusu kesintinin 10/11/2008 tarihinden beri devam ettiğini, müvekkilinin kesinti yapılması hususunda sözlü yada yazılı herhangi bir muvafakatinin olmadığını, usulsüz olarak tahsil edilen ve henüz reddiyatı yapılmamış dosya içeriğinde mevcut hacizden gelen tahsilatların müvekkiline iadesinin talep edildiğini müdürlükçe buna ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek müdürlüğün 17/01/2020 tarihli kararının iptali ve emeklilik maaşına konulan haczin kaldırılmasına, usulsüz olarak tahsil edilen ve henüz reddiyatı yapılmamış dosya içeriğinde mevcut maaş haczinden kalan tahsilatlara ilişkin olarak dava süresince alacaklıya ödeme yapılmaması için takibin tedbiren durdurulmasına ve anılan tahsilatın iadesine...

          Borçlu tarafından Bakırköy İcra Muhabere Kalemi aracılığıyla takip dosyasına gönderdiği 05.11.2019 tarihli dilekçesi ile emekli maaşının tamamına haciz konulmasına muvafakat ettiğinin görüldüğü, bu muvafakatın takibin kesinleşmesinden sonra verilmesi sebebiyle geçerli olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirkete aldığı telefon karşılında dolandırılarak maaş haczine muvafakat verdiğini, emekli olduğunu maaşının tamamının kesildiğini, muvafakat dilekçesi ile haczin aynı gün olmasının olanaksız olduğunu, kendisini dolandıran şahısların İstanbul 17....

          UYAP Entegrasyonu