Davacı vekili, davalılardan borçlu ...’ın borcundan dolayı İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca icra mahkemesinden alınan yetki belgesi uyarınca davalının elbirliği halinde maliki olduğu 4080 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Bir kısım davalılar kendilerinin de satış sureti ile ortaklığın giderilmesini istediklerini beyan etmişlerdir. Mahkemece, davanın kabulü ile satış sureti ile ortaklığın giderilmesini istemiştir. Hükmü davalı ... Çokçalışanlar tarafından temyiz edilmiştir. Elbirliği mülkiyetinde borçlu ortağın alacaklısı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Paylı mülkiyette ise, borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun bağımsız payının haczini ve satışını isteyebileceğinden yetki belgesine dayanarak taşınmazın paydaşlığının giderilmesini istemesi yasa koyucunun amacına uygun değildir....
Sözleşme metnine bakılırsa satış vaadinin yapıldığı ve sözleşmenin ifa olanağı kazandığı tarihte tarafların satış vaadine konu parsellerde elbirliği malikleri olduğu açıkça görülür. Zira tarafların ortak miras bırakanı ... ... 23.10.1983 tarihinde vefat etmiştir. Türk Medeni Kanununun 702. maddesi hükmünce elbirliği mülkiyetinde hiçbir ortak için tasarruf edebileceği bir pay söz konusu değildir. Mülkiyet hakkı elbirliği ile ortaklara ait olduğundan elbirliği ortaklığındaki zilyetlik tüm ortaklar adına sürdürülür. Dolayısıyla mirasçı olan davanın tarafları tasarruf şekli ne olursa olsun taşınmaza birlikte zilyet sayılır. Hal böyle olunca dava konusu taşınmazların vaad alacaklısı davacıya ayrıca teslimi gerekmez....
Miras bırakanların ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, taksim hakkında bir açıklama da yapılmamıştır. TMK.nun 701.maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin tek başına dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi bir taşınmaz hakkında tek başına dava açma sıfat ve yetkisi bulunmamaktadır....
Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, TMK'nın 701. maddesi gereğince elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK'nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre, elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Bu kapsamda, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da, terekeye göre üçüncü kişi konumunda bulunanlar aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsil tayin ettirilmesi gerekir....
Yani miras payını devralan kişi terekeye göre üçüncü şahıs durumunda olduğundan mirasçılar arasındaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe iptal ve tescile karar verilemez. Çünkü elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Somut olayda; elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazın 31.07.1964 tarihinde mirasçılardan Kadriye'nin diğer mirasçı Fikriye’ye, onun da 23.05.1964, tarihinde mirasçı sıfatı olmayan ...’e miras payını sattığı, İbrahim Diker’in satın aldığı bu hisseyi 08.09.1965 tarihinde davacılar murisi ... ’ye sattığı anlaşılmıştır....
İlgili Hukuk 3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir....
Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” 3.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesi; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” 3.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 702. maddesi; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir....
Türk Medeni Kanunu’nun 701. maddesi, “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” Türk Medeni Kanunu’nun 702. Maddesi ise, “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmünü içermektedir. 3.3. Değerlendirme 3.3.1....
Elbirliği mülkiyetinde (T.M.K. madde 701 ) bir taşınmazda elbirliği ( iştirak halinde ) ortaklardan birinin ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağı yoktur. Somut olayda ; Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlar tapu kayıtlarına göre elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olup davacı ... elbirliği ortakları arasında bulunmamaktadır. Davacı, elbirliği ortakları arasında bulunmadığından az yukarıda değinildiği üzere, satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil talebinde bulunamaz. Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda ortaklık dışı üçüncü kişiye yapılan satış vaadi sözleşmesi bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olup paylı mülkiyete geçildiği anda sonuç doğuracağından dava şartı henüz oluşmamıştır. Bu nedenle davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 92 parsel sayılı taşınmazın 12.08.2005 tarihli intikal işlemi ile dava dışı yedi kişi adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olup bunların ... mirasçıları oldukları, davacı tereke temsilcisinin, .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/6274 Esas sayılı dsyasında verilen kararla .... terekesine tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 701. maddesinde elbirliği mülkiyeti “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı kanunun 702. maddesinde elbirliği mülkiyetine ilişkin hükümler açıklanmış, 703. maddede ise elbirliği mülkiyetinin ne şekilde sona ereceği belirtilmiştir....