Dolayısıyla mahkemece öncelikle davacının eyleminin komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edip etmediği belirlenmelidir. Bu durumda mahkemece taşınmaz başında ziraat ve fen bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak dava konusu sulama arkının davalının taşınmazına zarar verip vermediği, vermekte ise bu zararın giderilmesi için alınması gereken önlemlerin neler olduğu konusunda yeniden bilirkişi kurulu görüşüne başvurulup denetim ve infaza elverişli ayrıntılı rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de mahkemece uyuşmazlık suya elatmanın önlenmesi davası olarak nitelendirilerek taraflar arasında su rejimi kurulması da yerinde olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 17.08.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne, davalı vekilinin duruşma isteminin dava değeri gözetilerek reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, taraflarca çekişmeli taşınmazda paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluştuğunun beyan edildiği, uzun zamandan beri mevcut durumda bir değişiklik olmadığı saptanarak elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına, öte yandan; pencere açılmasında salt imara aykırılık iddiasının idareyi ve idari yargıyı ilgilendirdiği, bu eylemin komşuluk hukuku açısından yalnız başına zarar doğurucu nitelikte sayılamayacağı anlaşıldığına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 07.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.10.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 9.2.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 3 parsel sayılı taşınmazına komşu 2 parsel maliki davalının baraka yapmak, gübre dökmek, kapı takmak ve su akmasına sebep olarak zarar doğurmak suretiyle elatmasının önlenmesi ve kal isteminde bulunmuş, Mahkemece istem hüküm altına alınarak barakanın, kapının ve gübreliğin kaldırılarak elatmanın önlenmesine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, mülkiyet hakkına ve komşuluk hukukuna dayalı olarak açılan elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve eski hale iade istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2007 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.10.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı köy tüzel kişiliğine ait 7 parsel sayılı taşınmazın sınırına dikilen ağaçların 6 parsel sayılı taşınmazına gölge yaptığını ve sulanması halinde sızan suların evine zarar vereceğini ileri sürerek ağaçların sökülmek suretiyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesini istemiştir. Davalı , davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne ağaçların sökülerek sınıra en az beş metre mesafeye dikilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Görülüyor ki, komşuluk hukukuna aykırı davranıştan söz edebilmek için diğer tarafın zararlandırıcı bir eyleminin varlığı saptanmalıdır. Yoksa, İmar Kanununa ve Yönetmeliklere aykırılık komşuluk hukukuna aykırı davranış oluşturmaz. İmara aykırılık ancak idari işlemlere konu olabilir ve çözüm yeride idari yargıdır. İmara aykırı açılan pencere aynı zamanda komşuluk hukuku gereğince davacının hoşgörü sınırlarını aşacak şekilde onun rahatsız olmasına neden oluyor ise, Medeni Kanunun anılan 737. maddesi hükmü uyarınca, pencerelerin kapatılmasına mahkemece karar verilebilir. Davalının pencerelerinin davacıya ne şekilde zarar verdiği yukarıda belirtildiği şekilde somut olarak saptanarak ve uzman bilirkişiden alınacak gerekçeli raporla saptanmadan eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.10.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, kal talebinin reddine dair verilen 22.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, imara ve komşuluk hukukuna aykırı tuvalet inşaatı nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemiş, yapılan yargılama sonucunda elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, kal isteminin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi hukukuna ilişkin davada Anamur Asliye Hukuk ile Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 12.11.2004 tarihinde 2.000.000.000.-TL değer gösterilerek açılan tapulu taşınmazdaki yol olarak kullanılan yere elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 258 parselin 26.75 m2'lik bölümüne elatmanın önlenmesinin istendiği, taşınmazın tamamının davalı olmadığı, dava edilen bölümünün 535.000.000.-TL olduğu anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesinde 21.07.2004 tarih 5219 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı 5 milyar TL'ye çıkarıldığı anlaşılmakla davanın dava tarihi ve değeri esas alındığında sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....