Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
hakkında açtığı elatmanın önlenmesi davasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/205 - 1980/941 sayılı kararı ile kabul edilerek davalı ...'ın elatmanın önlenmesine karar verildiği, davacı ... tapu iptali ve tescil davalarının tarafı olmadığı için o kararlar için yaptığı yargılamanın yenilenmesi taleplerinin de reddedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, elatmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davalarında rapor veren bilirkişilerin hatalı uygulama yaptıklarını ileri sürerek, yargılamanın iadesini istemiştir. Esasen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/205 - 1980/941 sayılı dosyasında davanın temeli ve elatmasının önlenmesine karar verilmesinin nedeni, tapu iptali ve tescil davaları sonucunda dava konusu taşınmazların tapularının iptal edilerek orman niteliğiyle tapuya tescil edilmiş olmasıdır. Başka bir anlatımla, tapulu taşınmazlara elatmanın önlenmesi için dava açılmış, mahkemece de tapulu taşınmazlara elatmanın önlenmesine karar verilmiştir....
Bu tür bir davada, HUMK'un 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı kuşkusuzdur. Başka bir ifade ile, elatmanın önlenmesi davaları Harçlar Yasasının 16. maddesi uyarınca nispi harca tabi olup, harç ikmali yapılmadan davanın sürdürülmesi olanaksızdır ......
Yapılacak inceleme ve araştırma sonucu dava konusu taşınmazın bütün paydaşlarının katılması suretiyle kullanma taksimine tabi tutulduğu ve bilirkişilerin rapor ve krokilerinde belirledikleri alanın davacıya veya onun murislerine bırakıldığı saptanırsa, davalının taksimen davacıya bırakılan taşınmaza elatması haksız olacağından elatmanın önlenmesi kararı verilmeli, aksi halde payı sebebiyle davalının da taşınmazda yararlanma hakkı olacağından, elatmanın önlenmesi isteği reddolunmalıdır. Somut olayda; tarafların müşterek malik oldukları dava konusu taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir yer olduğundan, davacının payına vaki el atmanın önlenmesi davası dinlenemez. Sorunun elatmanın önlenmesi davasıyla değil kesin sonuç sağlayacak taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülmesi gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Yukarıda bahsedilen İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin pay oranında değil, mutlak olarak, başka bir deyişle taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunludur. Bu husus, Türk Medeni Kanunun 684. maddesinde düzenlenen paylı mülkiyet hükümlerinin bir gereğidir. O halde, mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, pay oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/04/2013 NUMARASI : 2013/60-2013/165 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne;ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ........... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacının zararına neden olan eylemin davalı ... tarafından gerçekleştirildiği hususu ispatlanamamıştır. Kaldı ki, gerek davacı gerekse dinlenen tanıklar davacının zararının davalı müteveffa ...'ın diktiği ağaçları aşırı sulamasından kaynaklandığını belirtmişlerdir. Davacı ise dava sırasında ölen bu şahsın mirasçılarına karşı davasını devam ettirmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6.7.2001 gününde verilen dilekçe ile çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal talep edilmiş, birleştirilen davada da ... tarafından temliken tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; temliken tescil isteminin reddine, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne ve kal istemi ... terk edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 3.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 1.5.2007 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı....
Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....