Davalı, dava konusu taşınmazı tapu malikinin kardeşinden sözlü olarak kiraladığını, tarlaya daha önce iki kez patates ekildiği için yeniden patates ekileceğinin ileri sürülmesinin de doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava tarihinde müdahale bulunmadığından elatmanın önlenmesi davasının reddine tazminat istemenin ise kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin 07.02.2012 tarihli celsede dava tarihinde taşınmazın hasat edilmiş olduğuna dair beyanı esas alınarak elatmanın önlenmesi davası reddolunmuş ise de, gerek mahkemece incelenen İncesu Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/2 esas sayılı dosyası ve gerekse davalının bu davadaki beyanlarına göre muarazanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekten davalının işgal ettiği dava konusu taşınmazda ektiği ürünleri hasat etmiş olması haksız elatmanın sona erdiği anlamına gelmez....
Birleştirilerek görülen davalar, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil ile tapu iptali ve yol olarak terkin istemlerine ilişkindir. Elatmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescile konu 2163 parsel sayılı taşınmaz ... adına tapuda kayıtlıdır. Ayrıca bu taşınmaz kadastro mahkemesinde de davalı olup kadastro mahkemesince de tutanak kesinleştiği gerekçesiyle reddedilmiş, karar henüz kesinleşmemiştir. Ancak, dosya içerisindeki tapu kayıtlarından dava konusu olan 2163 ve 2160 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının kesinleştiği ve davaların da süresinde açıldığı sabittir. Mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin kadastro mahkemesinde ileri sürülebileceği, müstakil davaya konu olamayacağı gerekçesi yerinde görülmediği gibi 2160 parsel sayılı taşınmazın maliki ... ...'...
Yine, aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenlerle, davalı ... vekilinin tapu kaydının iptali ve tescile yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 2) İki numaralı bentde gösterilen nedenlerle, elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA, 14/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi davasının açılmamış sayılmasına, ecrimisil davasının ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar ve dahili davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Davacılar, mirasbırakan ...'...
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili olmayıp, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması, mülkiyetin genel kurallarına ve bizzat Medeni Kanunun 737. maddesi hükmüne ters düşer....
Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, öncesi itibarıyla ve halen de orman olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptali, orman niteliği ile ... adına tescili ve elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmış, mahkemece, davanın kabulüne, 2039 parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar kayyımı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen tahdit içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nin 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nin 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....