WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dosyaya eklenen fakirlik belgesinden adli yardım isteyen davalının yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığı ve adli yardım talebinin yerinde olduğu anlaşılmış olmakla (HMK'nin m. 336/2.) adli yardım talebinin kabulüne karar verildi; işin esasının incelenmesine geçildi; Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 809 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ihtara rağmen davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazı tapu tahsis belgesine dayalı olarak kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, müdahale olgusunun keşfen sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu 809 ada 4 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın davacıya ait olduğu kayden sabittir....

    Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....

      Yine, aynı hüküm uyarınca; haksız bir elatma varsa, malike her, türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, davalı Hazine ile birlikte hisseli olarak davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalıların dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin davalı gerçek kişiler yönünden de reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını bildirerek, tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili, elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın 30/04/2013 tarihli krokide (B) harfi ile gösterilen 288 m2, (C) harfi ile gösterilen 1087 m2, (E) harfi ile gösterilen 1332 m2 ve (H) harfi ile gösterilen 4,19 m2 bölümlerinin tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesine, Hazine aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir....

          Nitekim, 22/2-a maddesi Yönetmeliğinin (Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin Yönetmelik) 9/a maddesinde, genel mahkemelerden aktarılması gereken davalar, "Sınır veya yüzölçümüne yönelik" davalar olarak açıklanmıştır. Genel mahkemede "elatmanın önlenmesi" istemiyle açılan davalar, kadastro çaplarının uygulanması ile sonuca bağlanacak davalar olup, bu davalar sonucunda taşınmazların çaplarının ve yüzölçümlerinin değiştirilmesine karar verilmez. Başka bir anlatımla, elatmanın önlenmesi davası sonucu verilen hüküm, taşınmazların kadastral sınırlarını (çaplarını) değiştirmez. Bu nedenle elatmanın önlenmesi davaları, uygulama kadastrosu nedeniyle kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan değildir....

            Mülkiyet hakkının içeriği başlıklı TMK’nun 683/2. maddesinde “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi de “Müdahalenin men'i, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacı, dava dilekçesinde, paydaş olduğu taşınmaza elatmanın önlenmesi ile kal isteminde bulunmuş, taşınmaz üzerindeki bina ile ilgili bir talep ileri sürmemiştir. Davacının 05.10.2011 günlü celsede taşınmaz zemininin 5.000TL, üzerindeki binanın 70.000TL değerinde olduğu biçimindeki beyanı ile istemin taşınmaz üzerindeki binayı da kapsadığı düşünülerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davacının, yol ve 1040 parsel sayılı taşınmazın zemini ile zemindeki ağaç ve kuyunun kal’ine ilişkin istemi bulunmaktadır....

              in 24.05.1983 tarihinde imar affı kapsamında yapı için davacı ... başkanlığına müracat ederek tapu tahsis belgesi almak amacıyla bedelini aynı tarihli makbuz içeriğine göre yatırdığı, taşınmazın tapu kaydında " üzerindeki kargir ev şagil ...'e aittir " şeklinde şerh olduğu ve dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağında da yapının tespitten 3 sene önce inşa edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi uyarınca şey üzerinde mülkiyet hakkı sahibi, hukuk düzeninin sınırları içerisinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerine sahip olup malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabilir....

                Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.01.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı ... vekili temyiz etmiştir. Hukuk Genel Kurulunun 13.06.1984 günlü ve 1982/358- 1984/710 sayılı kararında açıklandığı üzere yıkım istekli davalar ile temliken tescil davalarında tapu kayıt maliklerinin tamamının davacı ve davalı olarak davada yer almaları gerektiği tartışmasızdır. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur....

                    Davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, davacı ile akraba olmalarına ve akrabalarının tapuda devir yapacağına güvenerek dava konusu taşınmazı davacıdan tapu dışı haricen satın aldığı, davacıya taşınmazın bedelini ödediğini ancak davacının tapu devrini gerçekleştirmediği, ellerinde yazılı bir delil olmadığı savunmasıyla davanın reddini savunmuştur. Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Yapılan inceleme sonucunda, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 tarihinde yürürlüğe giren 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 1. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesine göre; Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara bakma görevinin 1. Hukuk Dairesi'nin görevinde olduğu belirtilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu