Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 13.07.1979 ve 06.07.1983 tarihli satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, kişilerin satış vaadi sözleşmesinden doğan haklarını ancak karşı akitlerine karşı ileri sürebileceği, davacı ile tapu maliki olan davalıların murisi ... arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalıların murisi tapu maliki ... Buyruk 13.07.1979 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 7 ada 14 parsel sayılı taşınmazını ... .'...
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi davacı ile ..., ..., ..., ... ve nüfus kayıtlarında ismi bulunmayan ... tarafından yapılmıştır. Az yukarıda da açıklandığı üzere satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davacılarda davanın kabulü için sözleşmenin ifa olanağının bulunması gereklidir. Elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlarda ortaklardan birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığı düşünülemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydı ile satıcı elbirliği ortağın payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mümkün olur....
Noterliğinin 29/04/2013 tarih 10800 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile davacının el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerinin reddine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; 1- Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkin kararına bir diyeceklerinin olmadığını, ancak sözleşmenin geçersizliğinin tespiti yönünde verilen karar rağmen tarafımıza vekalet ücreti hükmedilmediğini, 2- Her ne kadar mahkemece el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmiş ise de ecrimisil ve el atmanın önlenmesi taleplerimizin reddine yönelik verilen karar BAM 4....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Asıl Dava Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil, Birleştirilen Dava Sözleşmeden Kaynaklı Elatmanın Önlenmesi Ve Kal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne ve birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş olup hükmün asıl dava davalısı-birleştirilen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davalı yükleniciye pay temlik edildiğini, davalı edimini yerine getirmediğinden Zeytinburnu 2....
Noterliğinin 24.08.2016 tarih ve .... yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanarak Ankara/... projesi kapsamında yer alan Ankara....sayılı taşınmazdaki ....bağımsız bölümün davalıya fiilen teslim edildiğini, davalının sözleşmeye aykırı hareket ederek yükümlülüklerini yerine getirmediğini, mali ve hukuki anlamda zor durumda bırakıldığını, davalı ile akdedilen tüm sözleşmelerin Beyoğlu 13. Noterliği 31.10.2018 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, aynı şekilde satış vaadi sözleşmesinin de 28/11/2018 tarih, ... yevmiyeli ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyen davalıya konutun teslimi için ihbar gönderilse de sonuç alınamadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 6....
Davalılar yargılama sırasında verdikleri beyanlar kapsamında taşınmazı 05/12/1986 tarihli gayrımenkul satış sözleşmesine istinaden edindikleri savunmasını ileri sürmüş iseler de davalıların, kadastro tespiti öncesi gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden edindikleri haklarını daha sonra yapılan kadastro tespiti sırasında 3402 Sayılı Yasanın 13/B-son fıkrası aracılığıyla a bendi hükmü uyarınca kişisel hakkını mülkiyete çevirmediği ve tespitin kesinleşmesinden itibaren aynı yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını ileri sürmediği anlaşıldığına göre, taşınmazda hak düşürücü sürenin geçmiş olması karşısında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bir mülkiyet hakkının varlığından söz edilemez. Bununla birlikte çekişme konusu taşınmazın tesis kadastro tutanağının beyanlar hanesinde krokisinde C harfi ile gösterilen ev ve müştemilat yönünden muhdesat şerhi bulunduğu görülmekle birlikte TMK 725....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kayn.) istemine ilişkindir....
Noterliğince düzenlenen 12305 yevmiye numaralı 06.06.2012 tarihli ''düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi'' fesh edilmediği ve geçerliliğini koruduğu sürece, bu sözleşmedeki müteahhidin hakkına dayalı olarak davalı T5 ile dava dışı müteahit arasında akdedilen 18873 yevmiye numaralı 01.04.2016 tarihli '' düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi '' sözleşmesinden doğan haklarını davalı T5 dava dışı müetahhidin halefi olarak davalı mal sahibine karşı ileri sürebilir. Yine davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi mahkeme kararı ile fesh edilmediği sürece, gerek yüklenici ve gerekse yükleniciden kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesindeki hakkına dayalı olarak daire satın alanlar bu daireleri ellerinde bulundurma hakkına sahiptir....