Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan diğer paydaş olan davacı Handan'ın Borçlar Kanununun 248. maddesinde deyimini bulan ve kiranın esaslı unsurunu teşkil eden bedelden payını almadığı ve böylece yarı pay sahibi adına vekaleten düzenlenen kira sözleşmesine Borçlar Kanununun 38. maddesi anlamında icazet vermediği saptanmıştır. Bilindiği ve 27/11/1946 tarih 28/15 sayılı Yargıtay inançları Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere müşterek malın kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardan sayılmıştır. Medeni Kanunun 624. maddesinin son bendinde ise mühim olan idari tasarrufların hüküm ifade edebilmesi pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilebilmesine bağlanmıştır. Öyleyse olayda geçerli bir kira sözleşmesinin varlığından; diğer bir deyişle davalının kiracılık sıfatından söz etmek olanağı yoktur. Hal böyle olunca; davanın elatmanın önlenilmesi isteği yönünde de kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere elatmanın önlenmesi isteminin reddedilmesi doğru değildir....

    İdaresi adına kayıtlı olduğunu, sözleşmenin 27.maddesine göre hisseli yerlerde sadece vakıfların paylarının sözleşme kapsamında bulunduğunun belirtildiğini ileri sürerek kendilerini bağlamayan kira sözleşmesi nedeniyle öncelikle ödenmeyen kira bedellerinin avans faizi ile birlikte tahsiline, kira sözleşmesinin hükmen malik oldukları tarihten önce düzenlenmesi nedeniyle tapudaki şerhin terkinine, bu istem kabul edilmediği takdirde elatmanın önlenmesi ya da kendileri ile yeni bir sözleşme düzenlenmesine karar verilmesini, ayrıca taşınmaz üzerindeki bina nedeni ile tazminata hükmedilmesini talep etmişler, taraf teşkilini sağlamak amacıyla da paydaş ...'un kayyum adayı İstanbul Defterdarlığını hasım göstermişlerdir. Davalılar davanın reddini savunmuşlar, mahkemece tapu kaydındaki kira sözleşmesine ilişkin şerhin terkini isteminin kabulüne, diğer talepler ... bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuş, hükmü taraflar temyiz etmişlerdir....

      Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazı davalının 14.6.2002 tarihinden itibaren kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak taşınmazın kendilerine tahsis edildiğini, haksız işgalci olmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, " öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi isteği bakımından dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması" gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, dava konusu taşınmazın maliki dava dışı Vedat ile 01.06.2006 tarihinde düzenledikleri kira sözleşmesi uyarınca kiracı bulunduğu taşınmazın 30-31/03/2011 gecesi kilidi kırılarak davalılar tarafından işgal edildiğini ileri sürerek, davalıların taşınmazdan tahliyesi ile taşınmazın tarafına teslimini istemiştir. Davalılar, davacının aktif dava ehliyeti, kendilerinin de pasif dava ehliyeti bulunmadığını, davacının 2010 yılında tahliye ettiği taşınmazı malikten 01.04.2011 günlü kira sözleşmesiyle boş olarak kiraladıklarını, davacının sunduğu kira sözleşmesinin bir yıl süreli olmasına rağmen tahribat yapılarak on yıl olarak yazdığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ile taşınmazın teslimi istemlerine ilişkindir....

          Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, kira sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediği sorulmuş, böyle bir şerhin olmadığı, kira sözleşmesinin vergi dairesine bildirilmediği anlaşılmış ise de; davalı tarafın sunduğu faturalar ve defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapora göre Kurumlar Vergisi mükellefleri arasındaki kiralamaların stopaja tabi olmayıp KDV'ye tabi olduğu, kira sözleşmesinin bildirilmesi zorunluluğunun olmadığı, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin varlığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinden söz edilmek ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            Şti tarafından on yıllık kira sözleşmesi ile kiralandığını, daha sonra şirketin tür değişikliği yaparak anonim şirkete döndüğünü ve T5 Anonim Şirketi olarak değiştirdiğini, tür değişikliğinin kira sözleşmesine etkisinin bulunmadığını, buna göre müvekkili şirketin 01/05/2013 tarihli kira sözleşmesine kendiliğinden taraf olduğunu, bununla birlikte davalının haksız olarak taşınmazı işgal ettiğini, bu konuda davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak davalının taşınmazı boşaltmadığını belirterek dava konusu taşınmaza müdahalenin önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmıştır....

            Dava, mülkiyet hakkına dayalı olarak taşınmaza elatmanın önlenmesi ile ecrimisil isteklerine ilişkindir. 1. Davalının elatmanın önlenmesine yönelik temyiz itirazları yönünden; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Ecrimisile yönelik temyiz itirazları yönünden; Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 1450 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payına karşılık gelen kısma davalı tarafından ekilmek ve kiraya verilmek suretiyle müdahalede bulunulduğunu ileri sürerek, payına vaki elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava dışı paydaş Elif ile sözlü yaptığı tarla kira sözleşmesine istinaden çekişme konusu taşınmazdaki davacının payına düşen bölümü kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davacının payına yönelik yapıldığı iddia edilen kira sözleşmesinin varlığının yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise; kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi-Ecrimisil Uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.. Davalının taşınmazda kiracı olduğunu ileri sürmesi uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı sonucunu doğurmaz. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği de inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklığından bahisle dairemizin görevli olduğu belirtildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil, Kal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı, maliki olduğu 210 parsel sayılı taşınmaza davalının erik ağaçları ve muhtelif yapılar dikmek suretiyle haksız müdahalede bulunduğunu açıklayarak, elatmanın önlenmesini, tecavüz konusu yapıların kal'ini ve ecrimisile hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerinin kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu