Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleştirilen davanın davacısı ..., kendisine ait olan 14 parsel sayılı taşınmaza ev sığmadığından elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunan davacının babası ile anlaşarak 15 parseli böldüklerini ve üzerine kendisinin ev ve ahır yaptığını, bu yapıların değerinin arsanın değerinden yüksek olduğunu, iyiniyetli olduğunu ileri sürerek TMK' nın 725. maddesine dayalı temliken tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece, temliken tescil talebinin kabulüne, elatmanın önlenmesi ve kal isteğinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacı ... temyiz etmiştir....

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla ayrı ayrı açılmış olan davalar arasında bağlantı bulunduğunda davaların birleştirilmesine karar verilebilir. Davaların aynı nedenden doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde bağlantının varlığı kabul edilir. Somut olayda davacı, taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi, taşkın kısmın yıkılması ve ecrimisil istemlerinde bulunmuştur. Davalı, yargılamanın devamı sırasında 07.10.2008 tarihli dilekçesi ile savunma yoluyla taşkın kısmın adına tescilini istemiş, eldeki davada hüküm verilmesinden sonra 20.10.2008 tarihinde temliken tescil istemli dava açmıştır. Davalının Mustafakemalpaşa Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1258 esas numarasında açtığı tescil istemli davanın sonucu eldeki dava sonucunu etkileyecek niteliktedir....

      Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar bir yana bırakılarak elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulü; tescil isteminin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle tescil isteminin kabulü ile elatmanın önlenmesi ve kal isteminin reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı, 215 ada, 43 parselde kayıtlı taşınmazın sahibi olduğunu, bu taşınmaza komşu ve 108 ada 11 parsel sayılı taşınmazın sahibi olan davalı ...'ün, taşınmazına 307,47 m2 taşkın inşaat yaptığını belirterek elatmanın önlenmesi ve kal, ayrıca şimdilik 250,00 TL ecrimisil istemiştir....

          Dava, yola elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemlerine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince yollar kamu malı niteliğinde olup, yararlanılması umuma aittir. Bu özellikleri gereği yoldan yararlanma hakkı olan özel kişilerin de, varsa elatmanın giderilmesi için dava açmaya hakları vardır. Görevli mahkeme ise çekişme konusu yapılan taşınmazın değerine göre belirlenir. Somut olayda, 23.11.2010 günlü fen bilirkişi raporunda, davalının 84 parsel sayılı taşınmaza yaptığı binanın 53 metrekarelik bölümünün yola taşkın olduğu, 25.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda, taşkın kısmının değeri 13.829,60TL olarak belirlenmiştir. Elatmanın önlenmesi istemli davalarda mahkemenin görevi taşınmazın değerine göre belirlenir. Elatmanın önlenmesi istemi yanında kal isteminin de bulunması halinde müddeabih bu iki istemin değerinin toplamıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.07.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 17.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 18 parsel sayılı taşınmazına komşu 19 parsel maliki davalının taşkın inşaat nedeniyle el attığını elatmanın önlenmesi ile kal’ini talep etmiştir. Davalı karşı davasında, asıl davanın reddini, davacı taşınmazına taşkınlığının tespiti halinde iyiniyetli olduğundan, taşan kısmın adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tamamının değeri esas alınarak görevsizlik kararı verilmiş, hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı/davalı vekili tarafından, davalı/davacı aleyhine 17.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal birleşen dava ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne, tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar/davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Hükmü, elatmanın önlenmesi ve kal talebinde bulunan davacı ... vekili temyiz etmiştir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....

                  Somut olaya gelince; mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu 20.03.2012 tarihli inşaat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi rapor ve krokisinde, davalı karşı davacı tarafından 10208 ada 2 parsel sayılı taşınmazda inşa edilen iki katlı binanın imar uygulamasından önce yapıldığı, imar uygulaması sırasında yapının dikkate alınmadığı belirtilmiştir. Davalıya ait binanın saçak payının imar uygulaması sonucunda davacı karşı davalıya ait 10208 ada 1 parsel sayılı taşınmaza taşkın hale geldiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri gereğince söz konusu binanın taşkın kısmının yıkımına karar verilebilmesi için yapı bedelinin ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmek üzere elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacı tarafından depo ettirilmesi gerekir. Elatmanın önlenmesi ve kal isteyenler bu bedeli ödemedikleri takdirde taşkın inşaat sahipleri taşkın yapıyı ömrünü dolduruncaya kadar kullanmaya devam edebilir....

                    Hukuk Dairesi kararını temyizi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili asıl ve birleşen dosyada, taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesine, taşkın kısmın kal’ine, taşan kısım nedeniyle davalı tarafından elde edilen haksız kazanç nedeniyle tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu