Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ YIKIM VE ECRİMİSİL TAZMİNAT -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil birleşen dava harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm birleşen dosya davacısı tarafından temyiz edilmekle davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 17.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Asıl dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise muhdesatın aidiyetinin tespiti, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl ve birleştirilen dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu... parsel sayılı taşınmazdaki ...'in ... arsa paylı D Blok 6 nolu dairedeki hak ve alacaklarını 20.08.2004 tarihli Noter gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devir aldığını, taşınmazda kat irtifakı kurulmadığından malik sıfatı ile hareket eden davalı ...'in ve kiracısı diğer davalı...'ün taşınmaza haksız bir şekilde müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 1.000,00 TL ecrimisilin (ıslahla 35.835,00 TL) yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında birleşen davasından feragat etmiştir. Asıl davada davalılar, dava konusu dairenin bulunduğu 5188 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden dava dışı ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar; paydaşı oldukları 47 parsel sayılı taşınmaz bakımından, dava dışı yüklenici ile aralarında düzenlenen 21/08/2000 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kesinleşen mahkeme ilamı ile feshedildiğini ancak bu arada yüklenicinin taşınmazda yer alan B-3 Blok, 5 nolu daireyi davalıya satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, yüklenici ile aralarındaki sözleşme feshedildiğinden davalının çekişmeli bölümde fuzuli şagil olduğunu, ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müdahale tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 1.000,00.-TL. ecirimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden ecrimisil değerinin ıslah edildiğini bildirilmişlerdir. Davalı; usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen herhangi bir savunma getirmemiştir....

        Eldeki davada, çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı yoksa TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.10.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve terditli olarak tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil yönünden kabulüne dair verilen 16.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ve terditli olarak tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalı ...'in .... Noterliğinin 08.07.1992 tarihli ve ..... yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesi ile ... İli .......

            Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 29.12.1997 tarihinde tapuda satın aldığını, satış tarihinde tapuda herhangi bir şerh bulunmadığını, müvekkilinin davacılara yapılan satıştan haberdar olmadığını, davacıların işgalci olduklarını, kaba inşaatı davacıların bitirmediğini, inşaatın müvekkili taşınmazı satın aldıktan sonra bitirildiğini, daha sonra davacıların taşınmazı işgal ettiklerini, yazılı veya sözlü sözleşmelere dayalı olarak hak iddia edildiğini, bir kısım satış vaadi sözleşmesinin müvekkilinin taşınmazı tapuda devraldıktan sonra düzenlendiğini, kaba inşaatta, kat irtifakı bile kurulmamış taşınmazda satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bina 45 parsel sayılı taşınmaza taşkın olunca yıkılmasının gündeme geldiğini, müvekkilinin bu parsel maliki ile anlaşarak tevhid ve ifraz işlemi yaptırdığını, bu nedenle müvekkilinin her iki parsel için para ödediğini, bu işlemden sonra taşınmazın büyüdüğünü, davacılar Nermin, Yüksel ve Sevgin ile yapılan satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını...

              Hal böyle olunca; mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davacılar vekilinin elatmanın önlenmesi isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                Noterliği'nin 13.11.2015 tarihinde satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, 300.000,00 TL'nin bu tarihte davacıya elden teslim edildiğini, bu hususun satış vaadi sözleşmesinde de açıkça yer aldığını, bakiye tutar için kredi başvurusunda bulunduğunu, kredi talebi onaylandıktan sonra da 20.11.2015 tarihinde satış yapılarak 250.000,00 TL'nin banka kanalı ile davacıya ödendiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir işlemi arasındaki 7 günlük süre içerisinde davacının dolandırıldığını anlamamış olmasının hayatın olağan akışın aykırı olduğunu, gabinin unsurlarının da gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş; birleştirilen davasında, dava konusu ... ada ... parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalıdan satın aldığını, ancak davalının haksız gerekçelerle taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 20.11.2015 tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL olmak üzere ecrimisile karar verilmesini istemiş, ıslah ile ecrimisil talebini 9.466,66 TL olarak artırmıştır....

                  İnşaat Limitet Şirketi arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkını Asmabahçe Konut yapı Kooperatifine 13.8.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile devretmiş, Kooperatifte sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkının nizalı bağımsız bölümle ilgili kısmını üyesi olan davacıya temlik etmiştir. Artık davacı sözleşme borçlusu ile ayrıca bir sözleşme yapmasına gerek kalmadan temlik aldığı kişisel hakkı satıcı şirkete karşı ileri sürebilir. Mahkemece, açıklanan bu ilkeler gözetilmeden davacının davacı şirket ile hukuki ilişkisi bulunmadığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir. Alacağın temliki ilkelerine göre aktif ve pasif husumet ehliyeti davacı ve davalı yanlar için oluştuğuna göre, işin esasına girilerek bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ( 450.00) Y.T.L....

                    UYAP Entegrasyonu