Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 29.12.1997 tarihinde tapuda satın aldığını, satış tarihinde tapuda herhangi bir şerh bulunmadığını, müvekkilinin davacılara yapılan satıştan haberdar olmadığını, davacıların işgalci olduklarını, kaba inşaatı davacıların bitirmediğini, inşaatın müvekkili taşınmazı satın aldıktan sonra bitirildiğini, daha sonra davacıların taşınmazı işgal ettiklerini, yazılı veya sözlü sözleşmelere dayalı olarak hak iddia edildiğini, bir kısım satış vaadi sözleşmesinin müvekkilinin taşınmazı tapuda devraldıktan sonra düzenlendiğini, kaba inşaatta, kat irtifakı bile kurulmamış taşınmazda satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bina 45 parsel sayılı taşınmaza taşkın olunca yıkılmasının gündeme geldiğini, müvekkilinin bu parsel maliki ile anlaşarak tevhid ve ifraz işlemi yaptırdığını, bu nedenle müvekkilinin her iki parsel için para ödediğini, bu işlemden sonra taşınmazın büyüdüğünü, davacılar Nermin, Yüksel ve Sevgin ile yapılan satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını...

    Dava satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.06.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tarafların satış vaadi sözleşmesi yapma konusunda iradelerinin birleşmediği ve davalının murisi ile davacı arasında yapılmış bir satış vaadi sözleşmesi bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2019 NUMARASI : 2018/869 2019/494 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....

      Hal böyle olunca; mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davacılar vekilinin elatmanın önlenmesi isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Davalılar yargılama sırasında verdikleri beyanlar kapsamında taşınmazı 05/12/1986 tarihli gayrımenkul satış sözleşmesine istinaden edindikleri savunmasını ileri sürmüş iseler de davalıların, kadastro tespiti öncesi gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden edindikleri haklarını daha sonra yapılan kadastro tespiti sırasında 3402 Sayılı Yasanın 13/B-son fıkrası aracılığıyla a bendi hükmü uyarınca kişisel hakkını mülkiyete çevirmediği ve tespitin kesinleşmesinden itibaren aynı yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını ileri sürmediği anlaşıldığına göre, taşınmazda hak düşürücü sürenin geçmiş olması karşısında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bir mülkiyet hakkının varlığından söz edilemez. Bununla birlikte çekişme konusu taşınmazın tesis kadastro tutanağının beyanlar hanesinde krokisinde C harfi ile gösterilen ev ve müştemilat yönünden muhdesat şerhi bulunduğu görülmekle birlikte TMK 725....

        Noterliği'nin 13.11.2015 tarihinde satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, 300.000,00 TL'nin bu tarihte davacıya elden teslim edildiğini, bu hususun satış vaadi sözleşmesinde de açıkça yer aldığını, bakiye tutar için kredi başvurusunda bulunduğunu, kredi talebi onaylandıktan sonra da 20.11.2015 tarihinde satış yapılarak 250.000,00 TL'nin banka kanalı ile davacıya ödendiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir işlemi arasındaki 7 günlük süre içerisinde davacının dolandırıldığını anlamamış olmasının hayatın olağan akışın aykırı olduğunu, gabinin unsurlarının da gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş; birleştirilen davasında, dava konusu ... ada ... parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalıdan satın aldığını, ancak davalının haksız gerekçelerle taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 20.11.2015 tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL olmak üzere ecrimisile karar verilmesini istemiş, ıslah ile ecrimisil talebini 9.466,66 TL olarak artırmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

            Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra beş yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Somut olayda; davacı tarafından ... dışındaki davalıların kardeş oldukları, davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakkını bertaraf etmek kastiyle ve kötüniyetle birlikte hareket ettikleri ileri sürülmüştür. Davalılardan ... satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonraki bir tarihte ve tapu sicilindeki satış vaadi şerhini de görerek dava konusu taşınmazı 27.06.2005 tarihinde tapudan satış yoluyla devralmıştır. Davalı ..., ... 5....

              DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 47 parsel sayılı taşınmaz için dava dışı yüklenici ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu bağımsız bölümü satın aldığını iddia eden davalının taşınmazı işgaline son vermediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemişlerdir. Davalı, yanıt vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                UYAP Entegrasyonu