ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2014 NUMARASI : 2010/568-2014/50 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .................. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, 8897 ada 4 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Satı Karakütük'ten satın aldığını, iki katlı taşınmazın alt katını işgal eden davalıya çekilen ihtarnamelere rağmen taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve satın aldığı tarihten itibaren ecrimisile karar verilmesini istemiştir....
Satış vaadi alacaklısı davacı ... elbirliği mülkiyetine dahil bulunmadığından taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescile karar verilmesi mümkün değildir." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 15.01.2018 tarihli, 2016/18685 Esas - 2018/283 sayılı Kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Karar düzeltme kanun yoluna, davacı başvurmuştur. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur....
Davalılar yargılama sırasında verdikleri beyanlar kapsamında taşınmazı 05/12/1986 tarihli gayrımenkul satış sözleşmesine istinaden edindikleri savunmasını ileri sürmüş iseler de davalıların, kadastro tespiti öncesi gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden edindikleri haklarını daha sonra yapılan kadastro tespiti sırasında 3402 Sayılı Yasanın 13/B-son fıkrası aracılığıyla a bendi hükmü uyarınca kişisel hakkını mülkiyete çevirmediği ve tespitin kesinleşmesinden itibaren aynı yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını ileri sürmediği anlaşıldığına göre, taşınmazda hak düşürücü sürenin geçmiş olması karşısında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan bir mülkiyet hakkının varlığından söz edilemez. Bununla birlikte çekişme konusu taşınmazın tesis kadastro tutanağının beyanlar hanesinde krokisinde C harfi ile gösterilen ev ve müştemilat yönünden muhdesat şerhi bulunduğu görülmekle birlikte TMK 725....
Hal böyle olunca; mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davacılar vekilinin elatmanın önlenmesi isteğine yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Ancak elbirliği ortaklarının kendi aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı, dava konusu taşınmazın maliki Nazlı Göçmer'in mirasçıları arasında yer aldığından, satış vaadi elbirliği ortakları arasında yapılmıştır....
Noterliği'nin 13.11.2015 tarihinde satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, 300.000,00 TL'nin bu tarihte davacıya elden teslim edildiğini, bu hususun satış vaadi sözleşmesinde de açıkça yer aldığını, bakiye tutar için kredi başvurusunda bulunduğunu, kredi talebi onaylandıktan sonra da 20.11.2015 tarihinde satış yapılarak 250.000,00 TL'nin banka kanalı ile davacıya ödendiğini, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile devir işlemi arasındaki 7 günlük süre içerisinde davacının dolandırıldığını anlamamış olmasının hayatın olağan akışın aykırı olduğunu, gabinin unsurlarının da gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuş; birleştirilen davasında, dava konusu ... ada ... parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü davalıdan satın aldığını, ancak davalının haksız gerekçelerle taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 20.11.2015 tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL olmak üzere ecrimisile karar verilmesini istemiş, ıslah ile ecrimisil talebini 9.466,66 TL olarak artırmıştır....
Hâl böyle olunca, harici satış sözleşmesinde belirtilen satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle 18 m²'lik alan içersinde bulunan tecavüzlü yerlere ilişkin elatmanın önlenmesine ve yıkıma;buna karşın satış sözleşmesine konu edilmeyen 18 m²'lik bölüm dışında bulunan tecavüzlü yerlere ilişkin olarak mutlak elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi davada komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi talebide bulunduğu halde bu istek yönünden de taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.12.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptal ve tescil, ikinci kademedeki istem tazminata ilişkindir. Davacı vekili; davacının, davalı ... ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptığını, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/709 Esas KARAR NO : 2021/963 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/11/2021 KARAR TARİHİ : 02/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesinin... Esas sayılı dava dosyasının davalılardan ... işler tarafından Beyoğlu......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi DURUŞMA İSTEMLİ K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanan irtifak hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....