"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davası ile; birleştirilen el atmanın önlenmesi muarazanın men'i ve kal; karşı dava ise 221 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda: Taşınmaz maliklerinin açtığı kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası ile idarenin açtığı 221 sayılı Kanunun 4. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı idareler vekili yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili; birleştirilen dava ise el atmanın önlenmesi, muarazanın men'i ve kal; karşı dava ise, 221 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca tapu iptal...
Müdahalenin men'i, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır." Bu durumda hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu açıktır. Harçlar Kanun'un 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Harçlar Kanunun 28/1- a. maddesi uyarınca karar ve ilam harçlarının 1/4'ü peşin olarak alınır. Asıl dava el atmanın önlenmesi ve kal, birleşen dava tescil istemine ilişkin olduğundan dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından, birleşen dava yönünden ise tescil talebinde bulunulan yerin değerinden ibarettir. El atmanın önlenmesi, kal ve tescil davaları gayrimenkulün aynına yönelik davalardan olduğundan dava konusu taşınmazın değerinin keşfen belirlenerek Harçlar Kanun'unun 30 . maddesi uyarınca varsa eksik harcın tamamlattırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.04.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i ve kal, karşı dava temliken tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine ve asli müdahale davasının açılmamış sayılmasına dair verilen 20.06.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava ise temliken tescil istemlerine ilişkindir....
Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 1310 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1997 tarihli imar uygulaması ile davacıların murisi adına tescil edildiğini, müvekkillerin 1310 ada 2 parsel sayılı taşınmazda el birliği ortağı olduğunu, davalı ...'...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil, el atmanın önlenmesi ve kal davası niteliğindedir. 1- Davalı ...’ın temyiz itirazları yönünden; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman tahdidi içinde iken 1988 yılında yapılan, dava tarihi itibariyle kesinleşen 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirlenerek ... biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir. 2- Davacı Hazinenin temyiz itirazları yönünden; Davacı Hazine, davalı taşınmazın kesinleşen 2B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkartıldığı iddiasıyla el atmanın önlenmesi, tescil ve kal davası açmış, mahkemece el atmanın önlenmesi ve kal davaları kabul edildiği halde...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.04.2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal, karşı dava temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 02.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili ve asli müdahiller tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım, karşı dava ise temliken tescil istemlerine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 398 parsel sayılı taşınmazın doğu tarafındaki tahminen 8-10 dönümlük kısma davalı tarafından kayısı ağacı dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, vaki el atmanın önlenmesi ve kayısı ağaçlarının sökülmesi suretiyle kal'ini istemiştir....
El atmanın önlenmesi davasının kabul edilebilmesi için el atmanın haksız olması gerekir. El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır. Bu dava sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edilmektedir. Ayni hakka dayandığından ayni bir davadır. Ayni bir dava olduğu için haksız el atma sürdükçe her zaman el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Bu dava zaman aşımına uğramaz. Hak düşürücü süreye tabi değildir. Ayni hak sahibi el atmayı öğrenmesine rağmen uzun süre ses çıkarmasa dahi haksız el atmanın önlenmesi davası açabilir. Bu durum MK 2. maddesi hükmüne göre hakkın kötüye kullanılması olarak ta kabul edilemez ....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar- karşı davalılar vekili tarafından, davalılar- karşı davacılar aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal, karşı davada 27/06/2012 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, birleştirilen davada tazminat istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 28/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar- karşı davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve kal; karşı dava temliken tescil; birleştirilen dava tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, 291 parselde hissedar olduklarını, davalı ...'...
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak el atmanın önlenmesine, tecavüzlü yapıların kaline ve haksız işgal nedeniyle ecrimisile karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemlerine ilişkindir. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK mad. 26; 297/2). Somut olayda, Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davalılar vekilinin süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesiyle temliken tescil talebinde bulunmasına rağmen, Mahkemece bu talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir....