Kabule göre de; dava konusu edilen 275 ada 2 nolu parselin davacı tarafça kullanıldığının iddia ve beyan edildiği halde karar gerekçesinde bu hususun hiç tartışılmadığı yine dava konusu 276 ada 1 parsel üzerindeki evin davalı tarafça bizzat kullanıldığı açıkken bu yapı yönünden intifadan men koşulunun aranması gerektiği bu şekilde ortaklığın giderilmesi davasının, dava tarihi öncesinde intifadan men olgusunun davacı tarafça iddia ve ispat edilmediği, dosyaya ortaklığın giderilmesine ilişkin dava yönünden bir evrak sağlanmadığı ve bu taşınmazın yapı bölümüne ilişkin de yeterli bir değerlendirme ve gerekçenin dosyada bulunmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, yine yukarıda alıntısı yapılan Yargıtay ilamının da işaret ettiği üzere el birliği mülkiyetinde, maliklerden birisinin diğer malike karşı ancak payı oranında el atmanın önlenmesi davasını açabileceği sabit iken, oysa hüküm kısmında taşınmazın tamamı üzerinde el atmanın önlenmesi yönünden karar verilmiş olmasının da yerinde olmadığı...
Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesinden ötürü ecrimisil isteyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa, açacağı el atmanın önlenilmesi ve ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda davacının çekişmesiz olarak kullanabileceği bir kısmın bulunduğu ayrıca davalının yapılaşmak suretiyle kullanımının taşınmazın niteliğini de değiştirmediği açıktır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacının dava konusu 390 ada 13 parsel sayılı taşınmazın el birliği halinde iştiraken maliki konumunda olduğunun sabit olduğu, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman isteyebileceği, hatta el birliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabileceği, mirasçılardan ...’ın davalı ile yaptığı muvafakatnamenin diğer ortakların bu şekilde yapılan bir sözleşmeye icazet vermedikleri sürece diğer ortaklar bakımından hüküm ifade etmeyeceği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un el birliği mülkiyetine ilişkin 701 ve devamı maddeleri, özellikle 702 nci maddesinin ikinci fıkrası ile 27.11.1946 tarih ve 28/15 sayılı Yargıtay İçtihatları...
Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur....
İlk derece mahkemesince Mehmet beyli Köyü 2234 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlar yönünden el atmanın önlenmesine, 2234 parsel sayılı taşınmaz açıısından el atmanın ölenmesi talebinin reddine, yine Mehmet beyli Köyü 713, 751, 1080, 1081, 1171, 1187, 1916 ve 1925 parsel sayılı taşınmazlar yönünden intifadan men koşulu gerçekleşmediğinden ecrimisil talebinin reddine, diğer taşınmazlar yönünden intifadan men koşulunun gerçekleştiğinden ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiş olup verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf incelemesi kamu düzeni ve istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılmıştır. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu 683. maddesi gereğince bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....
atmanın önlenmesi ve ecrimisil tazminatı talep ettiklerini, yerel mahkemenin el atmaya son verip tecavüz edilen kısmın tahliyesine ve şimdiye kadar elde edilen semerelerin iadesine karar vermesi gerekirken davayı kökten reddettiğini, mahkemenin Yargıtay 8....
Bir kısım davalılar T4 T5 ve T3 vekilinin dosyaya sunmuş olduğu 31/03/2022 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; "davacı yan davalılar tarafından taşınmaz payına el atıldığından bahisle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunulmuş olup işbu dava mahkeme tarafından usul ve yasaya uygun olarak reddedilmiştir. Ancak yargılama konusu olayda ise yukarıda bahsi geçtiği üzere el atmanın önlenmesi davasının açılabilmesi ve ecrimisil talep edilebilmesi için gerekli şartlar oluşmamış olup bu durum 07.04.2021 tarihinde mahallinde yapılan keşifle de bizzat gözler önüne serilmiştir....
El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalı, ayrıca karar tarihine kadar el atmanın devam ediyor olması gerekir, dava tarihinden önce haksız el atma sonlandırılmış ise davanın reddine, dava açıldıktan sonra sonlandırılmış ise davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilir....
Asıl dava, muhtesat aidiyetinin tespiti, birleşen dava ise; paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi- eski hale iade istemine ilişkindir....