Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

iptal edilmiştir....

    Etap Kentsel Dönüşüm alanı içerisinde kaldığı anlaşıldığından, mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın ferağ tarihindeki değerinin, bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile tespit edilmesinde, bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası “09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....

      Etap Kentsel Dönüşüm alanı içerisinde kaldığı anlaşıldığından, mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin, bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile tespit edilmesinde, bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Ne varki, kadastro komisyonu kararıyla 360 ve 391 parsellerin mülkiyetinin davacıya ait olduğu belirlenmiş ve kadastro mahkemesinde açılan davada da tespite itiraz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda komisyon kararı uyarınca çap (sicil) oluşturulacağı yerde hata sonucu tespit tutanağında malik gözüken muris Mehmet adına sicil kaytılarının oluştuğu da sabittir. Davacı, oluşan çap kaydının yolsuzluğuna değinerek eldeki davayı tapu sicil müdürlüğünü hasım göstererek açmıştır.Gerçektende sicilin dayanağı kadastro komisyon kararında malik gösterilen kişi adına çap oluşturulacağı yerde,infaz sırasında hata yapan Tapu Sicil Müdürlüğüne husumetin yöneltilmesi doğrudur. Ancak, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılması zorunludur.O Halde husumette yanılgılı değil eksikliğin bulunduğu kabul edilmelidir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden taraftan gelen olmadı. Aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacıları vekili, 1948 yılında yapılan kadastro sırasında 754 ada 3 numaralı parsel olarak tesbit edilen taşınmazdan imar uygulaması sonucu ifrazen oluşan 2942 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında, kadastro tesbitlerinin kesinleşmediğine ve temessük kayıtlarına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....

            Bu itibarla; dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte (ay, gün ve yıl olarak) el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgeler (yer teslim tutanağı, geçici ve kesin kabul tutanakları vs) getirtilip, el atma tarihinin 04.11.1983 tarihinden önce olduğunun tespiti halinde maktu harç ve maktu vekalet ücretine, sonra olduğunun belirlenmesi halinde ise nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildğinde iadesine, temyiz eden davacı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.350,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosya içeriği ve toplanan delillerden;1957 yılında yapılan kadastro sırasında ... ilçesi ... mevkii 552 parsel sayılı 13.800 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca oluşan tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile ... adına tespit ve tescil edildiği, daha sonra imar uygulamasıyla 4260 ila 4281 parsellere ifraz edildiği, 4267 parsel sayılı 311,70 m2 yüzölçümündeki taşınmazın arsa niteliği ile 03.01.1990 tarihinde yapılan satış yoluyla ...'e geçtiği, daha sonra 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulaması sonucu 489 ada 48 parsel numarasını aldığı, Orman Yönetiminin, çekişmeli 4267 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen tahdit içinde kaldığından tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalının el atmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle karşı dava açtığı, Yalova 1....

                sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2- 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....

                  mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 2)13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası “09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği” gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....

                    Maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen Geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu durumda; 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu