Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu taşınmaz 221 sayılı Yasa uyarınca hükmen davalı idare adına tescil edilmiş ise de; bu dava hasımsız olarak yürütüldüğünden, idare adına yapılan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu; dava konusu taşınmazın 04.10.1963 tarihinde kadastro tespiti sonucu malikleri adına tespit edildiği ve dava açma hakkının da bu tarihte elde edildiği, bu nedenle 221 sayılı yasanın davada uygulama olanağı bulunmadığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından; Davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin 24.11.2015 tarih ve 2015/14695-21812 E/K sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede, Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. madde uyarınca reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro tespiti 1981 yılında kesinleşen 950 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 2914 parsel sayılı 1.120,00 metrekare (uygulama kadastrosu sonucu 5594 ada 50 parsel, 1.465,49 m2) yüzölçümündeki taşınmaz, mera vasfıyla tespit edilip özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal ve taksim iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık süreden sonra açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararı ile; 6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin on üçüncü fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kadastro tesbiti sonucu oluşan tapu kaydının iptal ve tescili istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 10.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazların incelenmesiyle sonuçları 7 numaralı komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması (bu uygulama idare mahkemesince iptal edilmiştir.) ve 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilen ve dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

            Yönetimi, çekişmeli 5340 ve 5341 parsel sayılı taşınmazların kısmen kesinleşen tahdit içinde kaldıklarından tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalının el atmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.12.2007 gün 2007/12508-16281 sayılı kararıyla, dava konusu 5340 parselin bilirkişiler tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen 319,22 m2 yüzölçümlü bölümünün ve 5341 parselin ise (D) ile işaretlenen 1.429,14 m2 yüzölçümündeki kesiminin tapu kayıtlarının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine ve davalının bu yerlere yönelik el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece onanarak kesinleşmiştir....

              mahallesinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu daimi irtifak alanının ölçekli kroki üzerinde gösterilmesi için fen bilirkişisinden, kamulaştırma bedelinin yenileme sonrası oluşan yüzölçümüne göre yeniden tespiti için ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınması sağlanmadan, eksik incelemeyle karar verilmesi, 2)Dava konusu taşınmazın paylı olduğu ve dava dışı paydaşlar da bulunduğu gözetilmeksizin taşınmaz üzerindeki yapıların hak sahipliği araştırılmaksızın tümünün davacılara ait olduğu kabul eden rapora göre hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/03/2018 gününde...

                Yine 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci maddesi: “– (Değişik:22/2/2005 – 5304/6 md.) Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tâbi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir....

                  Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan rapor uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesi ve bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, el atılan taşınmaz, yol durumuna dönüştürüldüğünden, 4721 sayılı T.M.K’nun 999.maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                    Hukuk Dairesince dava konusu taşınmazın kadastro parseli emsal taşınmazın ise imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek miktarda m2 birim bedelinden indirim yapılması gerektiğinden bahisle bozma yapılmış ise de; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın 2981 sayılı yasa uyarınca yapılan uygulama sonucu oluşan imar parseli olduğundan düzenleme ortaklık payı düşülmeden m2 birim bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığı gibi, asıl davanın davalısı .........Genel Müdürlüğü 28.04.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı Yasanın 6.maddesi gereğince harçtan muaf hale geldiğinden aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğinden; (Kapatılan) 18....

                      UYAP Entegrasyonu