Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

" gerekçesiyle Anayasanın 2. ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1-İmar uygulaması sonucu oluşan parsellerin ölçekli krokileri ile bu taşınmazların konumlarının işlendiği imar paftalarının Kadastro Müdürlüğü ile İmar Müdürlüğünden celbedildikten, 2-... 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekilleri yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1-İmar uygulaması sonucu oluşan parsellerin ölçekli krokileri ile bu taşınmazların konumlarının işlendiği imar paftalarının Kadastro Müdürlüğü ile İmar Müdürlüğünden celbedildikten, 2-... 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1-İmar uygulaması sonucu oluşan parsellerin ölçekli krokileri ile bu taşınmazların konumlarının işlendiği imar paftalarının Kadastro Müdürlüğü ile İmar Müdürlüğünden celbedildikten, 2-... 2....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1-İmar uygulaması sonucu oluşan parsellerin ölçekli krokileri ile bu taşınmazların konumlarının işlendiği imar paftalarının Kadastro Müdürlüğü ile İmar Müdürlüğünden celbedildikten, 2-... 2....

            Aynı Yasa'nın 303/2. maddesinde ''Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkında bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar.'' hükmü Anayasa Mahkemesi'nin 2010-71 Esas 2011-143 Karar ve 27.10.2011 tarihli kararı ile iptal edilmiş ve karar 07.02.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Mahkemece karar verilmesinden önce Türk Medeni Kanunu'nun 303/2. maddesi hakkındaki iptal kararı yürürlüğe girdiğinden ve Yasada çocuk için hak düşürücü süre artık bulunmadığından taraf delillerinin toplanması, DNA incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru görülmemiştir....

              İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporları ile çekişmeli parselin 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışındayken, eylemli olarak fıstık çamlarından oluşan orman olması nedeniyle 1975 yılında 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 3 numaralı ekip tarafından yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı, bu işlemin 23.09.1976 tarihinde ilan edildikten sonra kesinleştiği, ve hak düşürcü sürelerin çoktan geçtiği belirlenip, kamulaştırma yasasında devlet ormanlarının kamulaştırılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, taşınmazın gerçek kişiler adına tapuya tesciline ilişkin Asliye ......

                Mahkemece, konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair verilen karar, davacılar vekilince temyiz edilmiştir Dava konusu taşınmazlara kaldırım yapılmak suretiyle fiili el atmaya son verildiği 24.09.2011 tarihli resim ve krokilerde belirtilmiş ise de, kaldırımın el atmaya son verilen kısmı ile arta kalan bölümünün bütünlük gösterir şekilde kullanılmaya devam edildiği, davalı idarenin sadece davaya konu edilen taşınmazlara rastlayan bölümlerde el atmaya son vermesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, el atamanın yol boyunca devam ettiğinin kabulü ile bu bölümlerin bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 30.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ne var ki, davacı kendisine ait taşınmazın bir bölümünün kadastro çalışmaları sırasında davalıya ait 307 ada 3 parsel içerisinde bırakıldığı iddiasına, bir başka ifade ile kadastro öncesi sebebe dayanarak kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptali ve adına tescili isteminde bulunmuş; bunun sonucu olarak da davalının çekişmeli bölüme müdahalesinin men'ini istemiştir. Buna göre dava, kadastro sonrası sebebe dayanan çaplı taşınmaza el atma istemine ilişkin bulunmamaktadır....

                    İkinci fıkradada yer alan "Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar" hükmü, Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararıyla; aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir" hükmü ise, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararıyla çocuk yönünden iptal edilmiş; ikinci fıkrayla ilgili iptal kararı 07.02.2011 tarihli 28197 sayılı; dördüncü fıkrayla ilgili iptal kararı ise, 21.07.2012 tarihli 28360 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış; her iki iptal kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin kararlaştırılması sebebiyle, ikinci fıkrayla ilgili iptal hükmü 07.03.2012...

                      UYAP Entegrasyonu