Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro yenileme çalışmaları sonucu ihdas edilen ve uyuşmazlık konusu parseller hakkında açılan el atmanın önlenmesi davasının görüm ve çözümünde Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Kadastro Mahkemesince ise somut olayda, dava konusu taşınmazlarda yüzölçümüne ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu anlamda ... 1....

    Ancak; Dava konusu taşınmaz davalı ... adına 11.03.2010 yılında kadastro tespiti sonucu tescil edildiğinden, taşınmazın tapusunun iptali ile tescil istemli davanın taşınmaz maliki olan davalı idareye yöneltilmesi doğrudur. Bu nedenle tapu iptal ve tescil davası bakımından işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacının vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro sonucu, 267 ada 13 parsel sayılı 29.637,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle 24 pay kabul edilerek 17 payı davalı ... Karakaş 7 payı davalı Fatma Karakoyun adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ayrı bir tapu kaydı ve zilyetliğe dayanarak taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır....

        Hukuk Dairesinin 18.02.2005 gün ve 2004/10589-2005/1845 E.K. sayılı bozma kararında özetle; " davaya konu 2 ada 1 nolu parselin yörede 1961 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında oluşan ve 86 - 808 parsel numaraları ile tapuda kayıtlı bulunan taşınmazların imar uygulaması sırasındaki tevhit ve ifraz işlemleri sonucu oluştuğu, karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 70097 m2 yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen orman kadastro haritasında orman sınırı dışında kaldığı (B) ile gösterilen 285 m2 ve (C) ile gösterilen 3122 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin ise orman sınırı içinde olduğu belirtilmiş ise de, çekişmeli parselin imar uygulamasından önce içinde yer aldığı 86 ve 808 parseller ile bu parsellerden ifraz ve tevhit ile oluşturulan taşınmazların tamamının krokide gösterilerek anılan parsellerle birlikte dava konusu parselin orman kadastro haritasına göre irtibatı sağlanmaksızın Yargıtay denetimine olanak tanınmayacak biçimde...

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan tapu iptal ve tescile ve el atmanın önlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, 9480 m2 yüzölçümündeki çekişmeli parselin müşterek bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 3881.25 m2 bölümün kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı belirlenerek (A) bölümüne ilişkin davanın kabulüne, taşınmazın kalan bölümüne ilişkin davanın ise reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı Yönetimin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/10/2006 günün oybirliği ile karar verildi....

            Fabrikası Teknik İşletme Şefi olan davacının bu göreve geri dönmesi gerekeceğinden davacıdan boşalan teknik şef kadrosuna 17.11.1993 tarihinde yapılan atamanın da iptali gerektiği gerekçesiyle teknik şef kadrosuna ... isimli kişinin atanmasına ilişkin işlem iptal edilmiştir....

              Ne varki, kadastro komisyonu kararıyla 360 ve 391 parsellerin mülkiyetinin davacıya ait olduğu belirlenmiş ve kadastro mahkemesinde açılan davada da tespite itiraz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda komisyon kararı uyarınca çap (sicil) oluşturulacağı yerde hata sonucu tespit tutanağında malik gözüken muris Mehmet adına sicil kaytılarının oluştuğu da sabittir. Davacı, oluşan çap kaydının yolsuzluğuna değinerek eldeki davayı tapu sicil müdürlüğünü hasım göstererek açmıştır.Gerçektende sicilin dayanağı kadastro komisyon kararında malik gösterilen kişi adına çap oluşturulacağı yerde,infaz sırasında hata yapan Tapu Sicil Müdürlüğüne husumetin yöneltilmesi doğrudur. Ancak, tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılması zorunludur.O Halde husumette yanılgılı değil eksikliğin bulunduğu kabul edilmelidir....

                Ancak; hükümden sonra 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğinden ve bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                  Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.” ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre; “bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” hükmü gereğince davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğinden, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, ... köyü 191 parsel sayılı 120540 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile 18.04.1988 tarihinde satın alma yoluyla davalı kurum adına tapu sicilinde kayıtlı olup, 28.11.1995 tarihinde ormanla ilişkisi bulunduğuna ilişkin beyanlar hanesine şerh verilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde bulunduğu ve eylemli orman niteliğinde olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalı kurumun el atmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu