Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kalan bölümlerinin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili ve davalıların el atmalarının önlenmesi istemiyle dava açtığı ve çekişmeli taşınmazın (B) ile işaretlenen kesiminin kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı belirlendiği halde mahkemece el atmanın önlenmesi istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş tahdit haritası ile 2/B haritasına dayalı olarak yöntemince yapılan uygulama ve araştırma sonucu taşınmazın (B) ile işaretlenen bölümünün tahdit içinde kaldığı belirlenerek, bu bölümün tapu kaydının iptaline karar verildiğinden Orman Yönetiminin diğer temyiz itirazlarının reddi ile hükmün el atmanın önlenmesi istemi yönünden bozulmasına karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kadastro öncesi sebebe ve tapu kaydına dayanılarak genel kadastro sonucu oluşan tapu kaydının iptal ve tescili istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 7. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 31.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahallesi 193 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yörede 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini, davalı gerçek kişinin el atmasının önlenmesini istemiş, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkin, Kadastro Mahkemesinin 18.02.1992 ... ve 1993/4-1 sayılı kararının bulunduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirketin İsmetpaşa Mahallesi 193 ada 9 sayılı parsele el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından orman olarak tescile karar verilmemesi ve tapu kaydı üzerindeki şerhlerin silinmemesi nedeniyle temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir....

        İdaresi tarafından verilen cevap dilekçesi ile dava konusu taşınmazın tapusunu iptali ve orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline ilişkin karşı davası açılmış ise de mahkemece davalı idarenin dilekçesinin ayrı esasa kaydedildiği ve davanın derdest olduğu, tapu iptal ve tescil davasının sonucunun, eldeki davanın sonucunu etkileyebileceği gözetilerek fiili ve irtibat bulunması nedeniyle davaların birleştirilerek görülmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, 2)Kabule göre; Dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın değerlendirme tarihlerindeki Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından re'sen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan...

          Daha sonra 1972 yılında yapılan kamulaştırma sonucu 2702, 2703 ve 2704 parsellere ayrılmıştır. 2705 sayılı taşınmaz 1957 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında fundalık niteliği ile tespit dışı bırakılmış, 1972 yılında yapılan kamulaştırma üzerine 2705 parsel numarasıyla Sular İdaresi adına tescil edilmiştir. 2703 ve 2705 sayılı parseller sırasıyla 615 m2-936 m2 yüzölçümlü olarak isale hattı niteliği ile İski Genel Müdürlüğü adına tapuda kayıtlıdır. Davacı Orman Yönetimi, 2703 ve 2705 sayılı parsellerin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldıkları, tapu kayıtlarının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine ve davalının el atmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır....

            Ancak; 1-Dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro yenileme çalışmalarının tamamlanarak tescil edildiği anlaşıldığından, yenileme çalışmaları sonucu oluşan ... tapu kayıtları ile kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, ... duruma göre kamulaştırma konusu irtifak alanı ve ... yerinin ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için bilirkişisinden ek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Davacı dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğundan, irtifak hakkının davacının payı oranında kurulması, ... yeri için ise yine davacının payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Taşınmazların tapu kaydındaki ipotek şerhinin bedele yansıtılmaması, 4-Dava konusu taşınmazların tapu kaydına göre davacının payı oranında bedele hükmedilmesi gerekirken tamamının bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....

              Ancak; Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda dava konusu 1.472,00 m² yüzölçümlü 103 ada 5 parsel sayılı taşınmazın, 1.487,40 m2 yüzölçümü ile 207 ada 4 parsel olarak tapuya tescil edildiği anlaşıldığından, yenileme sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre el atılan alanının ölçekli kroki üzerinde gösterilmesi için fen bilirkişisinden, el atma nedeniyle tazminat bedelinin yenileme sonrası oluşan yüzölçümüne göre yeniden tespiti için ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınması sağlanmadan, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Hükmün yukarıda açıklanan gerekçeyle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile HMK 371 md gereğince BOZULMASINA, karardan bir örneğin ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....

                Şti'ye satıldığı ileri sürüldüğünden; dava konusu 1665 parselde yapılan kadastro yenilemesi sonucu oluşan ve son malikini gösteren tapu kaydı ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bu itibarla; şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip mahallinde yeniden keşif yapılarak imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp imar uygulaması öncesindeki taşınmaz ile aynı yerde kalıp kalmadıkları tespit edildikten sonra, yeni oluşan parsellere davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Şöyle ki; 1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen Seyhan ilçesi, ... köyü ... ada 1 nolu parselin satış tarihindeki tapu kaydı getirilmediğinden bilirkişi kurulu raporu denelenemediği gibi, Çukurova Belediye Başkanlığı'nın 14.03.2013 tarihli yazısı dikkate alındığında emsal imar uygulaması sonucu düzenleme ortaklık payı düşülmek suretiyle oluşan imar parseli iken imar planları iptal edilmiş ise de emsal taşınmazın imar planının iptalinden sonra kadastral parsele dönüşünün yapıldığının tespit edilmediği gözetildiğinde kadastral parsel olan dava konusu taşınmazın emsal incelemesi sonunda bulunan bedelinden düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılmadan bedel tespit edilmesi nedeniyle, alınan rapor inandırıcı değildir....

                      UYAP Entegrasyonu