Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur. Bu nedenle yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir. Buna göre tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK'nun 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaz.TTK.547.maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin ticaret siciline yeniden tescilini isteyebilirler. Olayımızda ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, talebin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir....

    Esas sayılı dosyasında derdest davanın görülüp sonuçlandırılması ve ilamının infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla Ticaret Sicili'ne tescili ile ihyasına, 2-Ek tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için ihyasına karar verilen şirketin terkinden önceki tasfiye memuru olan davalı ...'nun ek tasfiye memuru olarak atanmasına, Tasfiye memurunun terkinden önceki tasfiye memuru olması nedeniyle tasfiye memuruna takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, 3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken karar ve ilam harcının peşin alınması nedeniyle başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 5-Davacı taraf yararına takdir edilen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru ...'...

      Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu davalı-son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak------ tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı---- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davanın TTK'nin 547....

        Ek kararda, 16/04/2021 tarihli karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; kararın HMK 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak verildiği, kesin kararların temyizinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin kesin karara ilişkin temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir. Ek karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı tarafın 01.07.202021 tarihli ek karar yönelik temyiz istemi yönünden, Dava şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair kararı, davalı vekilinin istinaf isteminin Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine kesin olarak karar verilmiş, davacının bu karara karşı temyiz isteminin de reddine karar verilmiştir....

          Ek tasfiye kararı geçici bir tedbir kararı olup, ek tasfiye ile yeni bir hukuki durum meydana getirilmemekte yapılması ihmal edilmiş tasfiye işlemini takiben şirketin yine sona erdirilmesi amaçlanmıştır. Bu hüküm kapsamında şirketin yeniden sicile kaydedilmesinin ve ek tasfiye yapılmasının gerekleri içerisinde şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılmasının da söz konusu olabileceği, dosya kapsamı itibariyle... Ticaret Sicil Memurluğunda 256595 sicil numarası ile kayıtlı ... Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin tasfiye kapanışı yaparak 19/01/2012 tarihinde sicilden kaydının silindiği, İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesinin 2018/620 esasına kayıtla açılan davada sicilden kaydı silinen işbu şirketin de davalı olarak yer aldığı, tasfiye öncesine ilişkin olduğu anlaşılmakla sicilden kaydı silinen ... Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin ......

            Sayın çoğunlukça kabul edildiği gibi, tasfiye tutanağındaki (tasfiye tutanağı içine dercedilerek çıkarılmış tasfiye kesin hakedişindeki) miktarların idare yönünden kesin ve bağlayıcı olduğu kabul edilirse, yıllardır süregelen uygulamanın aksine artık kesin hesabı onaylanan işlerde fazla ödeme yapıldığı iddiasıyla istirdat davaları açılamayacaktır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemenin tasfiye tutanağını (tasfiye kesin hesabını) idare yönünden bağlayıcı saymayıp bilirkişi raporuyla sonuca gitmesi son derece isabetli ve yerinde bir uygulamadır. Mahkemece hükme esas alınan 13.09.2009 tarihli 2. ek raporda, sözleşme, şartname ve Borçlar Kanunu'nun ifa imkansızlığı ile ilgili hükümleri dikkate alınarak dava konusuyla sınırlı inceleme ve hesaplama yapılmış, davacının tasfiye kesin hesap alacağı 133.979,95 TL olarak, bu alacağın 21.08.2007 icra takip tarihi itibariyle güncellenmiş tutarı da 174.978,68 olarak belirlenmiştir....

              TTK'nin "Ek tasfiye" başlıklı 547.maddesi: "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmünü içermektedir. Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin ------ Mah. ----- Cad. No:----- K:---- ------ olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son temsilcisinin ------ olduğu ve temin edilen nüfus kaydına göre bu şahsın hayatta olduğu belirlenmiştir....

                TTK'nin "Ek tasfiye" başlıklı 547.maddesi: "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmünü içermektedir. Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin ------ Cad. ----- Sok. No:---- ------ olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son temsilcisinin ... olduğu ve temin edilen nüfus kaydına göre bu şahsın hayatta olduğu belirlenmiştir....

                  TTK'nin "Ek tasfiye" başlıklı 547.maddesi: "(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmünü içermektedir. ----- cevabına göre söz konusu şirketin 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin ------ Mah. ------ Cad. No ----- ------ olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son temsilcisinin ------ olduğu ve temin edilen nüfus kaydına göre bu şahsın hayatta olduğu belirlenmiştir....

                    Şirketinin tasfiyeyle sınırlı ihyasına, 3-Şirketin ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirket ortağı olan...'...

                      UYAP Entegrasyonu