Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle terekeye göre 3. kişi konumunda olan, bir başka ifadeyle mirasçı olmayan davalı aleyhine ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan davanın dinlenilebilir olmadığı; öte yandan, davacı tarafın irade sakatlığı ile muris muvazaasına yönelik iddiasını ispatlayamadığı, ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca bakım görevinin yerine getirilmediği iddiasının ise ancak bakım alacaklısı tarafından ileri sürülebileceği gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre, davacıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacılardan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 27.10.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, dava dilekçesinde ehliyetsizlik, muris muvazaası, tenkis, hile ve gabin iddialarına dayanılmıştır. "...Öte yandan; davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usûl ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 11/04/1990 tarihli, 1990/1- 152 esas-1990/236 karar sayılı kararında da aynı husus benimsenmiştir. Böylesi bir durumda, kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulması gerektiğinde kuşku yoktur..." (Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 2014/22012 Esas, 2017/2508 Karar sayılı ve 10/05/2017 tarihli ilamı) Yukarıda alıntılanan Yargıtay içtihatında da açıklandığı üzere davada birden fazla hukuki sebebin bir arada bulunmasında usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Adli Tıp Kurumu 4....

    Davacı ...’ın tenkis yönünden temyiz itirazlarına gelince; Davacı ...’ın, saklı payına yönelik olarak tenkis isteğinde bulunduğu nazara alındığında, tenkis ile ilgili hüküm yönünden davacının kararı temyiz etme hakkı bulunduğu ve bu yönden temyiz itirazlarının incelenebileceği açıktır. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tenkis isteği yönünden davacı ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, tenkis yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 10.11.2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı taraf, ZMSS Genel Şartları'nın B.4. maddesindeki "ehliyetsizlik" ve "alkollü sevk" nedenlerine dayalı olarak davalıya rücu ettiğini bildirmektedir. Davacı, davalı aracının sürücüsünün davalı olduğu iddiasında bulunarak dava açmış ise de; davalı aracının kaza anındaki sürücüsünün ... adlı kişi olduğu, ..... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/202 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile sabit olduğu gibi, bu sürücünün ehliyetinin bulunduğu da dosya kapsamıyla sabittir. İşbu durumda, davacının ehliyetsizlik nedenine dayalı olarak davalıya rücu etmesi mümkün değildir. Davacı sigortacı, davalının aracı alkollü olarak sevki esnasında kazanın meydana geldiğini iddia etmiş olmakla birlikte; dosya kapsamında davalı aracı sürücüsü ...'ın alkollü olduğuna dair hiçbir delil bulunmadığı gibi, bu hususa ilişkin olarak mahkemece de herhangi bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, davalı aracının sürücüsü olan ...'...

        Gerçekten de, .... alınan rapor ile davacı ...’nin dava konusu taşınmazı temlik ettiği 08.01.2010 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu saptandığına göre, "ehliyetsizlik" hukuksal nedeni yönünden davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada "ehliyetsizlik" hukuksal nedeni yanında "hata (yanılma) – hile (aldatma)" hukuksal nedenlerine de dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır....

          Hukuk Dairesince, bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının “Somut olayda, davacılar dava dilekçesinde ehliyetsizlik ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayanarak Zonguldak 2 Noterliğinin 17.10.2010 tarihli 2930 yevmiye numaralı, 15.02.2001 tarihli 3487 yevmiye numaralı zilyetlik devir sözleşmelerinin iptali ile davaya konu taşınmazların mirasbırakan tarafından yapıldığının, taşınmazda miras payları oranında hakları olduğunun tespitini ve elatmanın önlenmesini istemişler, 01.12.2014 tarihli ıslah dilekçeleri dava dilekçelerinin netice ve talep kısmını ıslah ettiklerini belirtip, taşınmazların mirasbırakan tarafından yapıldığının tespiti ile rayiç değerlerinden miras paylarına isabet eden alacağın tahsilini talep etmişlerdir. Davacıların talepleri arasında tenkisin bulunmadığı tartışmasızdır....

            -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istinaf başvuru dilekçesinin HMK 352/1-c maddesi uyarınca reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....

              Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ehliyetsizlik ve hata (yanılma) – hile (aldatma) nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişikindir. Davacı vekili, davacının kızı ve torunu olan davalıların 100 yaşındaki davacının hukuki ehliyetsizliğinden yararlanmak ve onu hile ile kandırıp yanıltmak suretiyle dört parça taşınmazını bağış ve satış yollarıyla üzerlerine geçirdiklerini, bir parça taşınmazını da kiraladıklarını ileri sürerek tapu iptali-tescile ve kira sözleşmesinin iptali ile tapudaki kira şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; aşamada davacıya tayin edilen vasi vasıtasıyla dava sürdürülmüştür. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının akit tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                Davacıların, iradeyi ifsat eden nedenlerle yapılan temliki işlemin geçersiz olduğunu, kaldı ki, miras bırakanın temliklerin yapıldığı tarihlerde ehliyeti haiz olmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları, bu durumda, dava dilekçesi içeriğine göre, davacıların, davada ehliyetsizlik ve iradeyi ifsat eden nedenlere birlikte dayandıkları anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. (HGK. 11.4.1990 tarih, 1990/1-152 esas 1990/236 sayılı kararı) Mahkemece, ehliyetsizlik dışındaki sebepler yönünden ididaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, ehliyetsizlik yönünden hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bir araştırma yapılmış değildir....

                  nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve terekeye iade, olmadığı takdirde tenkis, birleştirilen dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade isteğine ilişkindir. Asıl davada davacı, mirasbırakan ...’ün, mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak taşınmazlarının bir kısmı ile menkul mallarını ve şirket hisselerini davalılara devrettiğini, ayrıca işlem tarihinde mirasbırakanın ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile terekeye iadesine, batıl olan işlemlerin tenkisine karar verilmesini, birleştirilen davada ise mirasbırakan ...’ün maliki olduğu 622 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki payını kardeşinin eşi davalı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile terekeye iadesine karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu